Zeynep Göğüş
Zeynep Göğüş zeynepgogus1@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gazetecinin Evi

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Cumhuriyet Gazetesi’nin 89’uncu yıldönümünün kutlandığı ve Yunus Nadi 2013 ödüllerinin dağıtıldığı gündü, bizim Esentepe Gazeteciler Mahallesi’nde bir ev yıkıldı.
Aç bir dinozora benzeyen dozer bu hafta salı günü öğle saatlerinde Yazarlar Sokak’tan Sağlam Fikir Sokak’a giriş yaptı. Önce bahçe duvarını yuttu, sonra
Belma Hanım’ın sarı güllerini koca pençeleriyle söktü ve kıtlıktan çıkmış gibi 54 yıllık üç katlı evi iki saat içinde yok etti...

 

***


 

1960’lı yıllar. 23 Temmuz Meydanı’na bakan, Yazarlar Sokak 3 numaradaki evin merdivenlerinde sıkma başlı yaşlı bir hanım oturuyor. Telefonların henüz bağlanmadığı, misafirliğe çat kapı gelinen yıllar.
Belli ki evin sahipleri yoklar.
Hava serin ve yağışlı. Karşı evde oturan 30 yaşlarındaki genç kadın dışarıda bekleyen yaşlı hanımı buyur ediyor. Bu sırada evin küçük kızı okuldan geliyor. Annesinin çay ikram ettiği
Nazime Hanım’la tanışıyor.

 

***


 

Aylardan ekim olmalı. Bugün imam hatipe çevrilen Şişli 19 Mayıs İlkokulu’ndaki 29 Ekim müsameresi için ezbere bildiğim bütün şiirleri, sonbahar yapraklarından Atatürk’e uzanan geniş bir yelpazede okuyorum Nazime Hanım’a.
Nazime Hanım kimdi derseniz, Cumhuriyet Gazetesi’nin kurucusu Yunus Nadi’nin eşi...
Ziyarete geldiği ama evde bulamadığı dostları ise
Ahmet Hidayet Reel’ler.
Ahmet Hidayet Bey’in eşi eve gelince kalkıp karşıya geçiyor Nazime Hanım.

 

***


 

Ahmet Hidayet Reel...
“Atatürk’e Ait Hatıralar” derlemesiyle 1948-49 Yunus Nadi ödülü sahibi...
Atatürk’ün Matbuat Umum Müdürü...
Lozan Barış görüşmelerini izleyen gazeteci heyetinde...
Yuvarlak ve kalın camlı gözlükleri, ilginç soyadıyla anımsadığım Ahmet Hidayet Bey, 1971’de yaşama veda ediyor, arkasında bir biyografi bırakmadan.
Bunun ne büyük bir eksiklik olduğunu hissetmem içinse Ahmet Hidayet Bey’in evinin gözümün önünde yerle bir olması gerekiyor.
Hikâyeci, romancı... Doğumu 1895. Babası
Tahir Efendi 1908’de Numune-i Tıbaat Matbaası’nı kuruyor. Servet-i Fünun’da öyküleri yayımlanıyor.
Kurtuluş Savaşı sırasında gazeteci. İkdam’a Yunan işgali altındaki topraklardan yazdığı mektuplar uğradıkları sansüre rağmen tarihi değerde.
Diplomat ve dış muhabir. Viyana ve Berlin’den bildiriyor.
Kadın, moda ve çocuk yazıları da kaleme alıyor. Felsefe kitabı, roman çeviriyor.
Her durumda çok renkli biri, ama bir o kadar da mütevazı.
“Şehir Uşağı” müstear adıyla “İstanbullu’nun Defteri”ni yazmış.
Nerede bu yazılar?
Kent yaşamını, kentin binalarının içini ve dışını anlatmış, hem de neşeli, mizah dolu bir dille.
“Yankesiciler Kraliçesi” diye bir de romanı geçmiş kayda, ama kitabın adı var kendi bulunamıyor!
Peşine düşülmeli bunların.
Evler değil yıkılan sadece.
Anıları yutan dozerler kıtlıktan çıkmış gibi dolaşıyorlar her yerde.
Karşıki evin merdivenlerindeki yaşlı hanımefendi parmak sallıyor.
Sizi gidi anı öğütücüler, değer bilmezler.
Sizi gidi sizi gidi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Kıymete Binecek 18 Mayıs 2013

Günün Köşe Yazıları