Dershane kavgasına tutuşan taraflardan hiçbiri son PISA sonuçlarına değinmedi. Sanki böyle bir şey yokmuş gibi yine susarak geçiştirdiler.
Ekonomik Gelişme ve İşbirliği Teşkilatı (EGİT ya da OECD), birkaç yılda bir, üye ülkeler arasında okul eğitiminin niteliğini ve düzeyini ölçen testler yapıyor. Üçüncü defa yapılan denetimin sonuçları bu yakında açıklandı. Türkiye yine Avrupa’da sonuncu, ama Avrupa dışı üye ülkeler arasında da en sonlarda. İlköğretimin son sınıfında (8/9) öğrencilerin okuma anlama ve matematik yeterliliği ölçülüyor.
Eğitimden baş sorumlu devlet, dolayısıyla hükümet kanadından bu sorumluluğa uygun bir ses yok. Ola ki onlar, “Biz sorumluluğu çoktan dershanelere bıraktık” diye düşünmüş olsunlar. O kesimden de çıt yok. Okul eğitimi diplerde. Sözde okula destek olacak dershanelerin işlevi de bu sonuçla sıfırlanmış oluyor.
Oysa, bu sınavdan her defasında ilk sıralarda çıkan İskandinav ülkelerinde dershane diye bir olgu yok. Devlet okulu bu ülkelerde işlevini yapıyor, eğitim görevini yerine getiriyor. İlk iki testte ortalamanın biraz altında kalan Almanya, bu sonuçtan sonra gerekli adımları atarak, bu kez ortalamanın üstüne çıktı. Almanya’da da dershane yok.
Bizim kuşakla önceki Cumhuriyet kuşağı ve sonraki bazı kuşaklar dershane nedir bilmez. İzmir Namık Kemal Lisesi’ni bitirip İstanbul Teknik Üniversitesi sınavlarına kendimiz de hazırlanabilirdik. Ama sınavdan önce İTÜ adaylara bir hazırlık kursu koymuştu. İsteyen ücretsiz bu birkaç haftalık kursa katılabilirdi. Bir asistan veriyordu kursu. Ben katıldım. Okul bilgimi tazeledim. Fena da olmadı. Giriş sınavını rahat yaptık.
O yıllar Almanya’ya eğitime gidenler hemen üniversiteye kayıt yaptırabiliyorlardı. Dershane kuşaklarının lise ve üniversite diplomaları eşit kabul edilmiyor yıllardan beri.
Madem birkaç kuşaktır dershaneler var ve madem şimdi onların bir işlevi olmadığı düşünülüyor, o zaman bunun çaresi yasaklamak olamaz. Doğal yoldan dershanelerden kurtulmanın yolu, devlet okullarının, Cumhuriyetin ilk onyıllarında olduğu gibi işlevini yapıp, eğitim görevini hakkıyla yerine getirmesidir.
İyi yetişmiş ve toplumda saygın öğretmenler elinde, çağdaş bilimsel dallarda, çağdaş yöntemlerle eğitilecek öğrencilerin dershane gereksinimi de biter. Öğrencisiz ve işsiz kalan dershaneler, özel sermaye şirketleri olarak kendileri birer birer kapılarına kilit vururlar. Çağdaş ve demokratik yol budur.
Çağdaş ve demokratik deyince, laikliğe ayrıca vurgu gerekmez. Meslek okullarının daha çağdaş düzeye getirilmesi ve yaygınlaştırılması, imam hatiplerin de adlarına uygun meslek okulu niteliğine sokulması önemli adımlardır. Altmış yıldır ödünlerle ve çağdışı uygulamalarla yok edilen eğitim ve öğrenim birliğinin sağlam bilimsel temeller üzerinde yeniden kurulması, toplumumuz için yaşamsaldır.
Üniversiteye girişlerin de insanca olması, üniversitelerin, bireyin ve toplumun gereksinimlerini karşılayan ve dengeleyen, düşünmeye ve araştırmaya yönelik, insanı olgunlaştıran kurumlar olması, gelecek kuşakların uluslararası toplum içersinde saygın bir yer edinmelerinin olmazsa olmazıdır.
PISA karşılaştırmasında aldığımız sonuç, okul sistemimiz için yüz kızartıcıdır. Eğitim görevini yerine getirmeyen devlet, kendi kendini fuzuli kılmıyor mu?
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları
Dershane ve PISA
Yazarın Son Yazıları
Almanya’da Gülen Hareketi
Almanya’da Gülen Hareketi
Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık
Kaygan Mantık
Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi
Yargı ve Demokrasi
Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası
Mustafa Kemal’in İhtirası
Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’
‘Führer İdeolojisi’
Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi
Din Kisvesi
Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Büyük Koalisyon ve Demokrasi
Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA
Dershane ve PISA
Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...
Rommel’in Ardından...
Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı
Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi
Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...
Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı
Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'
Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!
Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan
Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol
Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var
Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye
Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro
Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...
Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı
Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında
Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak
Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey
Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü
Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı
Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından
Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'
Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz
Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ
Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!
Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür
Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler
Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde
Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...
Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...
Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...
Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...
Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları
Devamını Oku
03.11.2009