İslam Almanya Gündeminde
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları

İslam Almanya Gündeminde

24.10.2010 06:26
Güncellenme:
Takip Et:

Almanya kamuoyu, basın yayın ortamı, siyasiler, çeşitli düzeyde görev yapan yöneticiler yoğun biçimde İslamı tartışıyorlar. Özellikle Almanya’da toplam yaklaşık üç milyon Türkiye kökenli -bir milyondan fazlası bu arada Alman yurttaşı -insanların ülke düzenine uyumu bağlamında.

Bu tartışma, önce Başbakan Angela Merkel’in, “Almanya’da minare görmeye alışmalıyız”, ardından da Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un, Almanya’nın birleşmesinin 20. yıldönümünde 3 Ekim Ulusal Günü kutlama toplantısında Bremen’de dile getirdiği, “İslam da Almanya’ya aittir” görüşlerinden sonra gündemin ilk maddesi oldu. Televizyonlar, söyleşi ve eğlence izlencelerinden sanat ve felsefe izlencelerine kadar konuyu çeşitli yönleri ve boyutlarıyla ele alıyor. Ama sonuca varamıyor. Bundan sonra da bir sonuca varacağa benzemiyor. Etkinliklerde, Alman konuşmacıların yanı sıra, genelde bir türbanlı bir de başı açık Türk katılımcı ekrana çıkarılarak, sözde nesnellik sağlanıyor.

Başbakan Merkel ve Cumhurbaşkanı Wulff’un iyi niyet ifadeleri, en başta kendi partilerinin içinde bir oydaşmayı yansıtmıyor. Oydaşma, Almanya’nın kültürünün Hıristiyanlık temeli üzerinde yükseldiği görüşünde. Dolayısıyla kamuoyunda da çoğunluk bu ifadeleri paylaşmadığını yüksek sesle açıklıyor.
 

İslamcı örgütler

Alman uyum siyasetinin Türklere yönelik açmazı, dil ile dini birbirine karıştırması. Siyaset değişimi, Almanya’nın birleşmesini izleyen doksanlı yıllarda gerçekleştirilmiştir. O zamana kadar uyumla ilgili durumların olumlu ya da olumsuz dillendirilmesinde Türklerden söz edilirken, artık Müslümanlardan ve İslamdan söz edilmekte.

Bu da, değişik ülke ve kültürden Müslüman azınlıklar olmasına karşın, Türklerle genellenmektedir. Almanya’nın en büyük azınlığını oluşturan Türkçe konuşan insanları, dillerinden ve köken kültürlerinden uzaklaştırma siyaseti, Türk kökenli olsun olmasın, İslamcı örgütlerin eylem alanlarını genişletmiştir.

Bu örgütlerin bazıları, parasal çıkarların peşinde, bazıları, en başta Türkiye’ye yönelik siyasi iktidar talepleri ve hevesleri peşinde. Bu yöndeki eylemler, etkileri altındaki üyelerin ve sempati duyanların, Alman toplumuyla uyumları önünde aşılmaz bir engel oluşturuyor.

Bu engeller, yalnızca çocukların okullarda cinsellik konulu biyoloji derslerinden, yüzme ve beden eğitimi derslerinden, sınıf gezilerinden vb. uzak kalmalarıyla sınırlı değil.

Aynı zamanda şeriat üzerinden başka talepler de dile getiriliyor.

En fazla da kadın erkek eşitliğinin olamadığı, kadının yoğun bir baskı altında kaldığı, tesettürün de bunun bir simgesi olduğu görüşü yaygındır ve bu konuda dünya üzerinde 126. sıra, bir yerde bu görüşe hak vermektedir. Burada Almanya’nın açmazı başlıyor.

Müslümanların yaklaşık yüzde seksen beşi hiçbir İslami derneğe ve örgüte bağlı değilken, son yirmi yıl içinde Alman caddelerinde artan sayıda türban ve tesettür görüntüsü, kamuoyunda yabancılanıyor, genellemelere ve önyargılara yol açıyor. Alman kamuoyu bu görüntüyü kesinlikle kendinden kabul etmiyor.

Aşırı uçlar

Almanya bir yandan, bir Alman ya da Avrupa İslamı ve camilerde Almanca ibadet yaratmaya çalışırken, aynı zamanda Anayasayı Koruma Örgütü gibi gizli servisler, özellikle bazı örgütleri, anayasaya karşı aşırı uçlar olarak sürekli izlemeye alıyor.

Tartışmaların da ortaya koyduğu keyfiyet, Almanya’da sayıları yaklaşık dört milyonu bulan Müslümanların tek tip olmaması ve yüzde sekseni aşan büyük çoğunluğun örgütlü olmaması. Ama tartışmaların ve sorunların, en fazla yüzde on beşi bulan örgütlü kesimde yoğunlaştığı gerçeği.

Almanya, derebeyler ve kırsal feodal güçlerle ortaklaşa siyasi iktidar isteyen ve bunu alan kilisenin, en gecinden burjuva devrimi ve aydınlanma süreciyle iktidar savından salt vazgeçmesi üzerine, bugün kiliseyle olumlu bir tarafsızlık içinde, seküler düzende kiliseye de rol tanımakta.

Aynı yaklaşımı Musevi cemaatine de gösteriyor. Bu haklardan yararlanmak isteyen ve bütün Müslümanları temsil ettikleri savıyla ortaya çıkan bazı İslam örgütleri, şeriat düzeni isteklerini de açık ya da kapalı dillendirdikleri için, Almanya Müslümanlar konusunda muhatap bulamamaktadır.

Diyanetin örgütü DİTİB karşısında da, devletin resmi örgütü gerekçesiyle hep mesafeli kalmıştır.
 

Uyum sorunu

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Alman yargıcı Renate Jaeger’in bu yakınlarda, mahkemenin insan haklarını, dinden ayrı ve farklı bir keyfiyet olarak değerledindirdiği biçimindeki açıklaması da dikkate alınınca, uyum konusunu din üzerinden yürütmeye çalışan Alman siyasetinin açmazı daha bir ortaya çıkmaktadır.

Oysa, son günlerin diğer bir gündem maddesi olan, Almanya’daki nitelikli, iyi yetişmiş eleman açığı ve bunun yurtdışından seçilerek getirilecek elemanlarla karşılanması konusu da, uyum sorununun özellikle genç kuşakların iyi ve nitelikli bir okul ve meslek eğitimiyle çözülebileceğini açıkça göstermektedir.

Almanya’da İslam tartışması daha uzunca süreceğe benziyor.

Yazarın Son Yazıları

Almanya’da Gülen Hareketi

Almanya’da Gülen Hareketi

Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık

Kaygan Mantık

Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi

Yargı ve Demokrasi

Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası

Mustafa Kemal’in İhtirası

Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’

‘Führer İdeolojisi’

Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi

Din Kisvesi

Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA

Dershane ve PISA

Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...

Rommel’in Ardından...

Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı

Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi

Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...

Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı

Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!

Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan

Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol

Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var

Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye

Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro

Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...

Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı

Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında

Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak

Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey

Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü

Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı

Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından

Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'

Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz

Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ

Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!

Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür

Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler

Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde

Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...

Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...

Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...

Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...

Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları

Devamını Oku
03.11.2009