250 yaşında: Bugün Beethoven’ın yaş günü

250 yaşında: Bugün Beethoven’ın yaş günü

17.12.2020 06:15
Güncellenme:
Takip Et:

O, gelmiş geçmiş bestecilerin en yücesi. Belki de en devrimcisi. Yenilikçiliğiyle, atılımlarıyla, kişiliğiyle, hırçınlığıyla, sırlarıyla, huzursuzluğu ve kavgalarıyla, derinliğiyle ve yaratıcılığıyla evrensel kültür dünyasının doruğuna yerleşmiş ulu bir çınar.

Ludwig van Beethoven (1770- 1827)... 2020 yılı daha başlamadan, dünya merkezleri onun 250. yaş gününü yıl boyu kutlamaya hazırdı. Dünyanın her yerinde en görkemli biçimde kutlanacak, insanlık bu zengin dünya kültür mirasından pay alacaktı. Gelin görün Covid-19 bütün bu kutlamalara engel oldu. İlahi adaletsizlik, şans kadar kısmet deyin ya da vahşi kapitalizmin kaçınılmaz sonucu deyin, burada da geldi ulu çınara bir darbe daha vurdu! Bu kaçıncı haksızlık! Gelin, anekdotlar arasında bir geziye çıkalım.

17 Aralık onun doğduğu gün diye kabul ediliyor. Adındaki “Van” sözcüğüne bakıp sakın varlık içinde yüzdüğünü sanmayın, hep kıt kanaat... Bir rivayet: Piyano dersleri aldığı Mozart: “Bu çocuğa dikkat edin, bir gün bütün dünya onun önünde ayağa kalkacak” demiş.

Gençliğinde Fransız Devrimi ilkeleriyle beslenir: Özgürlük, eşitlik, dayanışma ya da insan sevgisi. Bunlar yaşam boyu sanatının da idealleri olacaktı...

                                                 xxx

İşitme sorunu, çok genç yaşlarda, 25-26 yaşlarında başladı... İlk zamanlar herkesten gizledi... Giderek çoğalıyor... “Düşünün ki altı yıldan beri çaresiz bir hastalığa tutulmuş bulunuyorum. Hastalığım hekimlerin bilgisizliği yüzünden büsbütün ağırlaştı. Yıllar geçtikçe, umutlarımın birer birer suya düştüğünü gördüm...”

“Bir ihtiyacın baskısı olmadıkça, çekildiğim kuytu köşeden dışarı çıkmıyorum, hayatımı bir mahkûm gibi yalnızlık içinde geçiriyorum. Tesadüfen kalabalık arasına düşecek olursam, sağırlığımın sırlarını açığa vuracağım korkusuyla ölüm terleri döküyorum.” (Alıntılar, yolladığı ve yollamadığı mektuplardan... Bir başka yazıda “Ölümsüz Sevgiliye” yazdığı aşk mektuplarını paylaşmalıyım sizinle.)

Yıllar boyu “Daha yüksek sesle konuşun ben sağırım” diyememenin zorluğunu, acısını, öfkesini, hırçınlığını yaşadı ve içine attı.

Toplumdan uzaklaştıkça coşkusu, öfkesi, atılganlığı çoğaldı. İçine attıklarını, yaratıcılığına kattı. 1819’da tümüyle sağır oldu. “İntihar etmeyi aklıma koymuştum. Yalnız sanat engelledi beni. Yaratmam gereken her şeyi oluşturmadan ölmeyi kendime yediremedim.” (Kardeşine yolladığı vasiyetnameden)

                                                    xxx

Körkütük âşık olmasına karşın hiç evlenmedi. Hep içine kapandı... Napolyon, imparatorluğunu ilan edince, ona ithaf ettiği 3. Senfoni’den “Eroica”dan ithafı çıkardı... Bestelediği “Fidelio” operası önce yasaklanıp sonra boş salonlara oynadığında öfkeden çıldırdı... Besteleri birbirini izlerken Viyana onu ödüllere boğdu.

1824’te o muhteşem 9. Senfoni’nin dünya prömiyerinde orkestrayı kendi yönetiyordu. Kaynak kitaplar der ki öyle bir tutkuyla coşkuyla yönetiyormuş ki, eser sona erdiğinde o hâlâ kollarını boşlukta sallıyormuş ve müzisyenlerden biri onu tutup yüzünü seyirciye döndürünce tüm tiyatronun ayağa kalkmış onu alkışladığını görmüş...

                                                     xxx

Üzerine en çok araştırma yapılmış, en çok kitap yazılmış Beethoven’ı burada birkaç satırda anmak büyük haksızlık.

Beethoven’ı anma şölenine çeştli yollarla katılabilirsiniz:

İdil Biret’in 19 CD ve 1 DVD’den oluşan Beethoven külliyatını dinleyebilirsiniz. Beethoven’ın otuz iki sonatı, beş piyano konçertosu, koral fantezisi ve Liszt tarafından piyanoya uyarlanmış dokuz senfonisinin ses kaydını içeren dev eser. (2011)

Fazıl Say’ın “Bu kayıtları yaparken, bir icracı değil, bir besteci anlayışıyla çaldım”, “Farklı yorumlar bestecinin mutluluğudur” dediği Beethoven’ın 250 yılı için hazırlanmış kayıtları dinleyebilirsiniz. “32 sonat 650 dakikalık bir müziktir ve biz müzisyenlerin kutsal kitabı niteliğindedir. 21. yüzyıl insanının bu müzik ile yıllar sonra çağımızda yeniden buluşması için bu sonatları en taze, en çarpıcı haliyle sunabilmek adına hayatımın iki yılını gece gündüz demeden sadece buna adadım.”

Bir şölen de Erhan Karaesmen’in “Uçsuz Bucaksız Bir Dünyada Gezinirken” adlı kitabı (Pan Yayıncılık)... Beethoven’ın son dönem yapıtlarını akıl ve duygu süzgecinden geçirerek, sanat ve bilim arasında köprüler kurarak bizi eşsiz bir gezintiye çıkarıyor. Yazarın anlatıcılığı ve kükreyişi, bestecininkine karışırken dinleyici ve okura kanatlar takıp gökyüzünde dolaştırıyor...

Bana göre ise Beethoven özgürlük, eşitlik demek... Coşku ve aşk demek... İnsan, doğa sevgisi ve yaşam tutkusu demek... Bütün bunlardan güç alan mükemmeliyet demek, idealler demek... Yaratıcılığın gücü demek.... Ya da 9. Senfoni’deki gibi “Kardeş Olun Ey İnsanlar” demek... Nice yıllara Beethoven!

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025