Bizde fren tutmuyor... Ya Güney Kore’de?..

26 Kasım 2021 Cuma

CHP lideri Kılıçdaroğlu haklı olarak soruyor: “Ekonomik bağımsızlık savaşı veriyormuş! İyi de kardeşim, ne oldu da ekonomide kurtuluş savaşı vermeye başladık? Bu ülkeyi düne kadar başka birisi mi yönetiyordu? Millete gaz vermeyi bırak. Otur adam gibi görevini yap!”

Doludizgin son hızla yokuş aşağı gidiyoruz. Fren tutmuyor. Hiçbir ekonomist tek adam iktidarının faiz inadının, ekonomiyi yönetim biçiminin mantıklı izahını yapamıyor. Yapamaz da. Mümkün değil. 

Eğer dijital değil de basılı olarak okuyorsanız, şu elinizde tuttuğunuz gazete kâğıdının fiyatı son bir ayda iki misli arttı. Üstelik her gün Avro kuruna endeksli olarak değişiyor fiyatlar. Kâğıt darboğazı da cabası... 

Geçen yıl tonu 3 bin 100 lira olan DAP gübresi bugün 10 bin lira, fakat gübre yok. Tarımda en çok kullanılan ÜRE gübresinin geçen yıl tonu 2 bin 500 lira civarındaydı. Şu anda 11 bin 200 lira. Çiftçi gübreye ulaşamıyor. Ulaşsa bile çok pahalı olduğu için alamıyor. Buğday ekim alanlarının büyük kısmı boş. Ekilen buğdaylara da gübre atılmıyor. Stokçular kim? (Orhan Sarıbal’ın TBMM’deki konuşmasından.)

Türk Eczacılar Birliği uyarıyor: 645 kalem ilaç  piyasada bulunmuyor. Ciddi bir sağlık krizi ile karşı karşıya kalacağız. 

Ülke ekonomileri planlama ile yönetilir. Uzun ve orta vadeli planlarla. Hedefler konur ve bu hedeflerin tutması için politikalar geliştirilir. Normal işleyen demokratik yapılarda tutmayan hedeflerin hesabı sorulur. Açıklama istenir. Tatmin edici açıklama gelmezse, o hükümetin istifası talep edilir... Biz de ise plan ile pilav arasında fark yok. Planlama yapılsa da hemen rafa kaldırılır, böyle günlük politikalarla savrulup gideriz.. 

GÜNEY KORE: KÜRESEL AŞI MERKEZİ OLACAĞIZ

Güney Kore... Hani şu 1950’li yıllarda bizden geride olan ülke. Taklit sürecini 1960-1970 arası yaşadı, 1980’li yıllarda transformasyon sürecini tamamladı ve 1990’dan itibaren inovasyon sürecine geçmiş oldu. Şimdi kişi başı milli geliri 32 bin dolara yakın. Covid-19 pandemisi onları da es geçmedi. Onların da ekonomileri tökezledi, hayat yavaşladı. 

Ağustos 2021’de Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-in ülkenin küresel bir aşı merkezi olmak üzere konumlandırılacağını açıkladı. Buna Covid-19 aşıları da dahil edildi. Bu amaçla önümüzdeki beş yıl için dağıtılacak 2 milyar dolarlık yatırımlar açıklandı. Aşılar, kan bileşenleri, gen terapisi gibi ürünlere yönelen biyoloji endüstrisine, biyoteknoloji şirketlerine destekler verilecek, teknolojik ortaklıklar yapılması sağlanacak, hammadde ve ara mamulde yerel malzeme üretimi teşvik edilecek; insan sermayesi artırılacak. Kore ayrıca aşı girdileri üzerindeki tarife engellerini azaltacağını duyurdu. Kore zaten SK Bioscience, GC Pharma ve Samsung Biologics gibi önde gelen biyobenzer üreticilerine ev sahipliği yapıyor. Koreli şirketler ayrıca, Covid pandemisi sürecinde çeşitli aşı geliştiricilerine sözleşmeli üretim hizmetleri sağlayarak önemli bir rol de oynadı.

Şimdi soruyorum: Türkiye de bunları  yapamaz mıydı? İstese tabii ki.. İyi biyoteknoloji girişimlerimiz, iyi insan kaynağımız ve geliştirilebilir bir know-how’umuz var. Eksik olan tek şey: Stratejik vizyon ve irade. 

Aynı eksik vizyon ve irade, bu ülkenin kendi kâğıdını üretmesini engelledi. Aynı eksik vizyon ve irade bu ülkenin kendi gübresini, kendi tohumunu geliştirmesini engelledi. 

Şimdi kucak açtık, Arap fonlarını bekliyoruz ülkeyi düze çıkarması için. En kıymetli şirketlerimizle örneğin ASELSAN’la ortaklıklar dillendiriliyor. Ne o! Bir doğru giden savunma sanayisi vardı; giderayak onu da yok edelim mi bari diyorlar? 

KADINA YÖNELİK ŞİDDET    

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde arpa boyu yol alamıyoruz. Alamadığımız gibi İstanbul Sözleşmesi gibi kadınlar için yaşamsal  olan uygulamalardan da vazgeçildi. Dün, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ydü. Kadınlar ülkenin dört bir yanında hak arayışlarını bir kez daha dillendirdiler. Unutmayalım. Tıpkı şu yaşadığımız ekonomik kriz gibi, tıpkı her gün yüzlerce can alan pandemi gibi, tıpkı mülteci krizi gibi... Kadına yönelik şiddet de bu ülkenin yaşamsal sorunlarından biri. Böyle görmedikçe ilerleme de sağlanamaz..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları