İŞTE İHANETİN BELGELERİ 'Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının idam kararları'

İŞTE İHANETİN BELGELERİ 'Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının idam kararları'

22.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Padişah-Halife Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ve arkadaşları hakkında 4 ayrı idam kararını onayladı. Mustafa Kemal Paşa, Fevzi (Çakmak) Paşa, İsmet (İnönü), Refet (Bele) ve arkadaşları, boyunlarında idam fermanıyla Kurtuluş Savaşı’nı kazandılar. Bu vatan, sarayın/sultanın açık ihanetine rağmen kurtarıldı.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı yine ulusça büyük bir coşkuyla kutladık. Her 19 Mayıs’ta olduğu gibi bu 19 Mayıs’ta da birileri yine Mustafa Kemal Paşa’yı, Padişah-Halife Vahdettin’in, -Milli Mücadele’yi örgütlemesi için Samsun’a gönderdiği yalanını söyledi.

Birincisi: Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a Padişah-Halife Vahdettin değil, İstanbul Saray Hükümeti (Damat Ferit Paşa Hükümeti) gönderdi. Padişah-Halife Vahdettin, bu kararı onayladı. Vahdettin, 1923’te Mekke’de yayımladığı beyannamesinde, “Mustafa Kemal’i Samsun’a ben gönderdim” demiyor; “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum!” (1) diyerek bugünün Vahdettincilerini yalanlıyor.

İkincisi: Damat Ferit Paşa Hükümeti, Mustafa Kemal Paşa’yı, Samsun’a, düşmana karşı direnişi örgütlemesi için değil, tam tersine başlamakta olan milli direnişi sonlandırması için gönderdi. Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak görevi, dağıtılmamış orduları dağıtmak, silahları toplamak, şûralara son vermek ve Türk direnişini susturmaktı. (6 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’ya verilen yönergeye bakınız.)

MİLLİ MÜCADELE’YE KARŞI İÇ SAVAŞ

Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya geçip de kendisine verilen görevin tam tersine milli direnişi örgütlemeye başlayınca, önce İngilizlerin isteğiyle İstanbul Saray Hükümeti 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’a geri çağırdı; sonra 9 Temmuz 1919’da Padişah-Halife Vahdettin Mustafa Kemal Paşa’yı 9. Ordu Müfettişliği görevinden aldı. Aynı gün askerlikten istifa eden Mustafa Kemal Paşa’nın bir süre sonra tutuklanmasına karar verildi.

5 Nisan 1920’de kurulan 4. Damat Ferit Hükümeti Milli Mücadele’ye karşı bir “iç savaş” başlattı. (2)

11 Nisan 1920’de İstanbul Saray Hükümeti’nin Şeyhülislamı Dürrizade Abdullah, Sadrazam Damat Ferit’in isteği ve Padişah-Halife Vahdettin’in onayıyla “Kuvayı Milliyecilerin katli vaciptir” diyen bir fetva yayınladı.

11 Nisan 1920’de İstanbul Saray Hükümeti’nin sadrazamı Damat Ferit, milli hareketi, “fitne ve fesat”, millicileri ise “isyancılar” diye adlandıran bir “hükümet bildirisi” yayımlandı. Bildiride “pişman olanların affedileceği” milli harekete katılmaya devam edenlerin ise cezalandırılacağı belirtiliyordu.

Sadrazam Damat Ferit, 8 Nisan 1920’de Ahmet Anzavur’a “paşalık” rütbesi verip Balıkesir Mutasarrıflığı’na atadı. Anzavur, 16 Nisan’da Kuvayı Milliye kuvvetleriyle savaştı, ancak yenilerek geri çekildi. Böylece resmi iç savaşın ilk muharebesinde saray yenilgiye uğradı, ancak vazgeçmedi. (3) 10 Mayıs 1920’de Adapazarı’nı işgal eden Anzavur kuvvetleri, 22 Mayıs’ta Kuvayı Milliye’ye yenilip dağıldılar. 23 Mayıs 1920’de Adapazar’ı geri alındı.

İstanbul Saray Hükümeti, 18 Nisan 1920’de Kuvayı Milliye’ye karşı Kuvayı İnzibatiye’yi kurdu. Kuvayı İnzibatiye’nin iki önemli özelliği vardı: Birincisi, doğrudan doğruya Padişah Vahdettin’e bağlıydı. Bu nedenle “Halifelik Ordusu” adıyla anılıyordu. İkincisi, bu bir paralı orduydu. Kuvayı İnzibatiye için tam 1 milyon 250 bin 836 liralık olağanüstü bir ödenek ayrılmıştı. (4) 14 Haziran 1920’de Kuvayı İnzibatiye İzmit’te Kuvayı Milliye’ye saldırdı, yenildi; silahlarını İzmit’teki İngilizlere teslim edip İstanbul’a geri döndü.

İstanbul Saray Hükümeti, 28 Nisan 1920’de, Milli Mücadele’yi bastırmak için “Anadolu Fevkalade Müfettişi Umumiliği”ni kurdu.

İstanbul Saray Hükümeti ve Padişah-Halife Vahdettin, Milli Mücadele’ye karşı sadece fetvalar, bildiriler, Anzavur ve Kuvayı İnzibatiye tertipleri, müfettişlikler ile yetinmediler; bunlara ek olarak gıyabi idam kararları çıkardılar.

DİVANI HARBİ ÖRFİ VE NEMRUT MUSTAFA PAŞA

16 Aralık 1918’de İstanbul’da olağanüstü askeri mahkeme “Divanı harbi Örfi” kuruldu. Mahkemenin kuruluş amacı “tehcir suçlarına” bakmaktı.

Divanı Harbi Örfi, 8 Nisan 1919’da işgal kuvvetlerine yaranmak için düzmece deliller, yalancı tanıklarla Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in “tehcir suçlusu” diye idamına karar verdi. Kemal Bey, 10 Nisan 1919’da idam edildi. (5)

Sadrazam Damat Ferit, 16 Nisan 1920’de bu mahkemenin başkanlığına Nemrut Mustafa Paşa’yı getirdi. Damat Ferit’in, daha önce, 25 Eylül 1919’da Bursa Valiliği’ne tayin ettiği Nemrut Mustafa Paşa, Bursa’ya giderken yanında Anzavur’u da götürüp orada Milli Mücadele karşıtı bazı tertipler düzenlemişti. Nemrut Mustafa Paşa, Bursa Valiliği’nin onuncu gününde Bursa’dan kovulmuştu. Çünkü Bursa’da yaptığı bir konuşmada I. Dünya Savaşı’nda şehit düşen Türk subaylarının ve erlerinin “köpek ölüsünden” farkları olmadığını söylemişti. Nemrut Mustafa Paşa, buna benzer açıklamaları ve bazı suiistimalleri nedeniyle 20 Ocak 1920’de yargılanmaya başlanmış, ancak beraat etmişti. (6)

Nemrut Mustafa Paşa başkanlığındaki Divanı Harbi Örfi, önce eski Zor Mutasarrıfı Zeki Bey’i “tehcir suçlusu” diye 28 Nisan 1920’de “gıyaben” idama mahkûm etti. Sonra eski Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey’i, yalancı Ermeni şahitlerin iftiralarıyla 15 yıl kürek cezasına çarptırdı. Ancak Nemrut Mustafa Paşa bu kararı beğenmeyerek bazı mahkeme üyelerini değiştirdi, yeni yalancı şahitler buldu. Sonunda “tehcir suçlusu” ilan edilen Nusret Bey, 5 Ağustos 1920’de idam edildi. (7)

Divanı Harbi Örfi’deki suiistimalleri ayyuka çıkan Nemrut Mustafa Paşa ikinci kez yargılandı. 21 Aralık 1920’de sona eren yargılamada Nemrut Mustafa Paşa ve bazı arkadaşları suçlu bulundu. Nemrut Mustafa Paşa’ya 7 ay, arkadaşlarına da 3 ile 5 ay arasında hapis cezaları verildi. Divanı Temyizin de onayladığı kararı Padişah-Halife Vahdettin onaylamadı. Padişah Halife Vahdettin, 6 Şubat 1921’de söz konusu kişilerin tutukluluk sürelerini dikkate alarak cezalarını affetti. Oysaki Nemrut Mustafa Paşa ve arkadaşları sadece 85 gün tutuklu kalmıştı. (8)

Mahkeme kararlarını hiçe sayıp Nemrut Mustafa Paşa ve arkadaşlarının cezalarını affeden Padişah-Halife Vahdettin, aynı Nemrut Mustafa Paşa’nın başkanlığındaki Divanı Harbi Örfi’nin Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları hakkındaki idam kararlarını ise affetmemiş, onaylamıştı.

