Şikago Çocukları
Veysel Ulusoy
Son Köşe Yazıları

Şikago Çocukları

16.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Seçimle iktidara gelen sosyalist Allende hükümetini 1973 yılında askeri bir darbeyle ortadan kaldıran, üç haftalık silahlı kuvvetler başkomutanı Pinochet’in Şili siyasi ve ekonomi tarihinde etkisi yıllarca tartışıldı durdu.

Ülkenin siyasi tarihine damgasını vurmuş 17 yıllık askeri cunta yönetimi doğal olarak ekonomik sistemi de kökünden değiştirmiştir. Toplumsal faydanın yukarılara çıkarılırken gelir yaratma ve onun dağılımını ön plana alan devrik Allende hükümetinin tersine, neoliberal bir anlayışa ve uygulamaya yönelmiştir. 

Pinochet darbeden yaklaşık iki yıl sonra ekonomi yönetiminde köklü bir değişime gitti. Yüksek enflasyon ve aşırı bütçe açığı başta olmak üzere makro dengelerde aşırı bozulma devam etti. Yaklaşık, yeri ve zamanına göre 20-25 Şikago Üniversitesi doktoralı Şilili ekonomisti ülkeye davet ederek (!) onlara ekonomi yönetimini teslim etti. Bu ekonomistler doktora eğitimleri süresinde yoğunlukla Milton Friedman ve Arnold Harberger’in danışmanlığı altında öğrencilerdi ve uygulayacakları politikalar da daha şimdiden belliydi.

Gruba bizde de daha sonra aynı çağrışımı yapacak bir isim verildi: Şikago’nun Çocukları (Chicago Boys) ya da benzer bir anlamıyla Bizim Çocuklar.

Şikagolu ekonomi takımı ilk yıllarda çok da şaşırmayacağımız, günümüzde Türkiye ekonomisinde de yaşananların çoğunu hayata geçirdi. Biz de emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) kapsamında hükümet tarafının sıkça vurguladığı “Erken emeklilik bütçeye ağır yük getiriyor” yaklaşımıyla öncelikle emeklilik yasasını değiştirdi ve hatta sistemi özelleştirdi. Reel ücretlerde beklendiği gibi kırpmalar yaşandı, dış ticaret rejimi uluslararası rekabet söylemi çerçevesinde serbestleştirildi, sermaye yanlı politikalar uygulanmaya başlandı...

Buraya kadar çok tanıdık geldi değil mi yapılanlar?

Şikago ekibi arkasından çok önemli bir adım attı ve asgari ücret uygulamasını ortadan kaldırdı. Dahası, işletme ve servet vergilerini düşürme ve sermaye piyasalarını liberalleştirme konusunda Pinochet’i ikna ettiler (buradaki ikna bilinenden farklı anlamda kullanılmıştır). 

Yaklaşık yedi yıl yalancı zenginlik yaşayan Şili halkı 1982’den sonra acı gerçekle yüzleşmeye başladı. 

Ne mi oldu?

Tam iki yıl önce, 20 Ocak 2019’da, The London Globalist yazarlarından Alissa Siaranın analizinden bir kısım alarak sunalım ne olduğunu... 

(Şili’deki) strateji sonuçta bir başarısızlıktı. İthalat kısıtlamalarının aniden kaldırılması, Şili endüstrilerini güçlü uluslararası rekabete maruz bıraktı. Sabit döviz kuru ve aşırı değerli Şili pezosu, Şili mallarını daha az rekabetçi hale getirerek ihracat kazançlarının düşmesine neden oldu. ABD 1982’de faiz oranlarını yükselttiğinde, aşırı değerli döviz kuruyla birleşen yüksek borçluluk, Şili’yi borcunu temerrüde düşürmeye zorladı. Ekonomi çöktü. Neoliberal deney, ekonomik refah yerine, Şili’ye daha da yüksek borçluluk, işsizlikte on kat artış ve oligopolistik bir şirketler holdinginin egemen olduğu bir ekonomi bahşetmişti. Neoliberal şok tedavisi, 1969’da başlangıçtaki yüzde 17 olan yoksulluk içinde yaşayan Şilililerin sayısını 1985’te şaşırtıcı bir şekilde yüzde 45’e çıkarmıştı. Komşu ülkeler benzer borç krizlerinden mustarip olsalar da hiçbiri Şili’nin yaşadığı yüksekliğe ulaşamadı ve bu da GSYİH’de yüzde 11 düşüş getirdi ekonomiye.*

Bu karmaşayı düzeltmek için de Pinochet’in Keynesyen tedbirlere başvurmasını burada dile getirmesek de özelleştirilen kuruluşları yeniden kamulaştırmaya başlaması bu ekonomik programın bir çöküşe neden olduğunun göstergesi.

Şili’nin dikta rejimi altında kolay uygulama bulmuş bu neoliberal ekonomi uygulamaları şimdilerde biraz da demokratik kuralların geçerli olduğu Brezilya’da başka bir Şikago çocuğu olan (ya da o gruba giren) ekonomi bakanı Paulo Guedes tarafından hayata geçiriliyor. O da bilindik yöntemleri deniyor ama arkasında bir dikta rejimi olmadan. Bu bakımdan, diktasız başarıya ulaşması da biraz zor görünüyor.

Biz ne yapıyoruz sorusunu mırıldanıyorsunuz şimdi... Biz her şeyi batırdık. Cumhuriyet tarihinin en kötü ekonomik koşullarını tecrübe ediyoruz. Şikago Çocukları’nı istesek de bulamıyoruz. IMF’nin kapısına dayandık ama kapı açılmıyor... O çocukların yöneteceği ekonominin parasal çarkını da teslim etmek istemiyoruz. 

Beyaz Şov’daki o ünlü karakterin belirttiği gibi “Hem döner yemek istiyor hem de dönmesini istemiyoruz.”  Yani parayı teslim etmek ve denetime tabi olmak istemiyoruz ama onlardan para istiyoruz.

* https://thelondonglobalist.org/history-revisited-the-chicago-boys-return-to-south-america/

Yazarın Son Yazıları

Hangi devlet?

Devlet, insanın doğal gelişiminin son ve en olgun aşamasıdır.

Devamını Oku
14.12.2025
Vasat siyaset tuzağı

Bir ülkede orta gelir seviyesine ulaştıktan sonra, teknolojik gelişme için yapılan harcamaların birim maliyetleri düşürmemesi ve diğer girdi maliyetlerdeki artışın getirdiği ekonomik yavaşlamaya paralel olarak büyüme modellerinin uygulanmasında aksaklıklar ortaya çıkar.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukukun üstünlüğü, ekonomik büyüme... Osimhen ve Mario Lemina örneği

Bir ülke adının veya devletin önüne sıfat koyup onu tanımlarken çok dikkatli olmak gerekir.

Devamını Oku
16.11.2025
Yapısal değişim ve ithal ikamesi: Açık ama korumacı bir model

Türkiye’de kendini sadece öğretici değil, aynı zamanda topluma karşı sorumlu hisseden ekonomistler uzun zamandan beri yapısal değişimin gerekliliğini vurguluyor.

Devamını Oku
02.11.2025
Enflasyon normalleşmedi, tabelası değişti

Son aylarda Türkiye’de enflasyonun düşme trendine girmesine dair anlatı daha çok ölçüm ve etiketlemedeki değişimle ilgilidir.

Devamını Oku
19.10.2025
Türkiye ekonomisinde fiyat düzeyi-gelir uyumsuzluğu: Pahalı ama fakir paradoksu

Enflasyon ülkemiz dışında çoğu ülkede artık bir sorun olmaktan çok uzaktadır.

Devamını Oku
05.10.2025
Bir ekonomi politikası hikâyesi...

Ekonomi politikaları toplumun sosyal refahını daha yukarılara çıkarmak ya da sıkıntılı zamanlarda piyasa dengelerini yeniden ayarlamak için kullanılır.

Devamını Oku
21.09.2025
Yapısal çürüme

Devletteki çürüme kurumsal çöküş ile son noktaya evrilir.

Devamını Oku
07.09.2025
Bir temiz vurgun: döviz kuru korumalı mevduat

Ekonomimizde tarif edilemez bir yalancı mutluluk yaşanıyor bugünlerde. Yanlış anlamayın...

Devamını Oku
24.08.2025
Sahte profesör, sahte ekonomi

Ahlaki çöküntü toplumsal bir olgu haline geldiğinde onun elinden kurtulmak yıllar alır.

Devamını Oku
10.08.2025
Sözde büyüme, gerçekte fakirleşme: Bir derecelendirme hikâyesi

Sizi yönetenlerin ülke notumuz yükseldi kelimesi kapsamında sevindiklerine bakmayın.

Devamını Oku
27.07.2025
KTV-karbon tüketim vergisi, terörsüz Türkiye ve eğitim kalitesinin ortak noktası

Ekonomik ve siyasal sürecin sanki önümüzdeki pazar günü seçim olacak fikri üzerine kurulu olduğu ülkemizde yeni proje diye yapılan tanıtımların sayısında ivme artışı gözlemliyoruz son günlerde.

Devamını Oku
13.07.2025
Asgari ücret ve enflasyon… ya döviz kuru!

Asgari ücretteki artış enflasyon oranını yukarılara taşır mı? Bu soru çoğu ekonomist tarafından ampirik olarak incelenmiş ve sorunun sade bir yanıtının olmadığı, etkileşimin çeşitli nedenlere ve olgulara bağlı olarak değiştiği gözlemlenmiş ve veri analizleri ile ortaya konmuştur.

Devamını Oku
29.06.2025
İstanbul Üniversitesi: Bir diploma iptali oyunu ve yarattığı maliyet

Sahnenin en çarpıcı bölümü ise sanki tüm yanlışlıkları ve usulsüzlükleri sadece bir siyasi partinin kamu yöneticileri yapıyormuş algısının vurgulandığı kısımdır.

Devamını Oku
15.06.2025
Hastalıklı büyüme

Ulusal gelirimiz 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2 arttı. Bunu TÜİK söylüyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Jeoekonomik ticaret politikası

ABD-Çin arasında tarife yani uluslararası ticarette ithalatta alınan vergilerin artırılması ile yeniden başlayan ekonomik savaşlar tedarik zincirindeki kırılmaları tetiklemeye devam ediyor.

Devamını Oku
18.05.2025
Buğday ve döviz kuru

Buğday ve döviz kuru

Devamını Oku
04.05.2025
Orta gelir-siyasi tuzak

Orta gelir-siyasi tuzak

Devamını Oku
20.04.2025
Boykot

Boykot

Devamını Oku
06.04.2025
Özel çıkar grubu

Özel çıkar grubu

Devamını Oku
23.03.2025
Gıda enflasyonu

Gıda enflasyonu

Devamını Oku
09.03.2025
İnsan sermayesi, yolsuzluk...

İnsan sermayesi, yolsuzluk...

Devamını Oku
23.02.2025
Merkez Bankası ve ekonomik durum

Merkez Bankası ve ekonomik durum

Devamını Oku
09.02.2025
Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Yapay zekâ ve bizdeki zekâ

Devamını Oku
26.01.2025
Tehlikenin farkına varmak

Tehlikenin farkına varmak

Devamını Oku
12.01.2025
Ekonomik büyüme ve refah

Ekonomik büyüme ve refah

Devamını Oku
29.12.2024
Silkeleme

Silkeleme

Devamını Oku
15.12.2024
Fakirsiniz çünkü...

Fakirsiniz çünkü...

Devamını Oku
01.12.2024
Çaput

Çaput

Devamını Oku
17.11.2024
Neden sürekli kriz içindeyiz?

Neden sürekli kriz içindeyiz?

Devamını Oku
03.11.2024
Bir çöküşün hikâyesi

Bir çöküşün hikâyesi

Devamını Oku
20.10.2024
Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Kurnaz ekonomik politikaları ve döviz kuru

Devamını Oku
06.10.2024
Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Eğitim, eğitim kurumlarında hijyen ve gelişmişlik

Devamını Oku
22.09.2024
Ekonomi programının anatomisi

Ekonomi programının anatomisi

Devamını Oku
08.09.2024
Çiftçi

Çiftçi

Devamını Oku
25.08.2024
Körüğe gerek yok

Körüğe gerek yok

Devamını Oku
11.08.2024
Tecrübe ederek öğrenme

Tecrübe ederek öğrenme

Devamını Oku
28.07.2024
Verilerle soyulan halk

Verilerle soyulan halk

Devamını Oku
14.07.2024
Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Bir kilo buğday kaç litre mazot eder?

Devamını Oku
30.06.2024
TÜİK, enflasyon ve buğday

TÜİK, enflasyon ve buğday

Devamını Oku
16.06.2024