Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Muasır Medeniyet Seviyesinde Bir İş adamı: Asım Kocabıyık
Geçen hafta eşimle birlikte Borusan Contemporary’ye gitme fırsatı bulduk.
Böylece hem bu ilginç müzeyi görmüş, hem de son zamanlarda sıkça hakkında yazılıp konuşulan Borusan Kurucu Başkanı Asım Kocabıyık’ı, cesaretle kaleme aldığı kitaplar aracılığıyla biraz daha yakından tanımış olduk.
Asım Kocabıyık Cumhuriyetle yaşıt, bu topraklarda yetişmiş değerli bir işadamı.
Aslında Cumhuriyetin milletine cömert armağanlarından biri.
Borusan ya da Asım Kocabıyık’a bir destek veya PR çalışması için değil ki zaten bugün buna ihtiyacı da yok; üstelik belki birçok açıdan bizden farklı düşünen, çok fazla ortak paydamız bile olmayan bir işadamının gerek yaşam, gerekse iş ve başarı öyküsünün aslında son derece etkileyici yanlarından bahsetmek istediğim ve örnek teşkil etmesi gerektiğine inandığım için bu konudayız.
Asım Kocabıyık dünyaya geldiği Afyon’un Tazlar köyünden çıkıp atıldığı Türk iş dünyasında temellerine kendi alın terini döktüğü ülkenin ilk boru üreten kuruluşunu, Türkiye’nin sanayi devlerinden birini yarattı. Bir yerden bir yere seyahat etmenin bile zorlu olduğu çetin zamanlarda, binbir güçlükle, bürokrasiyle girdiği çatışmalara, ülkenin kapalı ekonomiden serbest piyasaya geçişinin ağır sancılarına rağmen hiç durmadı, adım adım ilerledi, bir sanayicinin başarıya giden yolda takip etmesi gereken basamakları teker teker çıktı.
Çıplak ayakla koşuşturduğu tarlalardan başarılı işadamlarının parlak rugan ayakkabılı, kırmızı halılı hayatlarına yükselişin, bu topraklar için artık tanıdık da olsa etkisini yitirmeyen bir “köyden kente göç”ün hikâyesini yazdı.
Kendi ihtiyacından önce ülkenin yaşanabilir bir ülke olması için neye ihtiyaç duyduğunu gördü ve böylece üretime girdi. Ticaretten sanayiye geçti. Çünkü biliyordu ki muasır medeniyet seviyesini yakalamanın en kalıcı yolu üreten bir ülke olmaktan geçiyordu. Üretim meşakkatli olandı, kolay kazanmak değildi ama doğru olandı, yapılması gerekendi.
Asım Kocabıyık’ı sıradan bir işadamından ayıran en önemli ve sizi yeter derecede şaşırtan özelliği başta sanata, müziğe, eğitime, gönüllü toplum kuruluşlarına verdiği geçici ve göstermelik değil, hakiki, istikrarlı ve güçlü değer, düzenli olarak ayırdığı vakit ve kaynaklardır.
Ülkenin kültür ve sanat dinamiklerine katkıda bulunmayı önemli bir toplumsal görev olarak benimsemiş ve hep bu doğrultuda hareket etmiştir.
Zaten işyerini hafta sonları müzeye çeviren kaç tane işadamı vardır ki dünya üzerinde? “Ofiste Sanat Var” sloganıyla yola çıkılan, hafta içleri Borusan Holding’in ofisi olarak kullanılırken hafta sonları Kocabıyık ailesinin sihirli, sanatsever değneğinin değdiği ve bir müzeye dönüşen bir mekân düşünün.
Belki de Afyon gibi, milli mücadeledeki yeri ve önemi büyük, Kuvayı Milliye’nin merhemi olmuş bir kentte doğmuş, bu kentin havasını solumuş olmaktan kaynaklanan genç bir Cumhuriyet ruhuna sahip, yanlış anlaşılma ihtimalini önemsemeden (hele ki bu zamanda…) yakasındaki Atatürk rozetini gururla taşıyacak kadar cesur bir Atatürkçü, onun “muasır medeniyetler seviyesine erişme” talimatından yola çıkarak yaşamını ülkesini kalkındırmaya adamış aydın bir işadamı olarak Asım Kocabıyık da bunu düşünmüş ve düşünmekle kalmamış, hayata geçirmiştir.
Yaptırdığı okullar, yurtlar, okuttuğu öğrencilerin sayısı ise bir hayli...
Dünyaya geldiği 100 hanelik Tazlar köyüne de, mezun olduğu fakülteye de çeşitli ve sürekli yatırımlar yaparak belki de hem buralara olan vefa borcunu ödemek istedi, hem de memleketine çivi çakma sevdasını icraata dökmüş oldu.
Geçirdiği kazalar (ki en az 10 diyor kendisi), kalp ameliyatları ve 90 yıla yaklaşan bir ömür. Onca badireden sağ kurtulmasının sebebini tesadüfi değil “Allah’ın, hayatına devam etmesi için bir kurtarışı” olarak görüyor. Hacca ve umreye gitmiş, Atatürkçülükle inançlılığı birbirinden ayırmaya, ayrı kutuplara yerleştirmeye çalışanları yalanlarcasına…
Memleket sevdası, kültür-sanat aşkı, halkçılık, fedakârlık, alçakgönüllülük… Asım Kocabıyık’a 90 senelik yaşamına sığdırdıklarını yapma gücü veren nitelikler…
Liderlik, yaratıcılık, sorumluluk, bilgi birikimi, güven, sadakat ve dürüstlükle birlikte “öğrenilmiş çaresizliğin” pençesinden kurtulmak ve “ekonomik gelişmeyi üretime çevirmek” onun yaşamından koparabileceğimiz faydalı bir hisse olabilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'