Ebru Kılıçoğlu

Beyefendi

21 Kasım 2016 Pazartesi

Söz konusu büyük bir imtihansa, sırf bildiklerine güvenip geçer not almayı hedefleyemezsin. Çünkü bazı sınavlar sadece çalışarak, çok çalışarak kazanılır! Öte yandan bu derbide iki taraf da ‘bildiklerim yeter’ diye çıkmış yola. Üzerine de eser miktarda taktik eklemiş. Bu tabloda Fenerbahçe, hem saha hem de tecrübeli hoca avantajıyla daha ağır basıyor. Oyun çerçevesinde değil. Zira oyun kalitesi açısından (ki kaliteli olduğu söylenemez) iki taraf da eşit oranda sıkıcı! Ama aklını kullanma, orta sahayı ileri bağlama, amaca ulaşma çerçevesinde F.Bahçe bir adım önde.

Eren toplara kavuşamıyor
Galatasaray’da görevi topu ağlara kavuşturmak olan Eren, arkasına dizilen üçlüden gelen toplara kavuşamıyor. Bunda hem F.Bahçe’nin (doğal olarak) aldığı önlemlerin etkisi var hem de hemen arkasındaki 3 ismin dün her nedense işi bireysel seviyede tutmasının... Bu nedenle ilk yarının ceza sahasına kavuşan tüm pozisyonları hep ev sahibinin hanesine yazılıyor. Nitekim bir tanesi de 45’te Şener’in asistiyle van Persie’nin ayağıdan ağlara kavuşuyor.

Fenerbahçe’ye yaradı
İkinci yarıda G.Saray’ın gol atma arzusuna ek olarak gelen taktiksel değişiklik F.Bahçe’ye yarıyor ve geniş alanlar bulmasıyla sonuçlanıyor. Peşpeşe geliştirdikleri ataklar net tehlikeler yaratmıyor ama yıpratıcı oldukları bir gerçek. Bu yarıda artık hiç varlık gösteremeyen G.Saray’da Eren’in sakatlanıp çıkmasına müteakip iyice tıkanan gol umutları, 77’de verilen penaltının yine van Persie’nin ayağından ağlara kavuşmasıyla iyice tükeniyor...
Bir derbide alınan da verilen de en fazla 3 puandır, hepsi bu! Ancak şurası bir gerçek ki bu maç, 3 puanla beraber Riekerink’in ‘Bey’ kısmını alıp götürürken ‘İmparator’un G.Saray elini de güçlendiriyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kazanç ve kayıp 16 Nisan 2024
Hamur 3 Nisan 2024
Füzyon 18 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları