Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sehpalar Kurulurken!
ERHAN ŞENSOY “Türkiye’de bu kadar kolay suçlanmak, tutuklanmak, hayatı karartılmak.. Hiçbir alakanızın olmadığı bir konuda aleyhinize delil olarak sunulan şeylerin aksini resmi belgelerle, bilirkişi raporlarıyla ispat etseniz bile.. Derdimi savcıya anlatamadım, mahkemede anlatırsınız diye, kendinizi teselli edebilirsiniz. Fakat mahkemede de söylediğiniz, belgelediğiniz, sahteliğini ispat ettiğiniz hiçbir şey, en azından tutuksuz yargılanmak için bile bir kıymet içermiyorsa, masum bir kişi olarak içine düşebileceğiniz psikolojik durumu düşünün. Bir de aileniz var, ya onların çektiği çile?
\nBu duruma ne denir? Haksızlık? Hukuksuzluk? Peşin Ceza? Yoksa ‘konu yargıya intikal etti, adalete güvenelim’ klişesi mi?”
\nOnlarca mektup arasından çektim Deniz Kurmay Kıdemli Albay Erhan Şensoy’unkini. Vicdanım yaralı, seslerini nerede duyuracaklar.. Suçlama ne? Adının, kendisiyle ilgili olmayan, sahteliği kanıtlanmış, iftira amaçlı üretilmiş bir dijital paçavra içinde geçmesi! Ne imza ne parmak izi ne başka bir delil sayılabilecek hukuki bir mesnet... Suçlamalar bir maskaralık.. Yüzlercesi gibi! Sizin aksini kanıtlamanızın hiçbir anlamı yok! Önemli olan suçlama! İleri sürülen iddianın yalanını göstermenizin bile hiçbir anlamı olmadığı bir yargılama olabilir mi?
\n“Suçsuz olduğumuzu bile bile bizi cezalandıracaklar hissiyatı içimi kapladı.. Masum hakkı üzerine demokrasi inşa edilir mi” diye soruyor Şensoy ve bu durumu bile bile suçlamaları sürdürenlerin bir “recm ritüeli” yaptığını anlatıyor! Ve suçsuzluğunun belgelerini gönderiyor! Hepsi bende, alınlarının ak olduğunu biliyorum! Şensoy bir yıldır Balyoz uydurmasından içeride!
\nErhan Şensoy ulusuna sesleniyor, zaten bu amaçla yazmış:
\n“Mahkemenin, adına yargılama yaptığı yüce ulusumuzun dün bizlere nasıl güveniyorsa bugün de öyle, hatta daha büyük bir inançla güvenmesini, onların yüzlerini kara çıkaracak hiçbir şey yapmadığımızı ve yapamayacağımızı bilmesini istiyorum..”
\n***
\nMUSTAFA ÖNSEL.. İkinci mektubu çekiyorum! Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel. İki mektubu birikmiş masamda! Ekleyeyim, mektupların hepsi hapishaneden görülmüştür damgalı, postayla gelmiş.. Önsel’in Balyoz’dan tutukluluğu 2 yılı doldurmak üzere! İlk mektubunda TÜBİTAK’ın ilk bilirkişi raporundaki rezaletleri belgeli olarak anlatıyordu! Mahkemenin dikkate aldığı, ama savunmanın sahtelikleri kanıtlayan bilirkişi raporlarını ise görmek istemediği..
\nBu mektubu, “Emniyet’in Balyoz davası ile ilgili bilirkişi raporunu hazırlayan polisler” üzerine:
\n“Savcılık çeşitli kurumlardan bilirkişi raporları almış. Biri de Emniyet Genel Müdürlüğü. Burada bilirkişilik raporlarını hazırlayan kişilerden 5’i, Balyoz dışında da bilirkişi olarak görevlendirilmiş. Hele ilk 2’si, Beşiktaş’ta görülen bütün siyasi davalarda bilirkişi olarak görevlendirilmiş.. Ne var bunda, demeyin. Bunlar İstanbul’da bile görevli değil, Ankara Kom. Md. Daire Bşk.’lığında görevli.. İstanbul’da bilişimle ilgili 156 bilirkişi bulunurken! Bunların 56’sı ise İstanbul Emniyeti’nde görevli iken hiçbirine görev verilmiyor! Ayrıca ismen istenen bu kişilerin İl Adli Komsiyonu’nca saptanan bilirkişi listelerinde isimleri bile yok!”
\nÇok kısa sürede bütün davalar için hazırladıkları raporlardan dolayı yüzlerce insan tutuklandı.. Aslında CD’lerdeki sahtelikleri, üniversitelerin yaptıkları gibi çok rahat ortaya çıkarabileceklerken, ellerinde olan ‘Encase Forencis’ bilgisayar programını kullanmıyorlar. Çünkü sahteliği ortaya çıkacak! Bu kişilerle özel yetkili mahkemeler arasında özel bir bağ mı var? Varsa nasıl bir bağ?
\nMuhtemelen mahkeme TÜBİTAK ve Emniyet’in bu gerçeğe aykırı raporlarına dayanarak karar verecek! Sonra da ‘Ne yapalım biz elimizdeki raporlara göre karar verdik’ diyecekler!”
\nÖnsel’in gönderdiği belgelere bakıyorum, aynı isimlerin hepsini bütün davalarda görüyorum!
\nTezgâh açık ve seçik!
\n***
\nMURAT ÖZENALP.. Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’in mektubunu çekiyorum yığın arasından.. Bir yıldır tutuklu. Dehşete bakın:
\n“Davanın temelini oluşturan ve delil olarak ileri sürülen dijital belgelerin davanın başlangıcında savunmaya verilmemesi nedeniyle, bu delillerin bilimsel incelenmesi ancak Şubat 2012’den sonra yaptırılabildi.. (Neden verilmediği açık: Sahtekârlık mümkün olduğunca geç ortaya çıksın, kamuoyunda suçlama gerçek gibi algılansın- O.B.) Yurtiçi ve yurtdışı bağımsız adil kurum ve üniversitelerden aldığımız raporlar, davayı bütünüyle sakatladı... İddaları çürüttük, niye hâlâ buradayız, anlayamıyorum.. Canını feda etmeye hazır bir askerken, bugün ise Türk hukuk sisteminin bile delil olarak kabul etmediği iddialardan tutukluyum.. ‘Eş’im, babayım.. TV’lerde demokrat geçinenlerden on kat daha fazla demokratım!..”
\nVe 7 sayfalık, 62 maddede iddiaları birer paçavraya çeviren bir de liste vardı mektubun ekinde..
\nHepsi birer birer davayı çökertiyor, hukuksuzlukları birer birer gözler önüne seriyor, sahtecilikleri gösteriyor, en az 76 dokümanın tarih ve zamanlarında sahtecilik yapıldığını bilimsel olarak ortaya koyuyor; mahkemenin savunmanın yeni bilirkişi isteklerini nasıl reddettiğini ve gerçeğin açığa çıkmaması için çırpınıldığını belgeliyor..
\nEn son diyor ki:
\n“Bizim Silivri Mahkemesi’nde sadece ve sadece evrensel hukuk ilkelerini ve gerçek adaleti aradığımızı, ama asli görevleri bu olan sayın hâkim ve savcılarımızın neyi aradığını bilmediğimizi biliyor musunuz?..
\n***
\nDava karara gidiyor.. Bu davayı ve sonuçlarını, böyle giderse, kimse kabul etmez, mahşere kadar! Hukuk mu? Hayır! Tamamen siyasal bir yagılama.. Üstelik suçlamaların tamamı sahtecilik üzerine inşa edilmiş..
\nCemaatçı adam, hiçbir zaman hak ve hukuk yanından geçmemiş, Erdoğan’a yarı tehditvari de anımsatıyor: Bu davaları birlikte kotardık, yan çizemezsin!
\nAslında çanak da kabak da çoktan patladı...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!