Feyzi Açıkalın

Tanıtım Geliştirme Ajansıyla gözleri turizm gelirlerinde

11 Temmuz 2019 Perşembe

Turizm AKP iktidarının bilmediği bir konuydu. Sektör kendi devingen ve uzmanlık gerektiren yapısıyla işliyor, siyasi iktidara müdahale fırsatı bırakmıyordu.

Turizm sektörünü kontrol altına almaya iktidarın bilgi ve deneyimi yetmediği için, onun yalnızca gelirleriyle ilgilendiler. Cari açığın turizm kazançlarıyla yamanması uğruna, pastanın bölüşümünde söz sahibi olamamayı sineye çektiler.

Bu arada, bir  “… kıl koparma” operasyonu olarak, turizmin en büyük bileşeni/ geliri olan alkol ve sigaraya amansız zam uygulamakta tereddüt etmiyorlardı. İşletmelerin gelirini düşürmek, sahte içki ve kaçakçılığı özendirmek umurlarında olmadı.

Yandaşlara tahsisli arazi sağlamak, doğa harikası yerleşimleri yok edip, turizm alanı haline getirerek işin içinde olmak da onları kesmiyordu.

Batılıyla etkileşim sağladığı için aslında turizmden nefret etmekteydiler. Ama çok çabuk nakite dönüşen turizm kazançlarından, kendi destekçilerinin de pay alması yüzünden itirazlarını dillendirmediler.

Dahası, tesettür turizmini icat ederek kendi içlerindeki üst orta sınıfa hizmet götürdüler. Gelir düzeyi daha düşük olanları ya da “tesettür oteli kazığını!” yemek istemeyenleri, aynı kalitede servis sunan “normal!” otelleri tercih ettiler.

Ama sorun daha da çatallaştı; özellikle Avrupa’dan gelen mütedeyyin(!) Anadolulu, tesettür oteldeki şartların burada da sürmesini istiyordu; kendilerine öyle söylenmişti!

AKP hükümeti turizmin yapısal sorunlarını kulak arkasıyla dinledi. Hele o kırmızı bölgeler denen, AKP karşıtı kıyılardaki yakınmalar, koltuk altlarına sıkıştırılmış dosyalar olarak raflara atıldı.

İçinde turizm yapılan kasaba/şehirlerin yerel yönetimlerinin turizm işletmelerini yolunacak kaz gibi görmelerine, özellikle seçim dönemlerinde büyük tavizler vererek onlardan gelir elde etme uğruna şehir düzeniyle oynamalarına hiç aldırış etmediler.

Ya da, işletmelerde istihdam edilen personelin sömürülmesini dert edinmediler. Otelcinin bu konuda ellerinin hafifletilmesi için talep ettiği düzenlemeleri görmezden geldiler.

Büyük ölçekteki seyahat acentelerine geçici olarak sağladıkları rahatlatıcı önlemleri, küçüklerine uygulamadılar.

Son yıllarda Batı ile köprüler atılıp, ekonomik daralma yaşanmaya başlayınca, iç turizm kurtuluş olarak görüldü. İç turizmin (var sayılan) talepleri, içinde turizm yapılan şehirlerde çok tuhaf, arabesk bir arz oluşturdu. Yaşam kalitesini düşüren bu yapay arzın şehirlerin kimliği haline gelmesini, belki de gülerek izlediler.

Ülkede yaşanan korkunç enflasyon işletme maliyetlerine yansımaya başladı. Alım gücü düşen halk ve Avrupa’nın gelir düzeyi düşük ülkelerinden gelen konuklar yeterince harcama yapmayınca turizm gelirleri azaldı.

Turizm geliri artık AKP iktidarını ya da ülkeyi her kim yönetiyorsa onu kesmemeye başlamış olmalı ki, yepyeni bir yöntem icat ettiler.

“Yolun sonunun göründüğü!”, ülkenin çıkmaza girmekte olduğunun en belirginleştiği bir zaman diliminde Türkiye Turizm tanıtım ve Geliştirme Ajansı adı altında bir “haraç”, “salma” yolu geliştirildi.

Her türlü turizm işletmesi karlılık oranlarına bakılmaksızın katkı payı verecekti. Tam da sezon ortasında açıklanan bir “sorma ver!” parası, yani....

Özetle; ne kadar artısı sayılırsa sayılsın, adı geçen Tanıtım Ajansı, “turizmden sağlanacak bir gelirin, sektörün dışındaki kişi ya da kişilerce denetimsiz olarak turizm dışında da harcanması için” kurulmaktadır. Şüphesi olan var mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları