İzmir’de açan çiçekler...

20 Ocak 2019 Pazar

Fazıl Say’ın konserine Erdoğan gitti ve sonra Twitter coştu. Fazıl Say’ın dehasını, kimliğini, kişiliğini yok sayıp, vay sen Erdoğan’ın önünde nasıl eğilirsin diyenler, herhalde Fazıl Say’ın hiçbir konserini izlememiş olanlardı. Eserin sonunda sanatçının dinleyicilere (sokaktaki adam ya da cumhurbaşkanı hiç fark etmez) selam verdiğini bilmeyenlerdi...
Olayın özeti şu: Ayırımcılık, kavga ve gerilimden çıkar sağlama sevdasında olanlara, bu abuk sabuk yorumlar da eklenmiş oldu.

‘Fazıl Say açılımı’
Erdoğan’ın konsere gitmesi de elbet olumlu bir adımdı.
Ancak bunun sırf seçim öncesi bir yatırım olduğunu bilmeyen yok herhalde. Şu sırada açılım üzerine açılım dönemi... “Fazıl Say açılımı”ndan sonra “Hapisteki gazeteciler açılımı” görürsek hiç şaşmayın! (İnşallah!)
“Cumhurbaşkanını Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik âlâsı” sözleri ne denli (ne desem ki...) “mizahi” ve de “dâhiyane” ve de “anlamsızlığın daniskasıysa” önceki akşam söylenen “Çanakkale, İzmir eyvallah; ama Ankara, İstanbul’u isteriz...” türünden sözler de o derecede nokta noktaydı...
Artık Fazıl Say çalışmalarına, bestelerine, dünya sahnelerini tutuşturmaya; Erdoğan da AKP propagandası yapmaya dönebilir... En azından Fazıl Say’ı, Ömer Hayyam’ın iki dizesi yüzünden linç eden, düşman belleyen, dinci ve kinci ve de ultra cahil bir güruh, önceki akşamdan sonra sanatçımıza bir tehdit oluşturmaktan vazgeçer... Darısı diğer sanatçıların başına...
(Sevgili okurlar, nelerle uğraşmak ve laf anlatmak zorunda kaldığımızı gördükçe inanın, içim acıyor!)

Konak’ta kültürel kazanımlar
Konser akşamı Ankara’da değil, Konak Belediyesi’nin konuğu olarak İzmir’deydim. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, dolu bir salonda “Yazarlar Yazarları Ağırlıyor” başlıklı bir program çerçevesinde, günümüzün başarılı genç yazarlarından Barış İnce’nin sorularını yanıtlıyordum.
Malum İzmir son günlerde CHP sayesinde aday adaylarının trafiğine kilitlenmiş durumda. Salonun beklentileri edebiyattan çok güncel siyasete kayma meylinde olsa da sohbeti edebiyat ve yazarlara çekmeyi başardık.
Konak Belediyesi’nin sadece ocak ayı içindeki etkinliklerine bir göz atmak bile insana farklı bir umut veriyor. Sergiler, konserler, tiyatrolar, söyleşiler, filmler birbirini izliyor. Tek boş gün, tek boş koltuk yok.
Etkinliklerin büyük bir bölümü çocuklara, gençlere yönelik. Beni en çok heyecanlandıran gençlik ve çocuk atölyeleri oldu.
Neşeli matematik atölyesi. Bilim atölyesi. Astronomi ve uzay atölyesi. Dans atölyesi. Mahalli oyunlar atölyesi. Görsel sanatlar atölyesi. Fotoğraf atölyesi. Felsefe atölyesi.
Ülkede bir ilk olan “Filozof Çocuklar Sempozyumu”nu Felsefeciler Derneği İzmir Şubesi’nin katkılarıyla yapmışlar...
Fotoğraf atölyesinin “Bunu Ben Çektim: 821. Sokak” kitapçığına bakmak, çok sınırlı olanakları olan, az gelir kesimdeki çocukların, bir el vermeyle neler yaratabileceklerini görmeye yetiyor. Serra Akçan önderliğindeki fotoğraf atölyesinin bu kitapçığındaki duyarlı metinler, İzmirli bir başka değerli yazara, Ahmet Büke’ye ait.
Bütün bunlar, çocukların kendilerini bulmaları, özgüven sağlamaları için. Şiddetten, kin ve nefretten uzak kalmaları için. Kendini ifade edebilen, özgür düşünebilen bir gençlik için... Sorgulayan, tartışan ve yalnız kendilerini değil toplumu da dönüştüren, hayata hazırlayan yaratıcı gençler yetiştirmek için...

Belediyelerde cinsiyet ayırımcılığı
Şimdi sıkı durun: Cumhuriyetin kuruluşundan beri 31 bin erkek belediye başkanı olmuş. Bunların sadece 119’u kadın!
Bunu biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum... Önceki akşam Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’tan öğrendim...
Orantıya vuracak olsak matematiğim iyi değil ama galiba binde 4 gibi bir şey ediyor. Yani “hata payı” bile değil... Dikkat: 119 kadın belediye başkanı derken bunda HDP’nin önemli bir rolü olduğunu da unutmayalım lütfen!!!
Şimdi tekrar sıkı durun: Bugün CHP’nin 238 belediye başkanı var. Bunların sadece 6’sı kadın.
Ülkenin neresine gidersem gideyim, kadın belediye başkanlarının yarattığı fark derhal göze çarpıyor. Doğuda da batıda da bu böyle. Yukarıda bir çırpıda sıraladıklarım sadece kültürel alandaki etkinlikler. Ancak her alanda kadın başkanlar fark yaratıyor. Sadece kadın oldukları için değil, daha çok çalıştıkları, hayatla iç içe çalıştıkları için...
Peki acaba, benim gördüğümü parti başkanları görmüyor mu??? Politik çıkar hesapları, liderleri bu kadar mı kör ediyor?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları