Şizofreni!

10 Eylül 2020 Perşembe

Arter muhteşem! Arter Modern Sanat Müzesi... Salgınla birlikte kapılarını kapamıştı. Şimdi yeniden açtı ve pir açtı! Hem kendi koleksiyonundan hem de koleksiyon dışı birçok yeni sergi... 

(Ne yapıyorum ben! Şu anda Çağlayan’da meslektaşlarım yargılanıyor! Barış’lar, Hülya, Murat, Aydın, Ferhat... Onlar sadece ve sadece herkesin bildiği gerçekleri haber yaptıkları için yargılanıyorlar! Ve ben oturmuş muhteşem bir müzede geçirdiğim muhteşem saatleri sizlerle paylaşmaya çalışıyorum!) 

Arter’deki çok geniş kapsamlı sergileri bu minicik köşede özetlemeye çalışırsam şunu derim: Dünden yarınlara müzikle plastik sanatların ilişkisini ortaya döken sergiler... Sesle sanatın iletişimi... Gözlerinizle duyacağınız müzikler... Kulaklarınızla göreceğiniz resimler ve iki boyutlu, üç boyutlu, bin boyutlu, yürek boyutlu eserler... Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli’nin müzik kökenli olduğunu unutmayalım lütfen! 

(“Üç Çocuk Yapın! Ey kadınlar en az üç çocuk yapın!” Böyle buyuranlar vardı! Hadi bakalım biat eden kadınların çocukları okul çağına geldi. Hadi ver bakalım üç ayrı odada üç ayrı bilgisayar o çocuklara!   Her olanağı olan, çocuk sayısı kadar bilgisayarı olan aileler ve öğretmenleri yakından tanıyorum. Onlar bile durumun haksızlığını, eşitsizliğini, imkânsızlığını dillendiriyor!) 

En geniş kapsamlı sergi “Dinleyen Gözler İçin” Beuys’den Nam June Paik’e; John Cage’den Osman Dinç, Füsun Onur’a 23 yapıta yer veriyor. Fluxus sanatçılarından referansla sessizliğin içindeki sesi dinlemeye ve görmeye çağırıyor sizi... Bence bu bölümde düş gücünü alabildiğine özgür bırakıp sanatın heyecan veren keşiflerine bırakın kendinizi... Bunun devamı olarak “Yağmur Ormanları” sergisine gidin. Orada cisimlerin titreşimini, kendi ürettiği sesleri / müziği dinleyin. Rastlantılara ve sürprizlere şaşın! 

(Adamlar çıkmış, ciddi ciddi idam diyorlar! İdam cezasını tartışıyorlar! Adaletin olmadığı ya da adaletin bu kadar geç uygulandığı ortamlarda konuşmak bile çılgınlık! Elbet ekonomik, ahlaksal çöküntüyü, yoksulluğu, işsizliği, salgının ulaştığı vahim durumu “unutturmak” için ortaya attılar. Ancak iktidar ve medya soytarıları idamı “yem” olarak kullanırken, tarikatları durduramayacaklarının farkındalar mı???)  

Arter’in iki katı, benim daha önce az tanıdığım ama “keşfetmekten” sonsuz tat aldığım Alman ressam KP Brehmer’e (1938-1997) ayrılmış. Çalışmalarını toplu halde görünce, daha da öğrenme isteği veriyor. Günümüzün en önemli temalarına eğilmiş: Milli simgeler-imgeler-değerler, propaganda, medya manipülasyonu, renk kışkırtmaları, tüketim kültürü, klişeler... Kapitalist sistem, ideolojiler derken kolektif körlüğümüzü gözümüze sokuyor! Çarpıcı!  

(Savaşın eşiğinde  kimileri hâlâ şiddeti tırmandırmaktan yana! Geçen hafta WINPEACE- (Türkiye Yunanistan Kadınların Barış Girişimi) olarak yayımladığımız “Şiddetsiz Çözüm Çağrısı”na   İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği, TYS, PEN, Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı gibi sayısız kurum destek verdi. Çünkü bir savaş çıktığında savaşa yollanacak olanların politikacıların, savaş nutukları atanların değil, kendi çocukları olacağını biliyorlardı.)  

Arter’deyim. Alev Ebüzziya’nın “Tekerrür” başlıklı sergisi: Milyon kere tekrar eden bir hareket ve ritmin sonunda ortaya çıkan zamansız çanaklar... Milyon kere tekrarlanan el hareketi, yürek hareketi, yapılan seçimlerin “gelgit”leri... Sonuç: Bu bir tekrar değildir haykırışı! Her seferinde yeni yaratı! Mükemmelliğin doruğu! Neden tekerrür? Kierkegaard’ın aynı başlıklı kitabından “ödünç” aldığı için... O sözcüğü daha çok sevdiği için... “Düşünsene o iki r’nin tekrarı bile güzel!”... Güzele tutkun olduğu için!     

(Bu yazıyı bitirmem gerek. Meslektaşlarımın mahkemesi hâlâ sürüyor. Sonucu bilmiyorum. Ama bir şeyi biliyorum: Karar ne olursa olsun bu böyle sürmeyecek. Bir gün adalet yerini bulacak. Ve yargıçlar korkmadan karar verebilecek. O gün gelinceye kadar, gazeteciler, (elbet satılmamış olanlar) gerçekleri yazmaya devam edecek!)

Şizofreninin böylesi...    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları