Cumhuriyet’in YouTube TV dizininde, “Cumhuriyet’ten Tanıklıklar”ın son konuğu “Vaziyet”in isim babası Dr. Nurettin Unur’u tanıtımının anlamını öncelikle okurla paylaşmam gerek...

Kuşkusuz çoğunluk okurumuz 12 Eylül darbesi süreci içinde Cumhuriyet gazetesinin birçok kez süreli kapatıldığından haberlidirler. Nadir Nadi, darbe yönetimin gazete patronlarını çağırdığı toplantıların hiçbirine katılmayarak kişisel duruşunu koymanın ötesinde gazetenin kapalı kaldığı süreçlerde çalışanlarının evlerinde kaygılı oturmaları yerine, gazetede kalarak gelecek günlere, gazeteciliğe ilişkin çalışmalar içinde olmalarını yeğlemişti.

Gazetecilik üzerinde değerlendirme toplantıların ötesinde, yetenekli arkadaşlarımız daktilo üzerinden, mizah ağırlığı baskın içimize dönük gazete çıkarmayı seçmişler, renkli bir o kadar taşlamalı yayınları ile iç dünyamızı zenginleştirmişlerdi... Gerçek şu ki aramızda çok yetenekli kadrolarımızı da keşfetmiş, hem gülmüş hem de çok değerli dersler çıkarmış olarak morallerimizi yükseltmiştik...

Reha Öz daktilonun başında, en yeteneklilerimiz arasında Deniz Som, tüm dinamik kadroların isim soyadları üzerinde oynanarak gerçekçi, bir o kadar da eğlenceli, kendi kendimize ayna tutmuştuk. “İyi ki her şeyi saklama takıntım varmış, iyi ki ev taşırken, hiçbir kâğıt parçasını atmamaya çaba göstererek, saklamış olduğum bir tanesinin 1. sayfasını, bugünkü köşemde görsel olarak sizinle paylaşabiliyorum. Böylece arşivimizle de izleyeceğiniz söyleşimizin içinde de bir kopyasını paylaşma şansım oldu.”

Ülkenin bilim alanında “cilt kanserleri uzmanlığında” gerçekten önde isimlerinden Dr. Nurettin Unur ile dostluğum çok köklü dayanışmalarla öğrencilik yıllarımdan. Ağabeyi sınıf arkadaşım, gazetecilik enstitüsünden, hâlâ Ankara Gazeteciler Cemiyeti’den Ümit Gürtuna da içlerinde, çok fazla ünlü gazeteci çıkacak kadrolar hep birlikte bağımsız kalmayı seçen “Fikir Kulübü”müzün çatısı altında verdiğim gazeteci olma kavgamız sayesinde, mesleğe eleman verebilmiş kalabalık bir kadroyu oluşturabilmiştik...

Uzatmadan, gönlünde gazeteci olmak kalmış, ancak ağabeyi yüzünden doktor olmak zorunda kalan Nurettin Unur, çok sayıda mesleklerinde öne çıkmış doktorların içlerinde kalan diğer yeteneklerini köreltmeyen bir yaşam biçimi seçmişti... Ben bile söyleşide ancak öğrendim, ülkemiz ve de dünya ölçeğinde uluslararası alanda çok sayıda fotoğrafçılık üzerinden kazandığı başarı ödüllerinin varlığını.

İlk kez Cumhuriyet’ten Tanıklıklar dizini içindeki söyleşimde, Dr. Nurettin Unur’u yaşam görselleri tanıklıkları üzerinden değil de aralarında pek çok ünlü ismin bulunduğu fotoğrafları ile paylaşmanın daha kalıcı, değerli olacağını düşündüm. Bir adım ileri yaşamının içinde yer almış insanları elbette geçmiş fotoğraflarından tanıyamıyacağım gerçeğinden yola çıkarak kendisinden edindiğimiz fotoğraf karelerinin dizine eklemlenmesi konusunda çalıştırdım.

Elbette Deniz Som’un Berin Nadi’nin kurulmasında direttiği, İlhan Selçuk’u yönetiminden sorumlu tutuğu o zorlu koşullar sürecinde, herkes üzerine düşen görevleri yaparken Cumhuriyet okurlarımız başrolü oynayacaklardı. Deniz Som sadece Cumhuriyet Kitap Yayınları, Vaziyet köşesinin yazarı olarak kalmadı. Cumhuriyet okurlarının oluşturulması projesinde doğrudan sorumluluk aldı. Dr. Nurettin Unur’la benim kendi koşturmacalarım içinde göremediği dayanışmaları çok daha derinlikli olmuş. Okurları önce buluşmaya çağıran Deniz Som-Dr. Nurettin Unur dostluklarından sonra böylece, “Vaziyet”in isim babalığı da gelmiş...