Çok karmaşık bir gece yaşanmıştı önceki akşam TT Arena’da. 32. dakikada kar şiddetini arttırınca, Portekizli hakem Proença’nın, “Çizgileri göremiyorum. Bu nedenle karşılaşmayı tehir ediyorum” deyip maçı ertelemesi garibime gitmişti. Bırakın TT Arena’yı, o tarihi Ali Sami Yen Stadı’nda ne yoğun karlı maçlar (bir örnek 1992’deki Werder Bremen Kupa Galipleri çeyrek final ilk maçı) oynanmıştı. Yazık, bir gün önceki atmosfere bakın; bir de dünkü gündüz atmosfere. En başta futbolculardaki konsantrasyon eksikliği, neredeyse boş tribünler ve sahanın daha 13 dakikada perişan hali. Galatasaray adına tek önemli yan, Avrupa Ligi’ni cebine koymasıydı… Juventus, kendi liginde 7 maçtır puan kaybetmezken kalesinde de hiç gol görmedi. Devler liginde ise gol yemediği maç yok ve grubun en çok berabere kalan ekibi, enteresan. Avrupa Ligi tamamdı da Galatasaray’a acil lazım olan; Devler ligi’nde yola devam etmekti. İşin ucu da kesinlikle galibiyete dayanıyordu.
Elazığspor maçında değinmiştim Mancini’nin 3-5-2’ye dönüşünü, oyuncularının bu şablonu benimsediğini ve beraberinde gelen rahat 3 puanı. Ancak, Juventus’un da bu düzende uzun süredir oynadığını ve liginde çok başarılı sonuçlar aldığını vurgulamıştım. Önceki akşam 32 dakika ve dün gündüz de her iki takım, bu formatta oynadı uzun süre. Galatasaray’ın savunma üçlüsü Chedjou- Gökhan-Semih, 5’li orta saha ve Drogba- Burak. Juventus’da ise Bonucci-Barzagil- Chellini’den üçlüsü, 5’li orta saha ve Tevez- Liorente hücumcuları… İkinci yarı Galatasaray’ın hücum yapacağı alanda zeminin elverişli olması avantajımızdı. Topa daha fazla sahip olan da bizdik. Orta 5’limizde Melo’nun direnci, en öndeki Sneijder’ın azmi bizi 57’de gole çok yaklaştırdı. Maalesef Burak, topa dokunamadı. Tevez ve Pogba da Juventus’u gol alanına taşıyan oyunculardı. Ama taze kuvvet Umut’un uzun ve de yüksek topunu Drogba öyle bir yere indirdi ki Sneijder oraya jet gibi indi ve topu ters köşeye mıhladı. Buffon’un yapacağı bir şey var mıydı? Yok, sadece seyretti… Ya, sonraki 8 dakika geçmek bilmedi. Sonunda bitti ama… Tebrikler Cim Bom, bizlere tarihi bir gün daha yaşattığınız için. Tebrikler Melo, Sneijder, Drogba, Selçuk ve arkadaşları. Futbol tarihimiz bu muhteşem günü, altını kalın çizgilerle çizerek yazacaktır; yazması da gerekir...