Örsan K. Öymen

ABD’nin uydusu AKP

04 Temmuz 2022 Pazartesi

İspanya’nın Madrid kentinde gerçekleşen NATO zirvesinde, AKP’nin, ABD’nin, NATO’nun ve Atlantikçi ittifakın uydusu olduğu bir kere daha ortaya çıktı. AKP’nin ABD emperyalizmine karşı direndiği iddiasının bir safsata ve yalan olduğu bir kere daha kanıtlandı.

Rusya’nın NATO tarafından kuşatılması ve NATO’nun genişlemesi operasyonunun arkasında ABD olduğu halde, Suriye’de, terör örgütü PKK’nin uzantısı olan PYD/YPG’ye en büyük desteği veren ülke de ABD olduğu halde, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olması konusu, Türkiye ile ABD arasında değil, Türkiye ile İsveç ve Finlandiya arasında bir müzakereye dönüştürüldü.

Bu aşamadan sonra da İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütü PKK’ye karşı alacağı önlemler ve bunun karşılığında Türkiye’nin bu ülkelerin NATO’ya üye olmalarına verdiği onay, bir başarı ve zafer olarak anlatıldı!

***

İsveç ve Finlandiya’da PKK’nin varlığına son verilse ne olur, son verilmese ne olur?! PKK bu ülkelerdeki varlığı sayesinde mi ayakta durmaktadır?!

Terör örgütü PKK’nin başka isimler ve kuruluşlar altında en yaygın biçimde örgütlendiği ülkelerin Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika olduğunu Türkiye’deki tüm istihbarat birimleri bilmektedir.

Suriye’nin toprak bütünlüğünü PYD/YPG’nin tehdit ettiğini ve bu örgütün PKK ile organik ilişkiler içinde olduğunu, dolayısıyla PYD/YPG’nin Türkiye’nin de toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini ve PYD/YPG’ye en büyük desteği ABD’nin verdiğini de Türkiye’deki tüm istihbarat birimleri bilmektedir.

Buna rağmen, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olmasının onaylanması karşılığında, ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği desteği çekmesi ve Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda’daki PKK varlığına son verilmesi neden müzakere konusu haline getirilmedi?!

Malum olanın yeniden ilan edilmesi anlamına gelen “PKK terör örgütüdür” ifadesi, PKK konusunda istihbarat işbirliğinin yapılması, 70-100 arasında PKK’linin iade edilmesi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olmasının onaylanması gibi tarihsel önemde büyük bir gelişmenin karşılığında elde edilen tek kazanç ise bunun neresi başarı ve zaferdir?!

Burada verilen tavizler ve elde edilen kazançlar arasında bir orantıdan söz edilebilir mi?! Böylesine orantısız bir antlaşma dünyanın neresinde görülmüştür?!

***

AKP hükümeti, NATO’nun lokomotif gücü olan ABD’ye ve NATO’ya şunu etkin bir biçimde önerebilmiş midir?!

“ABD Suriye’de PYD/YPG’ye olan tüm desteğini geri çeksin; ABD, FETÖ’nün lideri olan Fethullah Gülen’i Türkiye’ye iade etsin; ABD F-35 uçakları projesi üzerindeki engeli kaldırsın; biz de İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine onay verelim.”

ABD Ukrayna’yı NATO üyesi yapmak istediği ve yıllardır bu amaçla Ukrayna’nın içişlerine karıştığı için, Rusya Ukrayna’ya müdahale etmedi mi? Finlandiya’nın NATO’ya üye olmasıyla NATO’nun 1300 kilometrelik bir sınırla Rusya’ya komşu olmasını en çok isteyen ABD değil miydi?

O zaman İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olması konusundaki müzakere süreci neden ABD ile yürütülmedi ve ABD’den neden bu tavizleri vermesi istenmedi?!

ABD, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanması karşılığında Suriye’de PYD/YPG’ye verdiği desteği tamamıyla çekseydi, Türkiye’nin de böylece Suriye’de sınır ötesi operasyonlar yapmasına gerek kalmasaydı, Türk askerleri yaşamlarını yitirmek zorunda kalmasaydı, devlet bu operasyonlar nedeniyle ekonomik kayıplara uğramasaydı, ABD’de ikamet eden Fethullah Gülen Türkiye’ye iade edilseydi, ABD F-35 uçaklarıyla ilgili engeli kaldırsaydı, o zaman varılan antlaşma bir başarı ve zafer olarak nitelendirilebilirdi!

Verilen tavizlerin karşılığında F-16 uçaklarının modernize edilmesine ve yeni F-16 uçaklarının satın alınmasına sevinmek, bir sömürge hükümetinin yapacağı bir şeydir!

Devletlerin önüne kırk yılda bir çıkan bu tarihi fırsatı AKP hükümetinin neden harcadığını kendisi de gayet iyi biliyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları