Milas Belediye Başkanı Mehmet Tokat, 24 saat inim inim inledi, “Yangın dağdan aşağı iniyor, uçak göndermezseniz sahildeki siteler yanacak, oradan yangın termik santrala gidecek” diye. CHP Genel Başkan Vekili Engin İnal da yanında. Akşama kadar her yeri aradılar, yalvardılar, bir tek uçak gelmedi! Yangın aşağı indi ve evler canlı yayında, gözümüzün önünde 15 dakikada yandı! Oradakileri sahil güvenlik botlarıyla tahliye edilmeseydiler insanlar da yanacaktı! Bu sadece bir olay. Niye uçak gelmedi? Olmadığı için mi? Gönderilmediği için mi? Gönderdik deyip gönderemedikleri için mi? Bizim uçağımız var mı, yok mu? Orman Bakanı yangın çıktığında ilk açıklamasında kiralık üç uçak olduğunu söylemişti. Cumhurbaşkanı’na THK’nin uçaklarını kullanın diye yalvarıldığında o da şu yanıtı vermişti: “Uçak muçak yok!” Yurtdışından yardım isteyin, uçak kiralayın madem. Güçlü devlet ya, ilk günlerde gelen yardım tekliflerini reddettiler, sonra reddettiklerini reddettiler! “Bizim uçağımız var ama gönderene ayıp olmasın diye kabul ettik” diyen oldu! Bir haftadır söylediklerini alt alta dizsen sitcom olur da gülemiyor, ağlıyoruz! “HelpTurkey” diye kampanya açtık, “Güçlü Türkiye” diye karşı kampanya yapan trollerin başı, “Avustralya’da yangın bir yıl sürdü, bunlar ne çabuk pes etti?” diye kızdı! Ve salı gecesi hâlâ Orman Bakanı kalan Pakdemirli Beyefendi basın toplantısında bir hava aracı listesi veriyor, olsa bütün Türkiye’nin yangınını bir günde söndürür! 72’ye kadar çıkardı sayıyı! Elinizde bu kadar uçak varsa niçin insanlar yanan evlerinin, hayvanlarının önünde feryat etti, yalvardı uçak diye? Vardı da niye yok dediniz? Yoksa niye var diyorsunuz? Kalkmış bize iklim krizi anlatıyor. Biliyordun da niye önlem almadın? Temmuz ayı bitmiş, belli ki bu sıcakta, bu kuraklıkta yangınlar başlayacak. Tam 28 ilin orman müdürüne milyon dolarlık makam aracı alacağına niye uçak almadın? Cumhurbaşkanı’nın 16, kendisi dahil bakanların birer uçağı var, yangın söndürecek uçak yok! Kiralık uçağa verdikleri parayla THK’nin uçaklarının bakımı yapılır uçurulurdu, ama ah o kurban derileri kini! Yangına hazırlık yapılmamıştı, plan program, uçak, helikopter yoktu, yangın çıktı, koşuşmaya başladılar! Bir de ne yaptılar? Partizanlık. CHP’li diye o yörenin insanları, seçilmiş belediye başkanlarını dışladılar, koordinasyon toplantılarına almadılar, bilgi vermediler, yok saydılar! Nasıl alsınlar o toplantılara, gerçekler ortaya çıkacak, kendi aralarında konuşuyorlar herhalde, uçak yok, nereden bulalım, ne yapalım diye dövünüyorlar! CHP’li belediyeler verin THK uçaklarını, uçuralım diyor, bırakın uçak kiralayalım diyor, kulaklarını tıkıyorlar, izin vermiyorlar, hiç onlar başardı dedirtirler mi; ormanlar, canlar, mallar yansın daha iyi!
PKK BALONU!
Manavgat’ta başlayan ve güney kıyılarımızı boydan boya alevlere boğan yangınlarda en büyük neden İKLİM KRİZİ! Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada yangınlar var! Ama tam bir 7. kol faaliyeti, gece yarıları PKK’lilerin bidonlarla ormanları dolaştıkları, yangın çıkardıkları dedikoduları dolaşıyor. İnsanlar köylerini korumak için gece silahla nöbet tutuyor! İçişleri Bakanı böyle bir şey olmadığını söylüyor. 8 günde elde sanık üç çocuk var, ikisi 10 yaşında kitap yakmış, biri 18 altı, tutuklandı. HDP’yi kapatmaya fırsat olsun diye böyle bir gri propaganda mı yürüyor? Bir de iç savaş körüklemeyin, ne olur!
FELAKET BÜYÜK, FIRSATÇILIK DEVREDE
Orman Bakanı itiraf etti: Orman yangınını söndüremiyoruz, yerleşim yerlerini koruyoruz, ağaç bittiği zaman yangın bitmiş olacak! Yerleşim yerlerini de koruyamadılar, yanan evlere TOKİ memurları gitti, krediyle ev yapıyoruz demeye! Dumanı tütüyor evinin, “Yirmi yıl kira verir gibi ödersin” diyor, projesi hazırmış, yangını önlemek için plan yok ama yanacak evlerin yenilerini yapmaya proje hazır! Biri de çıktı “Yapılacak evler öyle güzel ki evi yanmayan üzülecek” dedi. Yangınların başladığı gün, 28 Temmuz günü bir kararnameyle yangınların çıktığı bölgeler turizme açıldı! Bu kadar tesadüf fazla değil mi, niyet bu muydu?
ARTIK BAL DA YOK
Yangın, milli felaket boyutunda. Ege, Akdeniz kıyılarımız, ormanlarımız, çöle döndü. İnsanların evleri, varlıkları, yaşam alanları yandı. Evcil ya da ormanda yaşayan hayvanların hemen hepsi yandı! Arılar yandı! Marmaris balı yok artık! Böyle bir felakete maruz kalan, buna seyirci olan hepimizde ne ruh sağlığı kaldı ne geleceğe güven! Halk kendi kendini kurtarmaya çalışıyor! T.C. askeri kışladan dışarı çıkarılmıyor. Azerbaycan askeri sahada halka yardım ediyor. Belediyeler, sivil halk, canını hiçe sayarak çırpınıyor. Yazabilen, gösterebilen medya kahramanlık ve hainlik öyküleriyle dolu! RTÜK Başkanı rezalet ortaya çıkmasın diye kanalları yangını göstermeyin diye tehdit ediyor.
MİLLİ İRADEYİ KABUL EDİN!
Bu yangında bir kez daha görüldü ki Cumhuriyet değerlerini sileceğiz diye devletin liyakat ve yönetim aklını da yok etmişler! Hâlâ yerel seçim sonuçlarını sindirememiş, hâlâ kin ve nefret içindeler, hâlâ nereden nemalanırız telaşı içindeler. Yangını söndüremeyen memleketi yönetemez. Uçak yoksa oy moy da yok! Sadece gitmeyecek, hesap da verecekler! Bir de kanal yapacakmış İstanbul’a, hepten yıkılsın, üstünü örtelim diye mi?
