ADIM ADIM CUMHURİYET

ADIM ADIM CUMHURİYET

18.10.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Uygulamayı bir takım safhalara ayırmak, olaylardan ve olayların akışından yararlanarak milletin duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve kademe kademe yürüyerek hedefe ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim öyle olmuştur.” (Atatürk, Nutuk)

Gelecek hafta Cumhuriyetimiz 100 yaşına girecek. Türkiye, tam 100 yıl önce, 600 yıllık saray saltanatından, 10 yıllık meşruti monarşiden, 3,5 yıllık meclis hükümeti sisteminden cumhuriyete geçti. 

Peki, ama bu büyük devrim nasıl gerçekleşti? Türkiye’de 29 Ekim 1923’te cumhuriyet nasıl ilan edildi?

Atatürk, cumhuriyeti ilan edebilmek için nasıl bir strateji izledi? 

İLK ADIM: ULUSAL EGEMENLİK VURGUSU

Gerçek şu ki, Aydınlanma ve Sanayi Devrimlerini yapamamış, yüzde 90’ı-95’i okur-yazar olmayan bir din-tarım toplumunda, 600 yıllık saltanat ve hilafet gölgesinde, çok uluslu bir imparatorluğun enkazından bir cumhuriyet çıkarmak hiç de kolay değildi. 

Bu nedenle Atatürk,–yeri ve zamanı gelinceye kadar- cumhuriyeti “vicdanında milli bir sır” olarak sakladı. Bu sırada “cumhuriyet” sözünü hiç kullanmadan, sürekli “milli egemenliğe” vurgu yaparak ülkeyi –üstelik Kurtuluş Savaşı sırasında- adım adım cumhuriyete taşıdı. 

21-22 Haziran 1919’da hazırlayıp yayınladığı Amasya Genelgesi’nde “Milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır” dedi. Böylece cumhuriyete giden yolun ilk adımını atmış oldu.

1919’da Erzurum Kongresi’nde “milli iradeyi etkin kılmak esastır” kararı alınırken Atatürk’ün aklında cumhuriyet vardı.  

İKİNCİ ADIM: SULTANSIZ MECLİS

Mustafa Kemal (Atatürk), 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM’ye bir “padişah temsilcisi atanmasına” karşı çıktı. “Meclis’in üstünde hiçbir güç ve kuvvet yoktur” kararının alınmasını sağladı. Böylece TBMM, üzerine saray/sultan gölgesi düşmeyen ilk meclisimiz oldu. 

ÜÇÜNCÜ ADIM: SULTANSIZ ANAYASA 

10 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun (1921 Anayasası’nın) ilk üç maddesinde, cumhuriyetin ve yeni devletin tanımı yapıldı. Anayasada yeni rejimin adı açıkça belirtilmemesine karşın, yeni devletin adı açıkça belirtildi. Birinci maddede, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır” denildi. İkinci maddede, “Yürütme ve yasama yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde toplanır” denildi. Üçüncü maddede ise “Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir ve hükümeti Büyük Millet Meclisi Hükümeti unvanını taşır” denildi. 

1921 Anayasası’nda sultan/halifeye yer verilmedi. Aslında buna itiraz edenler olmuştu. Bunun üzerine Atatürk, “Kanun-i Esasi’mizi (Osmanlı Anayasası’nı) külliyen kaldırmıyoruz!” diyerek, Osmanlı Anayasası’nda saltanat ve hilafetin yer aldığını belirterek konuyu kapatmıştı. Böylece 1921 Anayasası “sultansız ilk anayasamız” oldu. Ayıca anayasada halifeye de yer verilmedi.

DÖRDÜNCÜ ADIM: SALTANATSIZ HİLAFET

Müttefik Devletler, 27 Ekim 1922’de hem İstanbul hem Ankara hükümetini Lozan Barış Görüşmelerine davet ettiler. Bunun üzerine İstanbul’daki Saray Hükümeti’nin Sadrazamı Tevfik Paşa, 29 Ekim 1922’de TBMM Başkanlığı’na bir yazı göndererek Lozan Görüşmelerinde İstanbul ve Ankara hükümetlerinin birlikte hareket etmelerini önerdi. Atatürk, Tevfik Paşa’nın teklifini “Türkiye Devleti, yalnız TBMM Hükümeti tarafından temsil edilir” diyerek reddetti.  

Atatürk, cumhuriyeti ilan edebilmek için önce saltanatı kaldırmak istiyor, bunun için en uygun zamanı bekliyordu. O zaman gelmişti. Lozan Görüşmeleri öncesinde yaratılan ikiliğe son verme gerekçesiyle saltanatın kaldırılmasını istedi. Tepkilere engel olmak için şimdilik hilafete dokunulmayacaktı.   

TBMM, 1 Kasım 1922’de saltanatla hilafeti birbirinden ayırıp saltanatı kaldırdı. Ayrıca halifenin de yetkileri elinden alındı. 

17 Kasım 1922’de Halife Vahdettin, İngilizlere sığınıp Türkiye’den kaçınca, 18 Kasım 1922’de TBMM Abdülmecit Efendi’yi yeni halife olarak seçti. Abdülmecit Efendi saltanatsız halifeydi. 

BEŞİNCİ ADIM: DEVRİMCİ BİR PARTİ VE MECLİS

Atatürk, cumhuriyeti ilan etmek ve çeşitli devrimler yapabilmek için devrimci bir siyasal partiye ve meclise ihtiyaç duydu. Nisan 1923’te Meclis, oy birliğiyle seçim kararı aldı. Atatürk’ün belirlediği aday listeleriyle seçime gidildi. 

Atatürk, 8 Nisan 1923’te, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ni “Halk Fırkası”na dönüştürmek amacıyla “9 Umde Beyannamesi”ni yayınladı. 9 Eylül 1923’te de Halk Fırkası’nı kurdu. Cumhuriyeti ilan etmek için artık her şey hazırdı.

Ziya Gökalp, Ağaoğlu Ahmet, Yunus Nadi ve Seyid Bey’den oluşan bir komisyon İstasyon Binasında anayasada yapılacak değişiklikleri belirlemek için çalışmaya başladı. Çalışmalara sıklıkla Atatürk başkanlık ediyordu. 

Atatürk, 22 Eylül 1923’te Avusturya gazetesi Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte, 1921 Anayasası’nın ilk iki maddesini hatırlatarak “Bu iki maddeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: cumhuriyet” diyecekti. Haber, 24 Eylül’de Tevhid-i Efkâr’da, 28 Eylül’de Neue Freie Presse’de yayınlanacaktı.

ALTINCI ADIM: HÜKÜMET KRİZİ VE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

11 Ağustos 1923’te II. Meclis açıldı. Mustafa Kemal (Atatürk) Meclis Başkanlığı’na, Ali Fuat (Cebesoy) İkinci Başkanlığa, Fethi (Okyar) da Başbakanlığa ve İçişleri Bakanlığına getirildi. Ancak o dönemde bakanların meclis içinden tek tek seçilmesi, mecliste ciddi sorunlara neden oluyordu. Bakan olamayan vekiller hükümetin işleyişine engel oluyorlar, bu nedenle sık sık bakanlar değişiyordu. Bu arada mecliste Rauf (Orbay)’ın etkisinde bir muhalefet filizleniyordu.

Atatürk, cumhuriyet için beklediği zamanın geldiğine karar verdi. Nutuk’taki ifadesiyle “Uygulaması için sıra beklediğim bir düşüncenin uygulanma zamanı gelmişti. Bunu itiraf edeyim.”

Atatürk, Fethi Bey’den İçişleri Bakanlığı görevini bırakmasını istedi. Fethi Bey, 24 Ekim 1923’te İçişleri Bakanlığı’ndan ayrıldı. Ali Fuat Paşa da aynı gün Meclis İkinci Başkanlığı’ndan ayrıldı. Boşalan yerler için seçim yapılacaktı. 

25 Ekim 1923’te Halk Fırkası Grubu, muhaliflerden İstanbul Milletvekili Rauf Bey’i Meclis İkinci Başkanlığı’na, Erzincan Milletvekili Sabit (Sağıroğlu) Bey’i de İçişleri Bakanlığı’na aday gösterdi. Bu isimlere karşı Atatürk ise Meclis İkinci Başkanlığı için Sinop Milletvekili Yusuf Kemal (Tengirşek) Bey’i, İçişleri Bakanlığı için de Çorum Milletvekili Ferit (Törümküney) Bey’i destekledi. Atatürk’ün “gizli muhalefet” dediği grubun çabasıyla Meclis İkinci Başkanlığı’na Rauf Bey, İçişleri Bakanlığı’na da Sabit Bey seçildi. 

Bunun üzerine Atatürk, kabineyi Çankaya’da toplayıp bir durum değerlendirmesi yaptı. Karşı hamle olarak Başbakan Fethi Bey’in ve diğer bakanların istifa etmelerini istedi. Ordunun başındaki Fevzi (Çakmak) Paşa hariç herkes istifa edecekti. İstifa eden vekiller mecliste yeni kabineye seçilmeleri halinde bu görevi de kabul etmeyeceklerdi. Bu plan, 26 Ekim 1923’te uygulandı. Böylece bir hükümet krizi çıktı (çıkarıldı). 

Şimdi muhalefetin, meclisin onaylayacağı bir liste hazırlaması gerekiyordu. Atatürk, mevcut sistemde bunu başaramayacaklarını biliyordu. Atatürk, hükümetin kurulamamasının Meclis Hükümeti Sisteminden kaynaklandığını belirterek sorunu çözmek için sistem değişikliğini gündeme getirip cumhuriyeti ilan edecekti. Plan buydu. 

YEDİNCİ ADIM: CUMHURİYETİN İLANI

27 Ekim 1923’te yeni hükümeti kurmak için mecliste kulis çalışmaları başladı. Kısa sürede birçok liste ortaya çıktı. Grupların sayısı arttı. Örgütsüz muhalefet bir bütün olarak hareket edemedi. Hükümet kurma çalışmaları 28 Ekim 1923 Pazar akşamına kadar sürdü. 

28 Ekim 1923’te Halk Fırkası Grubu bir kere daha toplandı. Çeşitli öneriler tartışıldıktan sonra hazırlanan bir liste kabul edildi. Ancak hala bazı sorunlar vardı. Fethi Bey ve birçok milletvekili, görüşlerini almak için Atatürk’ün toplantıya davet edilmesini istedi. Atatürk toplantıya geldi. Listedeki bazı isimlerin listeye girmek istemediklerini gördü. Kesin bir aday listesi hazırlanmasını isteyerek toplantıdan ayrıldı. 

Atatürk, beklediği anın geldiğine karar verdi.

Meclis’ten çıkarken bazı milletvekili arkadaşlarını Çankaya’ya akşam yemeğine davet etti. 28 Ekim 1923 Pazar akşamı İsmet (İnönü), Kazım (Özalp), Fethi (Okyar), Ruşen Eşref (Ünaydın), Fuat (Bulca), Kemalettin Sami (Gökçen), Halit (Karsıalan), Çankaya’da Atatürk’ün sofrasında bir araya geldi. Toplantı, Çankaya Köşkü tadilata alındığı için bahçedeki küçük evde yapıldı. 

Sonrasını Atatürk’ten dinleyelim: “Yemek sırasında ‘Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar derhal düşünceme daldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim.” Plana göre sabahki grup toplantısına Atatürk katılmayacak, daha sonra sorunu çözmek için Kemalettin Sami Paşa bir önerge vererek Atatürk’ü toplantıya davet edecek ve Atatürk gelip gerekli yasal değişiklikleri teklif edecekti. 

Misafirler ayrıldı. Atatürk, İsmet Paşa’nın kalmasını istedi. Hemen bir masanın başına geçtiler. Kalem kâğıt İsmet Paşa’nın elindeydi. Atatürk, 1921 Anayasası’nın bazı maddelerinde gerekli değişiklikleri yaptı. Birinci maddenin sonuna, “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir” diye ekledi. 

29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Partisi Grubu saat 10.00’da Fethi Bey’in başkanlığında toplandı. Toplantıda değişik hükümet alternatifleri üzerinde durulmasına rağmen yine sonuç alınamadı. Bunun üzerine Kemalettin Sami Paşa, sorunu çözmek için Atatürk’ün Meclis’e çağrılmasını önerdi. Önerge kabul edildi. Atatürk geldi. Toplantı salonuna girer girmez kürsüye çıkıp “Bana bir saat kadar müsaade buyurun, bulacağım çözüm yolunu bildiririm” dedi. Fethi Bey, bu öneriyi oylamaya sundu. Öneri kabul edildi. Atatürk bu bir saat içinde gereken kişileri meclisteki odasına davet ederek onlara bir gece önce hazırladığı karar tasarısını gösterip bulduğu çözümü anlattı.

Saat 13.30’da parti genel kurulu Fethi Bey’in başkanlığında yeniden toplandı. Atatürk tekrar kürsüye çıktı. “Kusur, takip etmekte olduğumuz usul ve şekildedir” dedi. Sonra “Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun bazı noktalarını açıklığa kavuşturmak lazımdır. Teklifim şudur” diyerek tasarıyı Meclis Kâtibi Ruşen Eşref Bey’e uzattı. Tasarı okunduğunda, Atatürk’ün “cumhuriyet” teklif ettiği anlaşıldı. Bazı milletvekilleri söz alıp cumhuriyetin öneminden söz ettiler.  

Saat 18.00’de Meclis toplandı. Tarihi oturum başladı. Kısa bir süre öncesine kadar petrol lambasıyla aydınlatılan genel kurula elektrik verilmişti. Dinleyici locaları tıklım tıklımdı. Tasarı okundu ve oylamaya geçildi. Oylamaya katılan 158 milletvekilinin oyuyla cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyet ilan edildiğine saat 20.30’u gösteriyordu. Hemen ardından 42 yaşındaki Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), 158 oyla cumhurbaşkanı seçildi. “Yaşasın Cumhuriyet”, “Yaşasın Mustafa Kemal Paşa” sesleri Meclis duvarlarını aşıp Ankara’ya, Türkiye’ye yayıldı.

Atatürk, teşekkür konuşmasını “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır” diye bitirdi. 

Gerçek şu ki, Mustafa Kemal (Atatürk), azimle, kararlılıkla, sabırla, akılla ve stratejiyle “adım adım yürüyerek” cumhuriyeti kurdu. Cumhuriyet, Atatürk’ün eseridir. 

Yazarın Son Yazıları

Atatürk Ankara’dan sesleniyor

“Her Halde Âlemde Hak Vardır ve Hak Kuvvetin Üstündedir”

Devamını Oku
31.12.2025
Menemen Olayı, İrtica ve Laiklik

“Bizi yanlış yol sevk eden habisler (kötülükler), bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir ” (M. Kemal Atatürk, 16 Mart 1923)

Devamını Oku
24.12.2025
Lozan Antlaşması ve ABD

“Bugün Türk Delegasyonu ile imzaladığımız dostluk ve ticaret antlaşması, benim elde etmek istediğimden çok uzaktır. Bu anlaşma, Türklerden koparmak istediğimizden çok fazla imtiyazı (ayrıcalığı) bizim Türklere verdiğimizin belgesidir.”

Devamını Oku
17.12.2025
‘ABD’nin ‘Yeni Türkiye’ hayali’

Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında Türkiye’nin yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirerek İslam dünyasının lideri olmasını öneriyor, bunun için de “Atatürk’ün (laik Cumhuriyet) mirasının reddedilmesi” gerektiğini belirtiyordu.

Devamını Oku
10.12.2025
Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025