MUSTAFA KEMAL PAŞA VE BAZI ARKADAŞLARININ İDAM KARARI

Daha önce sadece “tehcir” davalarına bakan Divanı Harbi Örfi, 23 Nisan 1920 tarihli bir kararnameyle Osmanlı’nın iç ve dış güvenliğini ihlal eden bütün suçlara bakacaktı. Mahkemenin kararları kesin olup temyiz edilemeyecekti. Mahkemeler kapalı yapılacak ve mahkemede avukat bulundurulmayacaktı. (9) Böylece Divani Harbi Örfi, ne tesadüftür ki tam da Ankara’da TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’de Milli Mücadele’ye karşı bir “hukuk silahı” haline getirildi.

25 Nisan 1920’de Ali Kemal, “İdam! İdam” diye haykıran bir yazıyla “Ankara’daki haydutlar” dediği “millicilerin” idamını istedi.

Padişah Vahdettin’in Mustafa Kemal Paşa ve bazı arkadaşları hakkında verilen gıyabi idam kararını onaylayan 24 Mayıs 1920 tarihli iradesi (BOA, İ.DUİT. 175 I 46 I 1, Takvimi Vekayi, 27.5.1336-1920)

Nemrut Mustafa Paşa başkanlığındaki 1 numaralı Divanı Harp, 11 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal Paşa ve bazı arkadaşlarının gıyaben idamlarına ve mallarının haczine karar verdi. Karara göre suç, “Kuvayı Milliye” adı altında “fitne ve fesat” düzenlemek, buna özendirmek, ayrıca anayasaya aykırı olarak halktan zorla para ve asker toplamak, bu isteğe uymayanlara “işkence ve eza” yapmak ve “tahribi bilada” yani “ülkeyi yıkmaya” kalkışmaktı. İdam kararında Mustafa Kemal Paşa’dan “Üçüncü Orduyu Hümayun Müfettişliği’nden mazul ve askerlik mesleğinden çıkarılmış Selanikli Mustafa Kemal Efendi” diye söz ediliyordu. Mustafa Kemal Paşa, askerlikten istifa etmiş olmasına rağmen “askerlikten çıkarıldığı” ifade ediliyor ve Mustafa Kemal’e “paşa” değil, “efendi” deniliyordu. Karara göre Mustafa Kemal Paşa’nın yanında, eski 27. Fırka Komutanı İstanbullu Kara Vasıf Bey, eski 20. Kolordu Komutanı Salacaklı Ali Fuat Paşa, eski Ankara Mebusu ve Washington Sefiri Midillili Alfred Rüstem Bey, eski Sağlık Müdürü İstanbullu Dr. Adnan Bey, eski Darülfünun Batı Edebiyatı Öğretmeni İstanbullu Halide Edip Hanım da idama mahkûm ediliyordu. (10)

Alemdar gazetesi bu haberi, “Mustafa Kemal ve Hampalarının İdam Kararı” diye duyurdu. (Alemdar, 13.5.1336).

Padişah Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının idam kararını 24 Mayıs 1920’de onayladı. (Takvimi Vekayi, 27.5.1336). (11)

Vahdettinciler, Vahdettin’in bu idam kararını onaylayan iradesindeki “gıyaben verilen idam ve karar, tekrar yargılanmak üzere tasdik edilmiştir” cümlesine dayanarak Vahdettin’i aklamaya çalışır. Ancak birincisi, sanıklar ele geçirilemediği için yargılama mecburen “gıyaben” yapılmıştır. İkincisi, o zamanki Osmanlı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 382. maddesine göre gıyaben verilen kararlarda sanıklar yakalandığında yeniden yargılanmaları zorunludur. (12)

FEVZİ (ÇAKMAK) PAŞA’NIN İDAM KARARI

Divanı Harbi Örfi, 24 Mayıs 1920’de Fevzi (Çakmak) Paşa’yı da “gıyaben” idama mahkûm etti. Kararda, Fevzi Paşa’nın asilere katılmak üzere “firar ettiği”, asilerin meclislerine girip “fesat bir söylev” verdiği ve “Harbiye Nezaretini üstlenerek” hilafet ve saltanata karşı “bilfiil düşmanlığa kalkıştığı” belirtiliyordu. Padişah Vahdettin, bu idam kararını da 27 Mayıs 1920’de onayladı. (Takvimi Vekayi, 30.5.1336). (13)

İSMET (İNÖNÜ) VE BAZI ARKADAŞLARININ İDAM KARARI

Divanı Harbi Örfi, 6 Haziran 1920’de bir grup Kuvayı Milliyeciyi daha “gıyaben” idama mahkûm etti. İdamlıklar Miralay İzmirli İsmet (İnönü), 3. Kolordu Komutanı Miralay Hüseyin Selahattin, 12. Kolordu Komutanı Miralay Fahrettin, 14. Kolordu Komutanı Mirliva Yusuf İzzet, 10. Fırka Ahzı Aker Kalemi Reisi Miralay Yanbolulu Abbas Hilmi, 56. Fırka Komutanı Miralay Bekir Sami, Mütekait Ferik İsmail Fazıl, eski Erzurum Mebusu Celalettin Arif, Beyrut ve Halep eski valisi ve eski Amasya Mebusu Bekir Sami, eski Antalya Mebusu Hamdullah Suphi, eski Aydın Mebusu Cami, eski Isparta Mutasarrıfı ve eski Denizli Mebusu Hakkı Behiç, eski Sinop Mebusu Rıza Nur, Yusuf Kemal, yeni Eskişehir Mutasarrıfı Fatin, eski Karacabey Müftüsü Mustafa Fehmi ve eski Ankara Müftüsü Mehmet Rifat (Börekçi)’ydi. Padişah Vahdettin bu idam kararlarını da 15 Haziran 1920’de onayladı. (Takvimi Vekayi, 21.6.1336. Alemdar, 22.6.1336). (14)

İdamlıklar içinde Rauf (Orbay) ve Kazım (Karabekir) yoktu. Saray, belli ki Milli Mücadele’nin öncü kadrosu arasına “nifak sokmayı” hesaplıyordu. Ayrıca Rauf Bey Malta’ya sürüldüğü için onu İngilizler cezalandıracaktı.

REFET (BELE) VE BAZI SUBAYLARIN İDAM KARARI

Divanı Harbi Örfi, 14 Temmuz 1920’de aralarında Refet (Bele)’nin de olduğu çeşitli rütbelerden 63 subayı daha idama mahkûm etti. Padişah Vahdettin bu idam kararını 25 Temmuz 1920’de onayladı. (Takvimi Vekayi, 29.7.1336). (15)

19 Haziran 1921’e kadar tam 823 Kuvayı Milliyeciye çeşitli oranlarda cezalar verildi. Ancak “Mevcut Osmanlı hükümeti ve İslam hilafeti aleyhine çeşitli suçlar işleyen Mustafa Kemal’in ve onun hareketinin teşvikçisi olanların tutuklanıp idam edilmelerinin şart olduğu” vurgulandı. (ATASE Arşivi, İSH Koleksiyonu, 1085, 36, 36-1). (16)

Gerçek şu ki: İstanbul Saray Hükümeti ve Padişah-Halife Vahdettin, İngilizlerin desteği ile Milli Mücadele sırasında bir “iç savaş” başlattı. Saray, ihanet fetvaları, Anzavur ve Kuvayı İnzibatiye tertipleri yanında düzmece bir mahkemeyle Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını idama mahkûm etti. Bütün bu idam kararlarını, Padişah-Halife Vahdettin onayladı. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları boyunlarında halife padişahın idam fermanı ile onca iç isyanla boğuşarak Milli Mücadele’yi örgütleyip Kurtuluş Savaşı’nı kazandılar. Bu idam fermanları “ihanetin belgesi” olarak hep hatırlanmaya devam edecek.

KAYNAKLAR, DİPNOTLAR:

1. Turgut Özakman, Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele, 6. Bas., Ankara 2007, s.246.

2. Sina Akşin, İç Savaş ve Sevr’de Ölüm, İstanbul, 2010, s. 4

3. Akşin, s. 25, 26.

4. Akşin, s. 27, 28.

5. Bilal Şimşir, Malta Sürgünleri, Ankara, 2012, s. 101

6. Ferudun Ata, Süleymaniyeli Nemrut Mustafa Paşa ve Bir İşbirlikçinin Portresi, İstanbul, 2009, s.42, 45.48.49, 53-61.

7. Ata, s.64, 65.

8. Ata, s. 78.

9. Akşin, s. 30, Ata, s. 22, 85.

10. Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, C.3, Ankara, 1995, s. 35,36. Akşin, s. 32,33, Ata, s.85, 86; Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C.III, İstanbul,1991, s.106.

11. Akşin, s. 32, Murat Bardakçı, Şahbaba, İstanbul, 2006, s.159.

12. Bardakçı, s.160,161

13. Akşin, s. 33. Sarıhan, C.3, s. 54, 58.

14. Sarıhan, C. III, s.72, Akşin, s. 33.

15. Akşin, s. 33.

16. Ata, s. 86.

Yazarın Son Yazıları

Menemen Olayı, İrtica ve Laiklik

“Bizi yanlış yol sevk eden habisler (kötülükler), bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir ” (M. Kemal Atatürk, 16 Mart 1923)

Devamını Oku
24.12.2025
Lozan Antlaşması ve ABD

“Bugün Türk Delegasyonu ile imzaladığımız dostluk ve ticaret antlaşması, benim elde etmek istediğimden çok uzaktır. Bu anlaşma, Türklerden koparmak istediğimizden çok fazla imtiyazı (ayrıcalığı) bizim Türklere verdiğimizin belgesidir.”

Devamını Oku
17.12.2025
‘ABD’nin ‘Yeni Türkiye’ hayali’

Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında Türkiye’nin yönünü Batı’dan Doğu’ya çevirerek İslam dünyasının lideri olmasını öneriyor, bunun için de “Atatürk’ün (laik Cumhuriyet) mirasının reddedilmesi” gerektiğini belirtiyordu.

Devamını Oku
10.12.2025
Atatürk’ün ders kitabında ‘Demokrasi ve Kadın Hakları’

“Özetle kadın, seçmek ve seçilmek hakkını elde etmelidir...

Devamını Oku
03.12.2025
Millet Mektepleri

“Türk harflerinin bütün vatandaşlara kapılarının önünde ve işlerinin başında öğretilebilmesi için daha bu sene içinde Millet Mektepleri teşkilatı yapacağız.

Devamını Oku
26.11.2025
Vahdettin nasıl kaçtı?

“17 Kasım 1922 günlü resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi: ‘Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaçmıştır.’

Devamını Oku
19.11.2025
Türkiye'de Opera ve Vals

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” (M. Kemal Atatürk)

Devamını Oku
05.11.2025
Cumhuriyetimiz

Dile kolay, ilan edildiğinde bazı İngiliz yetkililerin sadece iki yıl ömür biçtikleri Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında...

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet’in şeker fabrikaları

“Meclis kürsüsünde bir de ‘üç beyaz’ parolası revaçtaydı...

Devamını Oku
22.10.2025
Nutuk 98 Yaşında: ‘İşte Bu Ahval ve Şerait İçinde…’

Atatürk Nutuk’u bir açılış ve kapanış döngüsüyle yapılandırır.

Devamını Oku
15.10.2025
Atatürk'e saygı duymayan teğmen: ‘Din Dilinin Türkçeleştirilmesi’

Mustafa Kemal Atatürk’e saygısı olmayanın onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Anayasasına da saygısı yoktur.

Devamını Oku
08.10.2025
Patrikhane ve Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu Fener Patrikhanesi’ne bağlıydı.

Devamını Oku
01.10.2025
Dil devrimini anlamak

“Gece meşguliyetimiz, bildiğin gibi dil dersleri… Gündüz de yalnız olarak aynı mesele üzerinde birkaç saat çalışıyorum.”

Devamını Oku
24.09.2025
Tek Partiden Çok Partiye: ‘Partili Cumhurbaşkanlığından Tarafsız Cumhurbaşkanlığına’

“Aramızdaki farkı bilelim. Biz, mutlakıyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.”

Devamını Oku
17.09.2025
Tarih Kürsüsü ve Suçluların Telaşı ‘CHP’nin Mallarına El Konulması’

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 102 yaşına girdi.

Devamını Oku
11.09.2025
ETHEM: “İsyan ve İhanet”

“Efendiler, askerî harekâtı çapulculuktan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun mâsum çocuklarını fidye dilenmek için dağlara kaldırmak haydutluğundan ibaret zanneden, şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk vatanını bezdiren...

Devamını Oku
03.09.2025
Büyük Zafer'in sırrı

Tam 103 yıl önce, 26 Ağustos 1922’de, Afyon Kocatepe’de, sabah saat 05.00’te, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın işaretiyle Türk tarihinin en önemli taarruzu Büyük Taarruz başladı.

Devamını Oku
27.08.2025
Aşiret-Tarikat Sorunu

Yeni açılım sürecinde etnik ayrılıkçı siyaset ve dinci, liberal ortakları, gerçeği çarpıtmaya devam ediyorlar.

Devamını Oku
20.08.2025
Saltanat Şurası’ndan Saray Komisyonu’na

1920 yılında Sevr Antlaşması’nı kabul etmek için kurulan “saltanat şurası”nın ve uygulamak için kurulan “barış komisyonu”nun amacı vatanı, milleti değil, sarayı, (sultanı) ve hükümeti kurtarmaktı.

Devamını Oku
13.08.2025
'Doğu Sorunu' devam ediyor! 'Kürt Sorunu mu Türk sorunu mu?'

İngiliz Müsteşarı Hohler, 27 Ağustos 1919’da Londra’ya gönderdiği bir yazıda şöyle diyordu...

Devamını Oku
06.08.2025
LOZAN: Onurlu Barış

Lozan Barış Antlaşması 102 yaşında…

Devamını Oku
23.07.2025
Hedefteki Cumhuriyet

Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Türk milleti” kavramı, sadece bir ırkın, bir etnik kimliğin, bir dinin veya mezhebin değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne “vatandaşlık bağı ile bağlı” eşit hukuka sahip tüm yurttaşların ortak-üst-ulusal kimliğinin adıdır.

Devamını Oku
16.07.2025
Atatürk’ün aşama stratejisi ve Türk Devrimi

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, 21 Nisan 1920 tarihinde yayınladığı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 Cuma günü dinsel bir törenle açılacağını duyuran bildirinin, “O günün duygu ve anlayışına uyma zorunluluğundan kaynaklandığını” belirtmişti.

Devamını Oku
09.07.2025
Yaşasın laiklik

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil” (Uğur Mumcu- Cumhuriyet 1 Mart 1987)

Devamını Oku
02.07.2025
Atatürk’ün dünya barışını koruma formülü

Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken, güneyimizde İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ediyordu ki, birden bire İsrail-İran Savaşı başladı.

Devamını Oku
25.06.2025
Sykes-Picot, Sevr, BOP ve Lozan

Şu gerçeği iyi görmek gerekir ki Sykes-Picot’tan Sevr’e, Sevr’den BOP’a, Türkiye’yi bölüp parçalamaya yönelik planların önündeki en güçlü kalkan Lozan Antlaşması’dır.

Devamını Oku
18.06.2025
Tek parti döneminde hac yasak mıydı?

1 Haziran 1927 tarihli ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal (Atatürk) imzalı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre “Hac mevsiminde Hicaz’a gönderilecek Hıfzıssıhha uzmanlarından Dr. Şerafeddin Bey’e siyasi pasaport verilmesi” kararlaştırılmıştı.

Devamını Oku
11.06.2025
Atatürk'ün Mirası Büyükdere Fidanlığı

Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle 1928 yılında İstanbul’da “Büyükdere Meyve Islah Enstitüsü” kuruldu...

Devamını Oku
04.06.2025
Lozan ve Kürtler

“Kürtler küçük lokmanın pek kolay yutulacağını vaktinden çok evvel anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler kendi milletlerinden addetmezler. Kürtlerin mukadderatı Türk’ün mukadderatıyla eştir. (…) TBMM Hükümeti dâhilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak telakkisini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ederiz.”

Devamını Oku
28.05.2025
1921 Anayasası ve Muhtariyet

“Vilayetler kendi başına bir devlet değildir. Amerika hükümeti müttehidesi gibi değildir. Her vilayetin haiz olduğu muhtariyet, mahalli işlere münhasırdır. O işler ki yalnız vilayeti alakadar eder. O işler o vilayetin işleridir.”

Devamını Oku
21.05.2025
Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerine saldırmak

Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması; tam bağımsız, üniter, laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin hedef alınması demektir.

Devamını Oku
14.05.2025
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar

Devamını Oku
07.05.2025
Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Cumhuriyetin İlköğretim Devrimi

Devamını Oku
30.04.2025
‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’nin açılması

‘Ulusal egemenliğe dayanan yeni Türk devletinin kurulması’: TBMM’NİN AÇILMASI

Devamını Oku
23.04.2025
Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Atatürk yol göstermeye devam ediyor: ‘Hükümet, özgürlük ve demokrasi’

Devamını Oku
16.04.2025
Atatürkçü gençliğin yükselişi

Atatürkçü gençliğin yükselişi

Devamını Oku
02.04.2025
Atatürk’ün önderliğinde cumhuriyetçi direniş

ATATÜRK'ÜN ÖNDERLİĞİNDE CUMHURİYETÇİ DİRENİŞ

Devamını Oku
26.03.2025
Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Çanak Krizi ve ikinci Çanakkale Zaferi

Devamını Oku
19.03.2025
Laiklik neden gereklidir?

Laiklik neden gereklidir?

Devamını Oku
12.03.2025
Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Emperyalizmin 'kukla halife' projesi

Devamını Oku
05.03.2025