Seçim sözleri tek ayaklı yeminle mi?

26 Mart 2019 Salı

Cumhur cephesinin seçim stratejisinde Saray cephesi odaklı “beka” kampanyasıyla, doludizgin cepheleştirme, ötekileştirme, sonuna kadar siyasal İslam odaklı, “biat” cephesi üzerinden yürünüyor ya.. Madalyonun öteki yüzünde, belediye başkanlarına dönük strateji cephesinde, tam tersine seçmenden ayırımsız oy istenirken, en çok da muhalefet cephesinin seçmen beklentilerine göre, zaaflarının üzerine gidilerek, oyları parçalama hesaplı kampanyalarda, seçmenlerin ağızlarının suyunu akıtabilecek zenginlikte parlak projelerin yarıştırılmasında yok yok..
Masraftan kaçılır mı? Projelerin ballandırılarak reklamlarının yapıldığı koca koca kitaplarda, tüm ötekileri kucaklayan, yeşile, tarıma öncelik veren, işsizlerin en mağdurlarına sınırsız iş kapılarının açıldığı masallarında sınır tanımaz yarış var..
Seçim günlerinde yakalanılan en sadık, en yoksul seçmenlerin çaresizliğinde acil, pratik üretilmiş tanzim satışı çadırlarındaki tükenmişlik gözler önüne serilmişken, birbirinden pahalı maliyetli sözlerin karşılığı, kaynağı nereden sorgulamasını yapamamak aptallık olmaz mı? Yoksa bu dudak uçuklatan yüksek maliyetli seçim sözleri tek ayak üstünde yeminlerle mi veriliyor?

***

Öncesini saymayalım, İstanbul için 2002’yi milat kabul edip 17 yıl sonra gelinen noktada, yaşayan milyonlara sağlıklı nefes aldıracak temiz hava, dikey, suyu emecek bir karış boş toprak bırakmadan, dünyanın en çarpık gelişmiş yoksul ülkelerinde görülmemiş bir yaşanılmaz ucube kent gerçeği ile karşı karşıya kaldıktan sonra..
Sınır tanımaz rant-vurgun düzeni üzerinden inşaat sektörü ile, sadaka, biat düzeninde yaşamaya mahkûm köykentli bir ucube düzeni yaratmış olarak.. En büyük kısa dönemli rant vurgunu ile zenginleşmiş sektör sermayesinin yatırımlarını dahi başka ülkelere kaçırmış olarak.. Stoklarıyla bir iflas, enkaz yığını ile yüz yüzeyken..
Cumhur İttifakı’nın en parlak, deneyimli kadrolarının, adaylarının ellerindeki, en lüksünden, ranta en açık, yatay yapılaşma projelerinin tek tek yine dudak uçuklatacak pahalılıktaki lüks inşaatları, projelerinin sahipleri kimler olacak?

HHH

Çok çıplak, yalın sorgulama ile, şiddetlisini unutun, orta şiddetlisi, en hafifi ile kapıya dayalı olası bir İstanbul depreminde yüz binlerle yapı, bir o kadar insanın kaçınılmaz, üflesen düşecek çarpık, hilleli hurdalı, doğrudan belediyecilik vurgunu sorumluluğu İktidarlarına ait yapılar altında kalmaları kaçınılmazken.. Acil yüz binlerin can pazarından kurtarılması adına sözü verilen en pahalısından, lüks maliyetli yeniden yapılanma sözlerinde yeminler, kürsülerin altından tek ayak üzerinde mi yapılıyor?
Hele de sözü veren büyükşehir belediye başkanları adayları, gerçekten kentleşmenin en kritik merkezlerinde, Ak Parti kadrolarının en başarılı, deneyimli siyasetçileri, belediyecileri, en üst düzey yönetimlerde yer almışlar arasından seçilmişlerken. Tak-şak ilişkisi içinde özgür iradeleriyle aday olup olmadıklarını bilmek de, sorgulamak da bizim haddimiz olamaz.
Ancak yüz binlerce üflesen yıkılacak yapılarda yaşayan İstanbulluları ölüme yatırmamak adına çok kısa bir zaman dilimi içinde, içlerine sokulabilecek sağlam yapıların yapılabilmesinin sağlanması zorunluluğu ortada. Bir yandan imar affı, bir yandan belediyeleri sorumluluğunda denetimi yapılmadan verilmiş, ruhsatsız, kaçaklar yığını yapılaşmaların suçlarının gerçekleri.. Reklamı seçim kampanyalarında öne çıkarılmış, rantı, sonuç olarak maliyetleri de çok yüksek yapılaşma sözleri de ortada.
Seçim taraması nedeniyle bir kez daha tanıklık ettiğimiz üzere, büyük depremin vurgunu kentlerimiz, Kocaeli, Sakarya’da AKP’li büyük şehir belediyeleri 1999’dan günümüze, hemen yıkılmaları zorunlu resmi raporlu bu binalar, yıkılıp yeniden yapılanma kapsamına sokulmamışlarken.. Resmisi- özeli küçük bir sarsıntıda içlerindeki canların, ayakta kalamayacağı yapılarda yaşamaya mahkûm bırakma suçlarını işlemişlerken, ağızlardan en acil bu yapıların yıkılıp, bu en yoksulları, çaresiz yüz binleri öldürmeyecek yeniden yapılanma güvencesinin projelerinin, (elbet kaynak hesapları da çıkarılmış olarak) sözleri çıkmamışken.. Büyük deprem vurgununda içindekileri öldürmüş yapılardan boşalan en değerli arsalar üzerindeki yeni yeni projelerle, (bu kez en azından depreme uygun yasal yapılaşma hesaplı) yarış, hangi vicdana uyar?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları