Galatasaray hızlı başlıyor maça. ‘Rahat kazanırlar’ izlenimi veren bir hız değil bu. Sadece peş peşe gelen puan kayıplarının günahını çıkartmak isteyen bir itici güç… Öte yandan daha tam oyunlar iki taraf adına da oturmadan 7. dakikada bir Gomis - Mariano organizasyonunda (ki akıl dolu şık asisti yapan; ‘Bu da gol atmayınca hiçbir şey yapmıyor’ denilen Gomis!) top ağları buluyor… Bu gol önemli. Zira hemen arkasından bekleriyle hızlı çıkıp terbiyeli bir 4-4-2 oynayan Gençlerbirliği, G.Saray kalesini denemeye başlıyor… Hatta 21’de Vedat’la buldukları pozisyon da maçın kaderini değiştirecek türden. Tabii G.Birliği’nin bunun dışında pozisyonu olmadığını da eklersek lige adını veren İlhan Cavcav, yukarılardan bir yerden ‘Kadere bak!’ da diyor olabilir…
İlk yarının genelinde atılan golün konforunu süren G.Saray; 43’ten itibaren kabuk değiştiriyor. Belhanda’nın duran toptan yaptığı asisti Maicon ağlara yolluyor. Tam ‘Bu maçı savunma mı kurtaracak?’ yorumu yapacakken 2. yarı başlar başlamaz Gomis, bu kanıyı değiştiriyor. 46. dakikada yine Belhanda’nın asistiyle Gomis’in golü geliyor. Artık iyice rahatlayan G.Saray’ın 50. dakikada bu kez Eren’in son derece kreatif asistiyle Tolga’nın ayağından 4. golünü atıyor. Bu dakikadan itibaren seyirci için doya doya eğlenme ve giden puanların yaralarını sarma dönemi başlıyor. G.Birliği, yeteri kadar yenildiğine, G.Saray da tam kıvamında yendiğine karar vermiş olacak ki iki taraf adına da net pozisyon çıkmıyor. Evet, G.Saray’ın çabası var ama daha çok ‘adet yerini bulsun’ dedirtecek türden. 80’de bu rutini hakem kırıyor. Elle oynama gerekçesiyle verilen penaltıyı Gomis kullanıp ağlara yolluyor. G.Birliği’nin pek de kovalamadığı golüyse yine bir duran toptan geliyor. Korner vuruşunu tamamlayan Scekic, 84’te durumu 5-1 yapıyor. Skorun farklı olması giden puanlara yara bandı olabilir ancak G.Saray’ın duran top zaafını çözmemesi ve bunun artık kronik bir hastalığa dönüşmesi iyice akıl almaz bir boyuta geliyor!..
Yara bandı
Yazarın Son Yazıları
Galatasaray’ın, ilk düdükten son düdüğe; performansını düşürmeden yüksek tempolu, baskılı ve organize bir futbol sergilediği doğru.
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!