Meczupluğun dayanılmaz rahatlığı
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Meczupluğun dayanılmaz rahatlığı

06.09.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mustafa Kemal Atatürk’ün adının övgülerle geçtiği ulusal bayramlarımızın yakınlaştığı günlerde ulusal önderimizin büst ve heykellerine saldırıların artması ne yazık ki ülkemizin acı bir gerçeğidir. Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış, kafalarını soktukları inlerinde pusuda bekleyen yılanlar “hoca efendilerinden”, “efendilerinden”, “şeyhlerinden” aldıkları buyruklarla ellerinde balyozlar, çekiçler, tahralar, boyalarla harekete geçmektedirler.

***

Son haftalardaki saldırıları anımsayalım.
2 Ağustos’ta, sanık Mehmet M., heykel, Siverek-Şanlıurfa:
“Allah’a gerçekten inanıp bağlandığım için Allah tarafından bana bir mesajla heykele zarar verdim” diye ifade veren sanık Atatürk heykelinin kaidesine tırmanarak elindeki tahrayla heykelin ayak kısmını parçalamaya çalıştı. Önce gözaltına alındı, sonra tutuklandı.
11 Ağustos’ta, sanık Mehmet T. İstanbul-Ümraniye’de bir okulun bahçesinde bulunan Atatürk büstünü kaidesinden söktü. Sevk edildiği mahkeme tarafından “akli dengesi bozuk” şüphesiyle Bakırköy Sinir ve Ruh Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
20 Ağustos’ta Zonguldak’ta bulunan “Atatürk’e çiçek veren kız” heykelinin elindeki çiçek buketi kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından parçalandı. Sanıklar saptanamadı.
24 Ağustos’ta Mersin-Anamur Devlet Hastanesi’nin bahçesinde bulunan, kaidesinin üzerinde “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” yazan Atatürk büstü saldırıya uğradı. Büstün baş kısmı hasar gördü. Sanık gözaltına alındı.
25 Ağustos’ta Eskişehir-Tepebaşı’ndaki belediye binasının bahçesine Atatürk heykeli dikildi. Heykelin kaidesindeki “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır” yazısının üzerine aynı gün 50 yaşında bir adam tarafından yeşil boyayla boydan boya bir çarpı işareti yapıldı. Sanık tutuklandı.
Bir ay içinde beş saldırı! Bunlar bildiklerimiz…
Yakın tarihimizin hiçbir döneminde Atatürk’ün heykel ve büstleri bu kadar sık saldırıya uğramamıştı.

***

Atatürk heykeline ilk saldırı 25 Şubat 1951 gecesi Kırşehir’de gerçekleşmişti. Saldırganlar kentin merkezinde bulunan İş Bankası önündeki mermer büstün yüzünü parçaladılar. Ankara’dan gelmişlerdi; saldırıdan sonra geldikleri yere kaçtılar. 1930’lardan itibaren Türkiye genelinde “Ticaniliği” örgütleyen Kemal Pilavoğlu idi. Pilavoğlu, Fas doğumlu Ebu’l Ahmed et-Ticani tarafından Cezayir’de kurulan Ticanilik tarikatının mensubuydu. Aslında bir din bezirgânıydı. Tarikatın kurucusunu rüyasında gördüğünü, kendisine el verdiğini söyleyerek mürit toplamıştı. Lüks içinde yaşayan bir kişiydi. 1930’lu, 1940’lı yıllarda çok kez kovuşturmaya uğramasına karşın her seferinde “nadim oldum” diyerek kendini kurtarmasını bilmişti.
Türkiye ayaklandı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar Çankaya Köşkü’ndeki Atatürk büstünü Kırşehir’e gönderdi. Saldırganlar yakalandı. Emri “şeyhlerinden” aldıklarını söyleyince Pilavoğlu tutuklandı. Yedi yıl hapis yattı. Çıkınca Bozcaada’ya sürgüne gönderildi. Burada yeni servetler edindi. Sonunda küçük erkek çocuklarına tecavüz ederken karısı tarafından basıldı. Yargılanırken öldü. 65 yaşındaydı. Foyası meydana çıkınca müritleri dağılmaya başladı ama saldırılar kesilmedi. Başka tarikatlar devreye girdi.
25.7.1951 tarihinde 5816 sayılı “Atatürk Aleyhine İşlenen Hakkında Kanun” çıkarıldı. Fakat saldırılar sürüyordu. Basın, saldırganları “meczup” (deli) ilan ediyor, “meczupluğa sığınan” saldırganlar mahkemelerce serbest bırakılıyordu. Oysa sözcüğün sözlüklerdeki birinci anlamı “Kendini Tanrı’ya vermiş, Tanrı aşkıyla aklını yitirmiş kimse” idi. Bu yaklaşım saldırganları hem rahatlatıyor hem kurtarıyor hem de gönendiriyordu. Bu, son zamanlara kadar süregeldi.
Fakat 2019 seçimlerine yaklaşıldıkça yandaş basının da, mahkemelerin de bu yaklaşımdan vazgeçer gibi olduklarını görüyoruz. “Din”i siyasallaştırmanın da bir ölçüsü, bir sınırı olmalıydı değil mi? Ya oluverir de ters teperse…  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017