Çift santrafor... Osimhen geldiğinden beri G.Saray taraftarının hayalini kurduğu senaryo, bu maçta gerçek oluyor. 4-2-2-2 şeklinde sahaya yansıyan dizilişte G.Saray adeta uçuyor: 5 şuttan 3 golle dönecek kadar. Üstelik öyle goller ki bunlar Osimhen’in de Icardi’nin de neden yıldız olduklarını anlatıyor. İlkinde Abdülkerim’in “al at” asistini gole çeviren Osimhen “Finally/sonunda” formasıyla tribüne esprisini yapıyor. 28’de kaleye sırtı dönükken müthiş bir vuruşla golü atıyor. Benzer bir “sırtım dönük de olsa atarım” golü de 34’te Icardi’den geliyor. Kasımpaşa oynamasına ve reaksiyon vermesine rağmen bu sistemde etkisiz gibi gözüküyor. Yine de 44’te Fall’ın gelişine vurduğu şutla önemli bir gol atıyorlar. Derken Osimhen sakatlanıp da ikinci yarı G.Saray için oyuncu ve sistem değişikliğiyle başlayınca tablo tamamen değişiyor. Bu noktada anlıyoruz ki, Kasımpaşa hiç de kolay bir rakip değil! Alıştığı sisteme dönen G.Saray, sanki ilk kez oynuyormuşçasına hatalar yapıyor. Kasımpaşa’nın hızlı reaksiyonu G.Saray defansını zorlarken oyuncu değişiklikleri bu tabloyu düzelteceğine hepten bozuyor. Farklı skora rağmen moralini bozmayan Kasımpaşa, 83’te lehine verilen (biraz tartışmalı) bir elle oynama penaltısıyla oyuna ortak olurken son dakikalarda Da Costa ile bulduğu golle skoru eşitliyor. Erken sevinç G.Saray’a 2 puana mâl oluyor.
Yazarın Son Yazıları
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan