Kırılgan iyileşme

13 Haziran 2017 Salı

TÜSİAD ile Dünya Bankası işbirliğinde düzenlenen, Haziran 2017 ekonomik raporunun sunum etkinliğinin, “Kırılgan Bir İyileşme” başlığı yeterince dikkat çekici. Dünya ve Türkiye bölümlerinin bütünlüğü içinde anlam kazanan raporun, Türkiye üzerinden öncelikleri daha daçarpıcı sorun başlıklarını içeriyor. TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in vurgulamalarından kimi satırbaşlarını paylaşmak isterim..
“? Son dönemde yurtdışında yaşanan gerginlikler neticesinde, ülkemiz hakkında arzu etmediğimiz algılar oluşuyor. Ekonomik ilişkilerimizi dahi tehdit altına alma riskini beraberinde getirebiliyor. AB üyelik pespektifimizi devam ettirmek ve Gümrük Birliği revizyonu ile ekonomik işbirliğimizi güçlendirmek, önümüzdeki dönemin en kritik konularından biri..
? Ekonomik göstergelerde olumlu gidişatın bir ayağında TL’deki değer kaybı, talep eksikliği nedeniyle devreye sokulan tedbirler.. Geçici vergi indirimleri, yeniden yapılandırma, teşvikler, Kredi Garanti Fonu’yla sağlanan krediler.. Sadece 2.5 aylık bir dönemde 180 milyar lira kredinin piyasaya sunulması ciddi bir likidite bolluğu yaratırken, kaynak maliyetleri gittikçe artan bankacılık sistemi üzerinde önemli baskılar oluşturdu..
? Mevduat faizleri artarken, kredilerin mevduata oranı yüzde 125 gibi yüksek bir orana ulaştı. Ekonomik büyüme sürdürülebilir bir şekilde sağlanamadığı takdirde, bu uygulamaların sorunları ertelemekten öteye geçmediğini biliyoruz. Türkiye’nin hızlı kredi artışı ya da likidite bolluğu ile büyümesinin sonuna geldik.
? Ayrıca likidite artışları bize hep yüksek enflasyon olarak geri dönüyor. Kısa vadeli politikaların diğer yan etkisi bağımlılık yaratma. Ekonomiyi kolay yoldan canlandırmak hem politika belirleyicilere hem de reel sektöre cazip gelebiliyor. Türkiye ekonomisi küresel gelişmeye paralel iyileşirken kırılganlıkları da artıyor. Dünya Bankası raporu politikacıların önündeki en zorlu konunun siyasi riskler ve kırılganlıklara rağmen uzun vadeli büyümeyi sağlamak olduğu belirtiliyor...
TÜSİAD Başkanı hiçbir ekonomik kazanımın, demokraside ilerleme sağlanamadan kalıcı ve sürdürülebilir olamayacağı görüşlerinin altını çiziyor.

***

Dünya Bankası’nın 2017 küresel beklentiler raporunun sunumu, dünya genelindeki küresel büyüme beklentilerinin gelişmiş ülkeler ağırlıklı iyileşme sonuçlarının, siyasal krizler bağlantılı ülkeler özelinde genel olumlu gidişle ters gelişmelerinin de çarpıcı sunumlarını yansıtıyor. “Kırılgan bir iyileşme ve Türkiye” gündemli bilim insanları, uzmanlar değerlendirmelerinde altı çizilen kimi önemli satır aralarına gelince.. İktidarlarının gelişmekte olan ülkeler lehine esen rüzgârlar desteğinde, dönem dönem kimi olumlu büyüme rakamlarını yakalamış olmasına karşın, genel gidişatın bütünlüğünde, izlenen benzer yaklaşımlarla, (sorunların ertelenmesi, kaçınılmaz katlanması) sonucunun çıktığında görüş birliği ağırlık kazanıyor..
Banka faizleri, hızlı kredi artışları..” vurgulamalarının ardından, “Likidite ile büyüme enflasyon olarak geri dönüyor. Hızlı, kolay yoldan büyüme, kriz çözme yolları Türkiye ekonomisini iyileştirmiyor, kırılganlıkları büyütüyor. Hastalıkları derinleştiriyor. Tedavisini zorlaştırıyor..” saptamaları eklemleniyor..
Politik risklerin sürmesi ile at başı işsizlik, enflasyon sorunlarına çözüm üretilememesi gerçeklerinin altı çiziliyor. Popülist politikalarla kaosun, sorunların, hastalığın derinleşmesi gerçeği bir daha bir daha vurgulanırken, popülist politikalar yerine uzun soluklu acı reçetelerin zorunluluğu anımsatılıyor. Mali disiplinin gidişatının hiç de parlak olmadığı verilerinin sunumu yanında, derinleşen krizle birlikte yaptırımların zayıflaması, işsizlik, enflasyon patlamalarının kaçınılmazlığı göstergeleri dikkat çekiyor.
Türkiye, iki taraflı şokların yaşandığı, negatif sonuçları olan kaynak aktarımlarıyla izlenen siyasetlerle, tüketimde de yolun sonuna gelindiğinin gerçekleriyle yüz yüze.. İktidarlarının hem faizleri düşürme, hem büyüme, hem de istikrarı koruma, enflasyonu düşürme.. vaatleri gerçekleri yansıtmaktan çok uzak...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları