Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gül'ün Zor Kararı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kariyer çizgisinde, 90’lardan itibaren dış dünyadaki gelişmeleri, dengeleri yakından izlemesi belirleyici unsur olmuştur. Refahyol döneminde Devlet Bakanı sıfatıyla, Başbakan Necmettin Erbakan’ın dünya ile en önemli temas noktalarından biri olan Gül, AKP iktidarı döneminde de dört yıl Dışişleri Bakanı olarak çok kritik konularla doğrudan ilgilendi. Gül’ün Çankaya Köşkü’ne çıkışında, askerlerin 27 Nisan e-muhtırasına duyulan tepki kadar, dünyada yarattığı olumlu algının da etkisi oldu.
O süreci diplomasi muhabiri olarak yakından izleyen biri olarak, Gül’ün içeride ve dışarıda oluşturduğu bu ‘olumlu’ algıda, en büyük payın Dışişleri Bakanlığı bürokrasisi ile kurduğu güven ilişkisi olduğu kanısındayım. Dışişleri Bakanlığı geleneklerinin korunması konusunda kendinden önceki bakanlar kadar hassas olan Gül, önüne konan görüş ve tavsiyelere de en ufak tereddüt geçirmeksizin itibar etmekteydi.
Kendi bürokratları
da şikâyetçi
İşte şimdi, Gül’ün yükselişinde şu ya da bu şekilde katkısı olan o isimler kendisinden tek bir talepte bulunuyor.
Aralarında Gül döneminde müsteşarlık ve müsteşar yardımcılığı görevlerini üstlenen Uğur Ziyal, Ertuğrul Apakan, Murat Sungar, Volkan Vural, Nabi Şensoy, Baki İlkin gibi isimlerin yer aldığı 150 emekli büyükelçi ve başkonsolos, önceki gün ortak bir bildiri yayımlayarak Çankaya Köşkü’ne çağrıda bulundular.
Konu, Meclis’te kabul edilen torba yasa tasarısı içinde yer alan ve bugüne kadar sadece meslek memurlarının getirilebildiği, Dışişleri Bakanlığı üst yönetimine (müsteşar, müsteşar yardımcılıkları ve genel müdürlükler) dışarıdan atamaların önünü açan değişiklik.
Değişiklik hayata geçerse, Dışişleri mesleğinden gelmeyen ve hatta hiç kamu hizmeti dahi yapmamış kişiler, bir kez büyükelçi atanmaları durumunda, Dışişleri mensuplarının ancak 20-30 yıl hizmet sonrasında ulaşabildikleri yönetim makamlarına atanabilecekler.
Hiç veto etmiyor ama...
150 diplomat, Gül’ün onayını bekleyen bu değişikliğin hayata geçmesialinde “Dışişleri’nin kurumsal yapısının derinden tahrip olacağı, Bakanlık’ta ‘dışarıdan atananlar’ ve ‘kariyer memurları’ şeklinde iki farklı yönetici sınıfı yaratılarak yerleşik, denenmiş hiyerarşik düzenin altüst edileceği, keyfilik, kayırma ve lütuf riskinin artacağı ve mevcut personelin kendi kurumuna olan itimadı ve çalışma şevkinin kırılacağı ve tüm bunlar nedeniyle kamu yararını ve ulusal çıkarları ciddi şekilde zedeleyecek bir durumla karşılaşılabileceği” uyarısını yapıyor.
Bildirinin sonunda da vurgulandığı gibi, Dışişleri Bakanı, Başbakan ve şimdi de Cumhurbaşkanı olarak bakanlık kadrolarıyla yakından çalışan Gül, bakalım nasıl bir karar verecek?
Köşk’teki altı yıllık görev süresinde AKP hükümetlerinin çıkardığı kanunlarla ilgili ortaya koyduğu performansa bakılırsa hiç ümitlenmemek gerek.
Ama işin bir de yazının başında belirttiğimiz kişisel tecrübe bölümü var...
Zor karar!
Mısır politikamız Suriye’ye benzemesin
Eski Dışişleri Müsteşarı Tuygan, iki önemli dış politika gündemini de şöyle yorumladı:
– PKK’nin Suriye’de özerklik ilanı: “Suriye meselesine bu kadar taraf olarak, bu kadar derinlemesine girmesek karşımızdaki tablo böyle olmazdı. Bizim ulusal çıkarlarımız komşu Suriye’nin barış ve istikrar içinde olmasını gerektirmekteydi. Bugün Suriye konusunda en aşırı söylem sahibi ülke Türkiye’dir. Bunu sadece ilkeleri savunmakla izah etmek olanaksızdır. Gerçek,Türkiye’nin Suriye iç savaşının tarafı haline geldiğidir.”
– Mısır’la gerginlik: Suriye’de yaptığımız yanlışı Mısır’da da tekrar etme riskiyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin ulusal çıkarları Mısır’da taraf olmaktan kaçınmayı gerektirir. Tabii ki demokrasi ve insan haklarından yana çıkmalıyız. Ama bunu yaparken kendi öz çıkarlarımız unutulmamalıdır. Hükümetin tutumunu gözden geçirme zamanı geldi de geçiyor bile.
Suriye ve Mısır konusunda izlenen politikaların Türkiye’yi götüreceği nokta için Tuygan’ın saptaması çok düşündürücü:
“AB’ye tam üyelik bir seraba dönüşürken, Ortadoğu’ya tam üyelik gündeme oturmakta.”
Davutoğlu’na tepki
Gül’ün bakan olarak çalıştığı son Dışışleri Müsteşarı Ali Tuygan’dı. Geçen yıl yazdığı Gönüllü Diplomat isimli kitapta aynı kaygıları paylaştığı için bildiriye katılma gereği duymadığını belirten Tuygan, meselenin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu ilgilendiren boyutuna dikkat çekti:
“Bir bakan düşünün ki başında olduğu bakanlığın tüm düzenini değiştiren, kariyeri ortadan kaldıracak adımlara imza atıyor, onay veriyor. Bir bakanın kendi bakanlığına bunları yapması ya da yapılmasına onay vermesi çok vahim bir durum. Ben Cumhurbaşkanı’nın da bu değişiklikten mutlu olmadığına inanıyorum.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü