Yüksel Pazarkaya

Demokrasi Böyle Bir Şey

24 Aralık 2011 Cumartesi

Üçü de cumhurbaşkanı. Christian Wulff 2010 yılından bu yana Federal Almanya Cumhurbaşkanı, Valéry Giscard dEstaing 1971 - 1981 yılları arasında Fransa Cumhurbaşkanıydı, Moşe Katsav 29 Haziran 2007 günü, görev süresini tamamlamaya iki hafta kala İsrail cumhurbaşkanlığını bırakmak zorunda kaldı.

Katsav, cinsel taciz ve ırza geçme olayları suçlamasıyla ve savcının harekete geçmesi üzerine görevi bıraktıktan sonra, yapılan yargılamada bütün çabalarına ve itirazlarına karşın, 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 7 Aralık günü, cezasını çekmek üzere, cezaevine girdi. Aynı cezaevinde İsrailin yolsuzluktan yargılanmış eski bir bakanı da yatıyor.

Yıllar süren yargılamanın ardından eski Fransa Cumhurbaşkanı Giscard dEstaing de iki yıla hüküm giydi, cezası tecil edildi. Ona yöneltilen suçlama, görev süresinde keyfi devlet kadroları oluşturmak ve atamalar yapmak, bir çeşit kadrolaşma yolsuzluğu.

Christian Wulff 2010 yılında Federal Almanya Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Aşağı Saksonya eyaleti başbakanıydı. Son günlerde gündemin başına oturan tartışmanın konusu da, başbakanlığı sırasında dostu olan bir işadamının eşinden uygun koşulla yarım milyon Avro kredi alarak bir ev satın alması.

Wulff başbakanlığı sırasında bu işadamı dostunun daveti üzerine Floridadaki malikânesinde tatil yaptı, oraya giderken de işadamının işlettiği uçak şirketinin uçağında karşılıksız olarak birinci sınıf uçtu. Hannover eyalet meclisinde olayla ilgili olarak kurulan araştırma komisyonuna çıkan Başbakan Wulff, yaptığı işin yanlış olduğunu kabullenerek özür diledi ve uçak ücretini de sonradan ödedi. Ancak komisyon üyelerinin, bu işadamıyla iş ilişkiniz var mı, sorusuna, yok yanıtını verdi. O sorgulamada işadamının eşinden aldığı yarım milyon Avroluk düşük faizli krediyi dile getirmedi. Bu kredi konusu şimdi ortaya çıktı. Yöneltilen eleştiri, meclis komisyonuna eksik bilgi vermiş olması.

Wulff, orada sorulana doğru yanıt verdim, öbür konu sorulmadı, diyor. Yani kredi konusu. O komisyon toplantısında bundan söz etmemesine karşın, özel krediyi ödeyerek, normal banka kredisi aldı. Son olarak, bu kredinin işadamının eşinden değil, doğrudan işadamından alındığı ortaya atıldı. Geri ödemeyi yaptığı banka hesabı da zaten işadamıyla eşinin üzerine ortak bir hesap.

Eksik ya da yanlış bilgi verme suçlamasıyla birlikte, bu tatil daveti ve özel kredi karşılığında eyalet başbakanı olarak onlara bir çıkar sağladı mı sorusu var. Süreç bitmedi, başta cumhurbaşkanına sahip çıkan başbakan Merkel de gelişmeler karşısında susmayı yeğliyor. Muhalefet kanadı ise Wulfftan bütün gerçekleri açıklamasını isterken, bundan böyle cumhurbaşkanlığı makamında kalamayacağı sesleri de yükseliyor. Bu arada Wulff işadamalarının davetiyle yaptığı diğer tatilleri de açıkladı.

Bundan sonra ne olursa olsun, Wulff istifa etmek zorunda kalmasa bile, ikinci bir dönem için yeniden seçilme şansı sıfır.

Federal Almanya hükümetinde ekonomi bakanlığı ile son olarak savunma bakanlığı yapmış olan Karl Theodor zu Guttenberg de bir yıl önce, yazdığı hukuk doktorası tezinde intihal yaptığı (yani fikir ve zihin hırsızlığı) ortaya çıkınca, hem bakanlıktan, hem milletvekilliğinden istifa etmek zorunda kaldı. Oysa, seçmenin çok başarılı ve karizmatik bulduğu ve geleceğin başbakanı gözüyle baktığı bir politikacıydı. Bununla da kalmadı. Savcılık, fikir ve zihin hırsızlığı suçlamasıyla kovuşturma başlattı. Kanıtları topladıktan sonra Guttenberg savcılıkla anlaştı. Başkalarına verdiği maddi zarar çok büyük olmadığı gerekçesiyle savcılık Guttenbergin bir hayır kuruluşuna 20 bin Avro bağışta bulunması üzerine, dava açmaktan vazgeçti.

Baden-Württemberg eyaletinin başarılı eski başbakanı Lothar Spaeth, seksenli yıllarda bir işadamının yatında yaptığı bedava tatil yüzünden, hemen istifa etmek ve siyaseti bırakmak zorunda kalmıştı. Yıllar önce Cem Özdemir de, milletvekili olarak yaptığı uçuşlardan topladığı millerle yakınlarına bedava bilet aldı diye ve bir kredi yüzünden istifa ederek birkaç yıl siyasetten uzaklaşmıştı. Yeniden döndüğünde son seçimler için delegelerden milletvekilliği adaylığı alamadı. Örnekler çoğaltılabilir.

Demek, işleyen demokrasi biraz da böyle bir şeymiş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaygan Mantık 7 Şubat 2014
Yargı ve Demokrasi 30 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları