Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
TÜBA, Genç Bilim İnsanları ve Eğitim
\n\n\n
İZMİR - Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) GEBİP toplantısındayım. GEBİP yani Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı, Akademi’nin fen, mühendislik, sağlık ve sosyal bilim alanlarında yetkin bir araştırmacı kuşağı kazandırmak amacıyla 2001 yılında uygulamaya koyduğu ve 10 yıldır kesintisiz sürdürdüğü bir proje. TÜBA-GEBİP Ödülleri ile bu yıl 23 genç bilimci destekleniyor. Bir tür “Genç Akademi” oluşturma hedefiyle yola çıkan TÜBA-GEBİP çerçevesinde, tüm bilim alanlarından 37 yaşın altındaki, bağımsız araştırmacı olarak kendi araştırma grubunu kuran ve öğrencilerini yetiştirme çabasında olan, bilimsel araştırmalarıyla öne çıkmış ve üstün liyakat esasına göre seçilmiş genç bilim insanları, üç yıl süreyle destekleniyor. Ege Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıya hem TÜBA üyeleri hem de genç bilim insanları katıldığı için doğal olarak TÜBA’nın son durumunu da konuşma fırsatını bulduk. Hükümetin ne TÜBİTAK’a, ne TÜBA’ya ne de ilgili çevrelere danışmadan üstelik kanun hükmünde kararname ile bilim kurullarının yapısını değiştirmesi ve kontrolün bakanlığa geçmesi gerek uluslararası gerekse Türkiye’deki akademi ve bilim çevrelerinde hayli tepki çekti. Ve tüm gözler TÜBA’nın nasıl bir tavır izleyeceğine çevrildi. Acaba TÜBA’nın kendi bildirgesinde vurguladığı gibi yapılan girişimlerden olumlu sonuç alınamaması halinde üyeler istifa edip yeni bir yapıda örgütlenebilecekler mi? Şu ana kadar yapılan tek girişim Cumhurbaşkanı’ndan randevu talebi. Üstelik bugüne kadar randevu tarihi bile alınabilmiş değil. İzmir’deki sohbetlerden edindiğim izlenim ise TÜBA’nın toplu bir istifaya kalkışmayacağı ya da daha açıkçası kalkışa-mayacağı oldu… Konuştuğum genç bilim insanlarının da sorularıma hayli tedirgin yanıt verdiklerini gözledim. İsimlerinin yayımlanmasını istemedikleri ve TÜBA tartışmasında taraf olmaktan kaçındıkları açıkça belliydi. İçlerinden birinin “Sorunlar yaşanmış olabilir hatta TÜBA yanlış davranışlarda da bulunmuş olabilir ama bunun çözümü asla tepeden atama değildir. Olmamalıdır. ‘Siz yapamıyorsanız ben yaparım zihniyeti’ ile Türk bilimi ileriye gidemez” sözleri ise sanırım çoğunun ortak görüşü.
\nTürkiye’nin geldiği noktada bu ürkekliği anlamak mümkün. Korku toplumu haline gelmiş durumdayız... Ama çare asla bu değil... Susmak, göz yummak ile “yetmez ama evet” arasındaki ince çizgide ilerleyerek yol alamayacağımızı artık görmemiz gerekiyor. Neden bağımsız bir akademi kurulmasın ki?.. Devlet desteği olmasa da bu akademi eskisinden daha etkin olabilir. Bağışlarla kendi bütçesini oluşturabilir, toplantılar düzenleyip toplumu ilgilendiren bilimsel konularda görüş bildirebilir.
\nTÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Ayhan Ulubelen’in GEBİP toplantısının açılış konuşmasındaki “Toplumsal ilişkileri yeniden inşa ederek bilimi de yeniden inşa etmiş oluruz” sözleri bilim ve toplum ilişkilerinde bugün geldiğimiz noktayı tam anlamıyla özetlemiyor mu? Bugünün Türkiyesi’nin ‘dönüşen’ toplumuna bir bakalım... Dünya ölçeğinde eğitimdeki düzeyimiz malum. OECD’nin Uluslararası Öğrenci Başarısı’nı ölçen ve bütün dünyada önemli yankılar yaratan PİSA raporunu anımsatalım. Bu araştırma, öğrencilerin okuma (okuduğunu, metin, grafik vb. anlama ve anlatma), matematik ve fen konularındaki başarılarını ölçüyor. Ancak sıradan bir öğrenci başarısını ölçümü değil bu. Aynı zamanda eğitim sistemini, aileyi ve çevreyi de yansıtıyor.
\n65 ülkede 25 milyon 15 yaş öğrencisinin temsilen 470.000 öğrencinin katıldığı PISA 2010 araştırmasında, Türkiye OECD ülkeleri arasında, başarı sıralamasında sondan üçüncü. Türkiye’nin arkasındaki ülkeler ise Meksika ve Şili.
\nKültürel düzey, en temel coğrafi ve tarihi bilgiler, okuduğunu anlama ve yorumlama konusundaki halimiz de malum. Doğru düzgün adres tarifi bile veremiyor çoğu insan. Buna karşın aileler çocuklarının iyi eğitim alabilmesi için avuç dolusu paralar sarf ediyorlar. Özel ders ve dershanecilik başlı başına devasa bir sektöre dönüşmüş durumda. Cehaletin kültürel üretiminde bir sıralama yapılsa yerimiz neresi olur sizce?
\nTÜBA’nın başına gelenler büyük resmin sadece küçük bir parçası... Nüfusunun yaş ortalaması 28 olan bir ülkeyiz. Bunu nitelikli bir gençliğe ve bilgi toplumuna dönüştürebilirsek Türkiye’nin en önemli gücü olabilir. Aksi takdirde bizi bekleyen bugün olduğundan çok daha yozlaşmış, bilimin akılcılığından giderek uzaklaşmış bir toplum olacak. Bugün yapıldığı gibi bilimin ve eğitimin önüne setler çekmek, birilerinin hâkimiyeti altına sokmakla Türkiye’yi uluslararası konjonktürde nerede konumlandıracağımızı da belirlemiş oluyoruz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi