Örsan K. Öymen

1924’ün 95. yılında genel manzara

07 Mart 2019 Perşembe

3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen Öğretim Birliği Yasası (Tevhidi Tedrisat Kanunu) ile tüm vatandaşlar için bilimsel ve laik eğitim modeli devreye girdi. Bu devrimle birlikte medrese tarzı dinci “eğitim” sistemine son verildi; dogmatizmden, sorgulayıcı, analitik ve yaratıcı düşünceye geçiş süreci başladı.
3 Mart 1924 tarihinde, TBMM kararıyla, Öğretim Birliği Yasası’nın kabulü ile birlikte, Halifelik makamı ve şeriata dayalı Şeriye ve Evkaf Bakanlığı da kaldırıldı. Böylece bu tarihte laiklik yolunda üç büyük devrim gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülük ettiği bu devrimler bu haftanın başında 95. yılında kutlandı.
Bu devrimlerin 95. yılında anlaşılması gereken şudur: AKP iktidarı, 4 bini aşkın imam hatip okulu, 10 bini aşkın Kuran kursu, 80’i aşkın ilahiyat fakültesi ve “4+4+4” olarak bilinen “eğitim” modeli ile,
Öğretim Birliği Yasası’nı delmiştir ve ihlal etmiştir. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Kenan Evren ve Turgut Özal tarafından altyapısı tamamlanan bu süreç, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP döneminde nicelik bağlamında tavan yapmıştır.
Öğretim Birliği Yasası’nın delinmesiyle, kutuplaşmış ve karşıt kamplara ayrılmış bir toplum, ayrı dünyaları temsil eden bireyler ortaya çıkmıştır. Öğretim Birliği Yasası’nın ihlal edilmesi sadece bir eğitim sorunu değildir, aynı zamanda bir milli güvenlik sorunudur.
Adnan Menderes’in, Süleyman Demirel’in, Necmettin Erbakan’ın, Alparslan Türkeş’in, Kenan Evren’in ve Turgut Özal’ın ülkeyi yönettiği dönemlerde kurulan imam hatip okullarında yetişenler, bugün Türkiye’yi yönetmektedirler. Erdoğan dahil, AKP kadrolarının büyük çoğunluğu bu dönemlerde kurulan imam hatip okullarında yetişmişlerdir.
AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde yaklaşık olarak 400 imam hatip okulu vardı. Bu sayı AKP döneminde 4 bini aşmıştır. Bu veriler, Türkiye’nin geleceği konusunda, Türkiye’yi gelecekte yönetecek kadroların yapısı konusunda, önemli bir ipucu vermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez olan ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan ikinci maddesindeki demokratik, laik, hukuk devleti ilkesi, söz konusu imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen AKP kadroları tarafından fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” olarak bilinen sahte yargı süreçleri, hukuk skandalları, yalan ve iftira kumpasları, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların eseridir.“Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV” ve “Casusluk” olarak bilinen kumpaslarla birlikte asrın safsatası olan “Gezi” iddianamesi, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların eseridir.
Nâzım Hikmet’i, Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u ve Türkan Saylan’ı devlet ve bayrak düşmanı ilan eden çarpık zihniyet; Allah’ın AKP’ye oy verenlerden ahirette hesap sormayacağını haykıran meczupluk; imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında yetişen kadroların yarattıkları ortamın sonucudur.
İşin garibi, söz konusu kadrolar, imam hatip okullarında ve Kuran kurslarında, İslam dinini de öğrenememişlerdir. Öğrenmiş olsalardı, yalan söyleyenin, iftira atanın, zalim olanın, adil olmayanın, merhametsiz olanın, hırsızlık yapanın Müslüman olamayacağını bilirlerdi. Öğrenmiş olsalardı, sadece namaz kılmakla, oruç tutmakla, içki içmemekle, baş örtmekle Müslüman olunamayacağını bilirlerdi.
Öğretim Birliği Yasası’nın kabulünün 95. yılında görüyoruz ki, AKP’nin karşıdevrim hareketi, demokrasinin, laikliğin ve hukukun ne olduğunu anlayamadığı gibi, İslam dininin ne olduğunu da anlayamamıştır.
Aldıkları medrese tarzı “eğitim”, sözcüğün tam anlamıyla boştur, anlamsızdır ve zaman kaybından başka bir şey değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları