Sayın Gül ve Sayın RTE’nin görüş ayrılığı olduğu izlenimini veren açıklamaları, AKP yanlısı yazarların, yorumcuların, hatta politikacıların tutumları, tepkileri, çift başlılık, tepede çekişme, çatlak gibi söylemlere yol açtı.

Gerçekten görüş ayrılığı, tutum farklılığı, çift başlılık var mı, yoksa bu bir görüntü, bir senaryo mu? Bazılarına göre bu danışıklı bir oyun, bir görüntü, yol haritası belli, amaç 2014 yılında Sayın RTE’yi başkan ya da yarı başkan yapmak. Kamuoyu bir çekişme, çift başlılık varmış gibi şimdilik oyalanıyor.

Bazılarına göre çift başlılık sendromu yaşanıyor. Çatlak görüntü, algılatma değil gerçek. Olayı doğru çözümlemek, kavramak için tanı koymak, nedenlerini irdelemek gerekir. Gerçekten tepede görüş ayrılığı, tutum farklılığı, çift başlılık söz konusu ise bunun nedenlerini ortaya koymak gerekir. Olay, kişisel beklenti çekişmesi, kişisel yol haritalarının kesişmesi midir? Sayın Gül, Cumhurbaşkanlığı’na ısınmıştır, beş yıllık bir dönem daha cumhurbaşkanlığı yapmak istemektedir. Sayın RTE’nin de kişisel yol haritası hemen hemen bellidir. Anayasa değişikliği ile başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçiş, 2014 seçimini kazanarak iki dönem başkanlık yapmak, Cumhuriyetin 100. yılına başkan olarak girmek. Olaya böyle bakarsak, kişisel çekişme tanısını koyabiliriz. Yoksa Sayın Gül ve Sayın RTE daha dipteki bir çekişmenin yüzeye vurmuş aktörleri, temsilcileri midir? Daha açık soralım, bu çekişmenin ardında gerçekten F. Gülen cemaati olarak anılan örgütler, bazı İslamcı tarikatların iktidar, güç savaşımı mı vardır? Daha ileri gidelim, dış güçlerin, dış odakların bu çekişmede rolü, etkisi var mıdır? ABD, AB daha ılımlı Gül’ü, buna karşı İslami grup ve örgütler Sayın RTE’yi mi desteklemektedir? Çatlak görüntüsü altında bir dış güçler, dış odaklar çekişmesi mi vardır.

Olaya ekonomik açıdan da bakılabilir. Türkiye’de işadamlarının oluşturdukları örgütleri var. Türkiye tüm bu çıkar birliklerini, odaklarını besleyecek zenginlikte de değil. İşadamları grupları arasında çıkar paylaşımı savaşı, siyasal arenaya Sayın Gül, Sayın RTE almaşığı olarak mı yansıyor?

Soru listesi uzatılabilir, başka neden ve güdüler de eklenebilir, sade bir TC vatandaşı olarak beklentim, seçimde Gül-RTE ikilemi yaşamamak, bu tür bir seçenek, arasına sıkışmamak. Böyle bir ikilemle karşı karşıya bırakıldığımızda benim oyum ne Sayın Gül ne de Sayın RTE şeklinde olur. Tıpkı 1983 seçimlerinde vetolarla seçeneksiz bırakıldığımızda olduğu gibi boş oy vermeyi tercih ederim.

Kökeni, cinsiyeti, ne olursa olsun, Türkiye’in bağımsızlığını, saygınlığını koruyacak, iç ve dış odaklara karşı dik duracak, hukukun üstünlüğünü sağlayacak, adil, hakça davranacak, herkesin hakkını verecek, kişisel tutkularını, güdülerini gemlemiş, her konuda nesnel davranacak nitelikte bir cumhurbaşkanı özlerim. Yaşamları boyunca kişisel saygınlıklarını korumuş olanların, ülkenin, kurumların da saygınlıklarını koruyabileceklerini düşünürüm. Kişiler taraf olabilir, belli görüşleri olabilir; önemli olan yansız davranabilme olgunluğuna erişmiş olmaktır.

İstenmeyen bir ikilem ya da danışıklı bir seçim senaryosu ile karşılaşmamak için, sivil toplum örgütlerine, sosyal medyaya bir görev düşüyor. Seçenekler ortaya çıkarmak belli kişi ya da kişiler üzerinde görüş birliği sağlamak, kamuoyuna tanıtmak ve o kişi ya da kişileri böyle bir seçime oruna gelmeye razı etmektir. Denilebilir ki 2014 için bugünden böyle bir girişim başarısız kalabilir. Ortaya çıkacak aday ya da adaylar yıpratılabilir. Yıpratılamayacak aday veya adaylar bulmak önemlidir. Çamur atılabilir, atılan çamurlar temiz bir ortamda iz bırakmayabilir veya izleri silinebilir.

Türkiye Sayın Gül ya da Sayı RTE ikilemi arasına sıkışmamalı; ülkeye, yeni ufuklar açabilecek, yeni seçenekler ortaya çıkarılabilmelidir.