Din Kisvesi
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları

Din Kisvesi

29.12.2013 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Allah’ım sen nelere kadirsin! Sonunda Başbakan Tayyip Erdoğan’a da “din kisvesi altında örgüt” dedirttin. Aynı örgütle ilgili olarak daha önceki söz ve davranışlarını düşündüğümüz zaman, bu sözün çarpıcılığı kolay anlaşılır.
Sayın Başbakan bu sözü, Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edilmiş “irtica odağı” bir partinin genel başkanı olarak söylüyor. Ve referansı din olan bir başbakan söylüyor.
Demokrasi ile salt özdeş gördüğü sandıktan çıkmak için, yardım ve desteğini aldığı kolu kesip atmaya kalkışınca, işler karıştı. Sandık darbesi de evlatlarını yiyor mu?
Demokrasinin olmazsa olmazı sandığı darbe aracına indirgeyen Erdoğan, çağdaş demokrasinin işlemesi için vazgeçilmez şeffaflığı her alanda karartarak otorite kurdu. Şimdi bu otorite çöküyor mu?
İktidara geldiği ilk zamanlarda, yargının kararlarından hoşnut değildi. Onun için, ben bu yargıya güvenmiyorum, dedi. Sonra onu kendi yargısı haline dönüştürdü. Polisi ortağıyla birlikte dönüştürdü. Kendi polisleri yaptı. Bürokrasiyi kaşla göz arasında kendi bürokrasisi yaptı. Yasa yerine kararname dedi. Yargıya takılacak özelleştirme girişimlerini yargı dışı tutmayı denedi.
Artık yalnız yürütmenin başı ve tek egemeni değil, aynı zamanda yasamanın ve yargının da tek egemeni oldu.
Kurduğu otoriter yönetimin kızgın ve öfkeli başı!
Bununla da yetinmedi. Sandık darbesinde desteğini aldığı ortakla paylaşmak istemiyor artık iktidarı. Onun başını yemeye karar verdi. Bu lokma boğazından geçmezse, ben öyle demek istemedim, diyerek mutlaka yine kol açacaktır. Ama artık tek kolla.
Yoksa, bir tansık mı oldu? Cumhuriyet devriminin tekke ve zaviyeleri yasaklaması, din baskısı, din düşmanlığı değil miymiş? Çağdaş uygarlığı hedeflemiş bir toplumun önündeki engelleri mi kaldırmak istemiş. Kant’ın dediği gibi, kamu düzenine ve barışına kasteden din kisvesi altında bir örgüte mi dur demiş? Diyanet’i, din kisvesi altındaki bir iktidar ayağına çarık yapsın diye değil, aksine kamu düzeni için mi oluşturmuş? Şeffaflığı karartmak meğer yolsuzluk muymuş?
Yolsuzluk, bilinmeyen ve yaşanmayan bir şey değil. Dünyanın birçok ülkesinde var. Ama Türkiye’de yolsuzluk düzeni doğal düzen haline geldi. Kimseyi tedirgin ve rahatsız etmediği gibi, “çalışıyorsa yesin” gibisinden uygar bir topluma yaraşmayan bir halk deyimi bile dile yerleşti.
Halk, seçilenlerin ve atananların tembelliğinden ve yiyiciliğinden öylesine yılmış ki, sokakta çöpünü toplayan bir yönetim görünce, bayram eder hale geliyor. Üstelik, seçimden seçime kömür ve biraz makarna pirinç dağıtana koşup oyunu veriyor. Bunların kendi vergisiyle alındığından habersiz.
Gelenin din kisvesine aldanıyor. Kitlelerin hayalcidir, algısı ve yargı gücü kolay kilitleniyor. Din kisvesi altında aslında bir iktidar ve çıkar savaşı verildiğini görmüyor. Ülkeyle birlikte kitlelerin uçuruma sürüklendiğini ayrımsamıyor.
Şimdi paylaşım kavgasına tutuşanların kıskacından kurtuluş nasıl olacak? Özgürlükçü demokrasi yolunun açılması için, kitlelerin hayalci karakter ve kafa yapısının değişmesi gerekir. Aklın kilidini kırmak gerek.
Aydına, aydınlıkçı muhalefete büyük iş düşüyor.

Yazarın Son Yazıları

Almanya’da Gülen Hareketi

Almanya’da Gülen Hareketi

Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık

Kaygan Mantık

Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi

Yargı ve Demokrasi

Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası

Mustafa Kemal’in İhtirası

Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’

‘Führer İdeolojisi’

Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi

Din Kisvesi

Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA

Dershane ve PISA

Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...

Rommel’in Ardından...

Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı

Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi

Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...

Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı

Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!

Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan

Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol

Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var

Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye

Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro

Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...

Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı

Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında

Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak

Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey

Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü

Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı

Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından

Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'

Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz

Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ

Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!

Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür

Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler

Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde

Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...

Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...

Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...

Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...

Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları

Devamını Oku
03.11.2009