Özdemir İnce

Kitle psikolojisi ve tribün

10 Mart 2023 Cuma

7 Ağustos 1948 tarihli Hürriyet gazetesi satın aldığım ilk gazetedir. Gazeteyi Londra Olimpiyatları’nda grekoromen ağır sıklette şampiyon olan Mersinli Ahmet’in fotoğrafını birinci sayfada yayımladığı için satın almıştım. Galatasaray 1948-1949 yılında şampiyon olunca Galatasaraylı oldum. Öyle Galatasaraylı ki Fenerbahçe’nin, yabancı takımlar hariç, yerli takımlara yenilmesini isterim. Ancak Fenerbahçe 4 Mart günü Kayseri’yi deplasmanda yenince çok mutlu oldum. Nedeni çok belli!

1948 yılında Mersin’de iki futbol takımı vardı: Mersin İdman Yurdu ve Demirspor. Mersin İdman Yurdu Türkiye çapında çok güçlüydü. O takımın futbolcularını anımsarım: Kaleci Mikail, Tinli Mehmet, Mehmet Ekerbiçer (daha sonra Beykoz’da oynadı), “Araliktan” Nusret (Küçük Hamam’ın orada ayakkabı tamircisiydi), İrfan, Küçük Ahmet, “Bombacı” İlhan (bir kalecinin barsaklarını döktüğü için sağ ayağı mühürlü idi)... Derken bir gün sarı-kırmızı formalı Mersin Spor Kulübü kuruldu. Politikada Demokrat Parti güçlenmeye başlamıştı, Mersin Spor’u Demokrat Parti’nin kurduğunu sanıyordum... Bir gün, şimdi opera olan Halkevi’nin önünden geçen asfaltta yürürken Mersin Spor’un gözlüklü kalecisi Hanri (Abdullah) Kasapçı’nın karşıdan geldiğini görgüm. “Hanri abi Mersin Spor Demokrat Partili mi” diye sordum. Başımı okşayarak “Spor kulüplerinin partisi olmaz, herkesin takımıdır” dedi. Futbol takımlarının partisi olmadığını o gün öğrendim ve hiç unutmadım. Taraftarlarının partisi olur, yöneticilerin partisi olur ama bir tüzel kişilik olan kulüplerin partisi olmaz.

Takım yandaşlarının tribünde kendi kişilikleri ve kimlikleri yok olur, takımla toptan özdeşleşirler ve bu özdeşleşmeye tribünde “kitle psikolojisi” egemen olur. Bu kitle psikolojisi içinde etnik kimlikleri, dinsel inançları, siyasal tercihleri yok olur. Bu nedenle dinlerini değiştirebilirler, sevgililerinden ve eşlerinden ayrılırlar, başka bir ülkenin vatandaşı olurlar ama asla takım değiştirmezler. Aidatlarını ödemediği için kulüp üyeliği düşen Devlet Bahçeli Beşiktaş’tan istifa edip Karagümrük’e transfer olmuş ve Karagümrük forması önünde fotoğraf çektirmiş... Komik!

Seyircinin kitle psikolojisinden habersiz bazı kulüp başkanları, Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünlerinin “Hükümet istifa” haykırışlarına karşı, hükümet yanlısı bildiriler yayımladı. Bu başkanlar bir süre sonra “Yönetim istifa” seslerini duyabilirler. Hükümetin istifasını isteyenler arasında mutlaka AKP ve MHP yandaşları var, vardı ve var olacak. Seçimde gidip AKP ve MHP’ye oy verecekler, belki vermeyecekler. Çünkü sandıkta oy verirken bireysel ve sınıfsal çıkarları doğrultusunda oy verecekler.

Türlü nedenlerle iktidara bağımlı olan bazı kulüp başkanları ile yönetim kurulları taraftar seyircilerini lanetleyip suçlayarak mevcut hükümeti destekleyen bildiriler yayımladı. Devlet ve millet düşmanlığından, devlet ve millete ihanetten söz ettiler. Hükümet ne devlet ne de millettir. Devletin sahibi millettir (halktır), hükümet devletin kiracısıdır. Sözleşmenin (kontratın) sonunda hükümete yol görünür. Tıpkı kendi başkanlıkları, yönetim kurulları gibi... Bunu bilmiyorlar.

Hükümeti protesto edenler için “uşaklar”, “foseptik fareleri” ve “lejyonerler” diye açıklama yapan Çaykur Rizespor’un başkanı İbrahim Turgut meğer R.T. Erdoğan’ın yakını müteahhit eşrafından değil miymiş?

Kitleler halinde bulunan bireyin başlıca özellikleri: “Bilinçli kişiliğin kaybolması; bilinçaltı ile hareket eden kişiliğin hâkimiyeti; düşüncelerin, duyguların sirayet yoluyla aynı yola yönelişi; ortak duyguların hemen harekete geçme isteğidir.”

 Aklı olan tribünü sokağa çıkmaya zorlayacak işler yapmaz!

 Amma Bursaspor’un Bursa’da Diyarbakır’ın Amedspor futbol takımıyla yaptığı maçta çıkan olayın, kitle psikolojisiyle hiçbir ilişkisi yoktur. Yapılışı ve görünüşüyle tam teşekküllü bir ırkçı-faşist saldırıdır. Buna uluslararası terminolojide “konspirasyon” (la conspiration) 

denir. Yani: KOMPLO, FESAT, SUİKAST... Bunlar bir örgüt tarafından düzenlenir ve yapılır. Bursa’da da öyle oldu. Faillerinin bulunması 14 Mayıs’ta yapılacak seçime bağlı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları