YSK, Vicdanları Rahatlatmalı

06 Nisan 2014 Pazar

Üzerinde büyük tartışma olan Ankara’daki seçimlere itiraz, Yüksek Seçim Kurulu’nun önünde. Vicdanlar yaralı.. Şüpheler yoğun.. Ankaralı seçmenin yarısı, iktidarın hile ve desise ile seçimleri kazandığı inancında. Lanet üzerine lanet okuyor. Gerçi lanet okumanın ve bedduaların hiçbirinin iktidarın umurunda bile olmadığını, bu konuda bir inancının da bulunmadığını biliyoruz..
Ama Yüksek Seçim Kurulu, sandık sayımlarının adil yapıldığına ilişkin vicdanları tatmin eden bir karar almalıdır. YSK’nin varoluşunun en temel nedeni budur.

***

Ankara seçim sonuçları üzerine önce bir olguyla yaklaşalım:
AKP iktidarı, yerel seçimlerde, 2011 genel seçimlerine oranla önemli ölçüde oy yitireceğini görmüştü. Yerel seçimler tam bir genel seçim havasına sokulmuş ve AKP iktidarının adeta referandumla kabul veya reddine, iktidarı destekleyenler-desteklemeyenler oylamasına dönüştürülmüştü.
Şimdi bir varsayım ileri sürelim: AKP’nin genel oy düşüşünü gösterecek sonuçların tersine çevrilmesi, bugün için mümkün olmadığına göre, iktidar için özellikle İstanbul ve Ankara’nın korunması öncelik kazandı.
İstanbul büyük bir rant bölgesi, Ankara ise siyasal yönetimin kalbiydi. Herhangi birinin kaybı, AKP için büyük bir karizma çizimi olacaktı..
AKP İstanbul için fazla endişe etmiyordu, ama RTE’nin konut bölgesi olarak Üsküdar önemliydi.. Ankara da tehlikedeydi.. Her ikisi de kaptırılmamalıydı. Nitekim, şüphelerin en çok yoğunlaştığı yerler de buraları oldu.
Ankara’da, ilçe ve il seçim kurulları, sandıklarda CHP aleyhine yapıldığı belirtilen özellikle birleştirilmiş tutanaklardaki sahteciliklere ve sayılmayan oyların görülmemiş yüksekliğine rağmen, sandıkların yeniden sayımını reddetti. CHP Yüksek Seçim Kurulu’nun kapısını çaldı. Görülen o ki, sonuna kadar gidecekler.

***

Ankara yerel seçimlerdeki sahtekârlık üzerine çok ciddi bir istatiksel bilimsel araştırma, İsveçli siyaset bilimci Erik Meyersson’dan geldi. O, bir ilköğretim okulu sandık sonuçlarını dikkate alarak, “Geçersiz oyların yüksek oranda olduğu sandıkların hemen hepsinde AKP kazandı, bunun nedeni CHP oylarının yüksek oranda geçersiz ilan edilmesi olabilir” diyor.
Ankara’daki durumu inceleyen bir başka bilim insanımız daha var: ABD’den A. Murat Eren. O da bu iddiayı sandıklarda yaptığı daha ayrıntılı araştırma ile doğrulara, en azından büyük şüphe duyulması gereken bir sonuca varıyor. Eren’in Twitter hesabında bu konuda süren tartışma da izlenebilir!
CHP-AKP arasındaki oy dağılımının hemen hemen benzer olduğu dikkate alınırsa, aslında, geçersiz oyların dağılımında da yaklaşık benzerlik olması gerekir.. Ama AKPnin kazandığı sandıklardan sürekli yüksek oranda geçersiz oy çıkması, AKP lehine hilelerin yapıldığını gösteriyor ve kesinlikle incelenmesi gereken bir durumun varlığını gösteriyor olabilir..
Şaka maka değil, Ankara’da geçersiz oy oranı 124 binin üzerinde! İki belediye başkan adayı arasındaki o farkı ise 32 bin kadar... Geçersiz oyların CHP aleyhine toplamı ise yine istatistiki hesaba göre 20 bin küsur oy.
Ama Eren, daha sonra, geçersiz oyların yüksek olduğu sandık bölgelerinde, geçersiz oyların yüksekliğini, eğitim düzeyinin düşüklüğü ile açıklayan başka bir veri kullanıyor ve durumu öyle izah ediyor. Tabii, bu saptama da doğrulanmaya muhtaç.. Tıpkı ilk veri gibi..

***

Bunun da tek yolu, sandıkların yeniden sayılmasından geçer.. Hem yapılan usulsüzlükler saptanır, hem de 124 bini aşan geçersiz oyun, neden ve nasıl geçersiz kılındığı görülür!
Ayrıca, toplumsal olarak, CHP’ye oy vermiş, Ankara’nın yarısını oluşturan insanlar olarak, Ankara seçimleri üzerindeki şaibenin tamamen kalkması gerekir.
Yüksek Seçim Kurulu, Ankara seçmenin öbür yarısının OYLAR YENİDEN SAYILSIN isteğine yanıt vermeli, toplumsal vicdandaki büyük yarayı tedavi etmeli ve şüpheleri ortadan kaldırmalıdır.
Bunu yaparak, aynı zamanda yargının seçimler konusundaki tarafsızlığını da göstermiş olur.
Yargıçlar şunu biliyordur: Hiçbir şey, vicdanları rahatlatmaktan daha önemli değildir.
Ankara belediye başkanı, seçimlerde yapılan sistematik hilelerle üç kâğıtlarla mı seçilmiştir, yoksa sandık sonuçları gerçekten Ankaralıların tercihini mi yansıtmaktadır.

BİR KİTAP: Girdap Balıkçısı
Ali Deniz Uslu, gazetemizde 10 yıldır çalışan bir genç arkadaşımız! Röportajlarını Cumhuriyet Pazar ve gazetemizde keyifle okuyoruz. Diğer bir özelliği de, belki de daha çok, müzik eleştirmeni ve yazarı olması.. Yitik Ülke Yayınları’ndan, Girdap Balıkçısı adıyla küçük bir deneme kitabı yayımlandı. Kısa ve öz. “Sahibini arayan ruhlar” gibi. Bazen bir güzel şarkı tadında.. İnsanların tek ortak noktalarının korku olduğunu iddia edecek kadar..
“Kötülerin ve yalancıların gölgesi ve yansıması olmaz”lığını ondan öğreniyorum... Derken önümüze şiir mi desem manzum mu, yeni bir ifade biçimi ile yer değiştirerek, küçük adımlarla kısa kısa ve vurucu vurucu ilerliyor Ali Deniz..
Bir ilk adım, kolay gelsin diyelim ve okuyalım..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları