SAPTAMALAR 2

06 Nisan 2018 Cuma

İktidar körleştiriyor
AKP Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2 Nisan akşamı CNN Türk’teki “Ne oluyor?” programında Şirin Payzın’ın konuğuydu. Özellikle ülkemizdeki basın özgürlüğü konusundaki görüşleri çarpıcı ve bir o kadar da şaşırtıcıydı.
Ona göre “Medyada tekelleşme bitmişti ve Türkiye’de artık çoksesli bir medya vardı”. Payzın’ın “Bugün itibarıyla hâlâ medyada çokseslilik olduğunu söyleyebiliyor musunuz” sorusuna yanıtı da aynı açıklıkta ve şaşırtıcılıktaydı: “Kesinlikle söylüyorum. Geçmişe göre çoksesli bir Türkiye var.”
Bunu söylerken daha bir hafta önce Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satıldığını, böylelikle iktidar yandaşı medyanın pazar payının yüzde 90’lara ulaştığını görmezden/bilmezden geliyordu.
Yerinde herhangi bir AKP’li siyasetçi olsaydı “Yandaşlık işte!” deyip geçerdiniz. Fakat o “herhangi bir” siyasetçi değildi.
1967 Bingöl doğumlu olan Yılmaz, ODTÜ Kamu Yönetimi Bölümü’nü birincilikle bitirmiş, yüksek lisansını ABD Denver Üniversitesi’nde, doktorasını Bilkent Üniversitesi’nde tamamlamıştı.
Sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı’nda planlama uzmanlığı, Avrupa Birliği ile İlişkiler Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi İzleme ve Yönlendirme Komitesi Üyeliği gibi önemli görevlerde bulunduktan sonra 23. ve 24. yasama dönemlerinde AKP’den Bingöl milletvekili seçilmişti. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyeliği ve Parlamentolar Arası Birlik (PAB) Türk Grubu Başkanlığı yapmış, 60. Hükümette Devlet Bakanı, 61, 62 ve 64. hükümetlerde Kalkınma Bakanı, 63. Hükümette Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.
Bir süredir AKP’nin Ekonomi İşleri’nden sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır.
Cevdet Yılmaz’ın yukarıdaki sözleri gerçekten şaşırtıcıydı. İleri derecede bir öğrenim donanımına sahip, gerek devlet katlarında gerekse TBMM çatısı altında bunca deneyim kazanmış bir siyasetçinin 2018 yılının Türkiye’sinde “medyada tekelleşmenin bittiğini”, “medyanın artık çoksesli olduğunu” söylemesi iktidarın insanları körleştirdiğine ilişkin toplumda var olan genel kanaatin teyididir.
İktidarın sonunu getirecek olanın da bu körleşme olduğunu unutmamak gerekir.

Askere moral gezileri
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Hatay’a düzenlenen askere moral gezisine ilişkin süregelen polemiklere dünkü basın toplantısında bir “nokta” (!) koydu.
Bu tür moral gezilerinin 1915 Çanakkale Zaferi, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Harekâtı sonrasında da düzenlendiğini ve Atatürk’ün de sofrasında çeşitli sanatçıları ağırlayarak onlarla fikir alışverişinde bulunduğunu anlattı.
Bu gezilere ve Atatürk’ün sofrasına katılanların bazılarının adını verdi: şair Mehmet Emin Yurdakul, yazar Ahmet Ağaoğlu, şair Faruk Nafiz Çamlıbel, yazar Halide Edip Adıvar, ressam İbrahim Çallı, şair Orhan Seyfi Orhon, şair Enis Behiç Koryürek, gazeteci-yazar Falih Rıfkı Atay, şair Hamdullah Suphi Tanrıöver, şair Celal Sahir Erozan, gazeteci-yazar Hakkı Süha Gezgin, ses sanatçısı Safiye Ayla, ses sanatçısı Müzeyyen Senar
Bir de Sayın İbrahim Kalın’ın bu kişiliklerle kıyasladığı Hatay kafilesindeki adlara bakalım:
İbrahim Tatlıses, Sibel Can, Yavuz Bingöl, Cengiz Kurdoğlu, Mustafa Sandal, Coşkun Sabah, Ahmet Şafak, Esat Kabaklı, Alişan, Seda Sayan, Altay, Deniz Seki, Arif Susam, Hande Yener, Muazzez Ersoy, Şafak Sezer, Hülya Koçyiğit, Elif Buse Doğan, Hakan Peker, Serkan Çağrı, Elif Karlı, Burcu Kıratlı, Emel Müftüoğlu, Ceyhun Çelikten, Necati Şaşmaz, Cahit Kahyaoğlu, Osman Albayrak, Ümit Yılmaz.
Nasıl?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları