Öztin Akgüç

İnsani Gelişme Endeksinde Yerimiz

26 Nisan 2013 Cuma

Ekonomimizin dünyanın on altıncı ya da on yedinci büyük ekonomisi olması ile övünüyor, önümüzdeki 10 yılda ilk 10 büyük ekonomi içinde yer almayı hedefliyoruz. İnsani gelişmişlik ölçüsüne göre dünyadaki yerimiz gündeme getirilmiyor, tartışılmıyor, belki de gözden uzak tutulmaya çalışılıyor.
İnsani gelişmişlik endeksi (İGE) ülkelerin gelişmişlik düzeyinin sadece gelir artışı ile ifade edilmesinin yeterli olmadığı, toplumu oluşturan bireylerin eğitim düzeyi, okur-yazar, okullaşma oranı beklentileri, sağlık, yaşam kalitesi gibi göstergelerin de dikkate alınması gerektiği temeline dayanır.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyini, gelir boyutunun yanı sıra eğitim, sağlık, yaşam kalitesi ile birlikte değerlendiren endeks (İGE), 1993 yılından itibaren Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu tarafından yayımlanmaktadır.
Türkiye, bu endekste orta insani gelişmişlik grubuna girmektedir. AKP iktidara gelmeden önce Türkiye’nin İGE’deki yeri 0.735 puanla 82’nci sırada iken 2011 yılında 0.699 puanla 92’nci sıraya gerilemiştir. Türkiye’nin bu bağlamdaki puanı, Avrupa ve Orta Asya ortalaması 0.751 düzeyinin çok gerisinde bulunmakta; Kazakistan, Azerbaycan gibi Türki cumhuriyetlerin endekste Türkiye’nin üstünde yer aldığı görülmektedir.
Türkiye’de halkımızın Aydınlanmasını, gelişmişlik düzeyinin yükselmesini önlemeye, engellemeye çalışan bir çıkar ortaklığı var. Bu çıkar ortaklığında bazı siyasal partiler ve onların liderleri, medyanın büyük bir bölümü, cemaat ve tarikatlar, bu tür örgütlere mensup bürokratlar, girişimci niteliği olmayan işadamları yer alıyor. Bu çıkar ortaklığı dış emparyal güçler tarafından da destekleniyor. Kendi çıkarları için halkın gelişmişlik düzeyinin yükselmemesinin savaşımını veriyorlar. Eğitim sistemi 4+4+4, eğitimin içeriği, eğiticilerin kalitesi, yayınlar, Türkiye’nin Aydınlanmamasına, insani gelişmişlik düzeyinin yükselmesini önlemeye yönelik. Halk dizilerle oyalansın, arabesk müzik dinlesin, özür dilerim düzeysiz, çapsız, magazin ağırlıklı basını izlesin, irdelemesin, eleştirmesin, hatta düşünmesin, verilenle yetinsin, havadan bir diploma alarak eğitimli de gözüksün, işte halkımız için hedeflenen bu.
Türkiye’yi şöyle hayal edin: Halkının büyük kısmı Aydınlanmış, düşünen, irdeleyen sorgulayan yeterli bilgiye sahip değer yargıları değişmiş, beklentileri iddialı, yüksek, insani gelişme grubuna girmiş bir Türkiye. Ne AKP türü partilerin iktidar olma şansı kalır, ne bu tür liderler siyaset sahnesinde rol alabilir, ne cemaat ve tarikat etkinliği sürer, ne medya bu düzeysizliğini sürdürebilir, ne bazı örgütler, işadamları iktidarla iyi ilişki kurarak havadan inme kazançlar elde edebilir ne de emparyal güçler bu ülkede rahatça at oynatabilir, kumpas kurabilir. Türkiye’de bugünkü düzeyin sürebilmesi, yerleşik çıkarların korunabilmesi için halkın insani gelişme endeksinin bu düzeylerde kalması, hatta daha da gerilemesi amaçlanır.
Müzik de, kültürün bir parçası olarak kuşkusuz insan yaşamında önemli yer tutar, yaşama değer katar. Müzikle arabeskle ilgili tartışmaları da insani gelişmişlik açısından da değerlendirmek gerekir. Arabeske karşı çıkış bu tür bir müzik, insani gelişmeye engel olarak görüldüğü içindir. İnsanımızın gelişmişlik düzeyinin geriliğinde arabeskin de katkısı vardır.
İç ve dış odakların oluşturduğu çıkar ortaklığı, halkı Aydınlatmaya, gelişmişlik düzeyini yükseltmeye çalışanları dışlamaya, hatta cezalandırmaya başvurur. Bu dışlanma hemen her alanda farklı yöntemlerle gerçekleştirilir.
Fazıl Say’a yönelik bir tür linç girişimine de bu açıdan bakmak gerekir. Türkiye Aydınlanmasının insani gelişmişlik düzeyi göreceli olarak giderek daha gerilesin ki bu yerleşik düzenden, siyasal, maddi veya statü olarak beslenenler varlıkların sürdürebilsin, hatta gizli veya açık emellerini gerçekleştirebilsin. Sahnelenen oyun bu amaca yöneliktir. İnsani gelişmişlik endeksi de bu niyeti kanıtlamaktadır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları