Adnan Binyazar

Bilgiyle donanmak

18 Şubat 2022 Cuma

Geçen haftaki yazımda, değer bilmenin, insan emeğini kutsayanlara özgü yüce bir duygu olduğunu, toplumda duygu inceliğine kendini bilgiyle donatanların vardığını ileri sürmüştüm.   

Bizde ise birçok alanda nitelikli olana kapılar kapatılırken onların yerinin üç beş maaşlı kayırılmışlarla doldurulduğu söyleniyor. 

EMRULLAH GÜNEY 

Coğrafya konusunda yirmiye yakın bilimsel kitabın yanında, en iyi olanı gün yüzüne çıkarmak amacıyla, başta yetiştiği bölgenin arkeolojisiyle, tarihsel değerleriyle ilgili fotoğraflar yayımlayan, yazarların karakalem portresini çizen, binlerce atasözünü, deyimi dilimize kazandıran Prof. Dr. Emrullah Güney’den kendini kültürümüzün gelişimine adayan kişileri tanıtan ilginç bir ileti aldım. Güney’in iletisinin, kendini bilgiyle donatan Cumhuriyet okurlarını da ilgilendireceğini umuyorum.    

GÜNEY’İN İLETİSİ  

“Günaydın Öğretmenim,

General Dr. Güner Omay Paşama bin saygı, bin şükran. Birçok beldenin ‘özverili adamları’ vardır:

Cemil Cahit Güzelbey olmasaydı Ayıntap’ı (Gaziantep) nerden bilecektik! / İshak Sunguroğlu olmasaydı, biz de Harput yollarına düşmemiş olsaydık, Mamuretül Aziz’i (Elazığ vilayetinin eski adı) nasıl öğrenecektik?

İyi ki bir Ömer Asım Aksoy çıkmış da Gaziantep Türkçesini, atasözlerini, deyimlerini öğrenmişiz. / Ne mutlu ki 

Şevket Beysanoğlu, Diyarbekir’i yazmış tüm yönleriyle. / Cevat Dursunoğlu olmasaydı, Erzurum’u, dadaşın bar oynadığı diyarı, İstiklal Harbi’nde Erzurum’u nerden öğrenecektik! / Cevat Hakkı Tarım olmasaydı, Selçuklu Sarayı’na at yetiştiren Kırşehir yaylasını, Işık Paşa diyarını tarihiyle, diliyle nasıl bilebilecektik!

Taha Toros iyi ki çıkmış da Adana’dan; Çukurova’yı, Toroslar’ı öğrenme olanağını bulmuşuz. / Bir İbrahim Hakkı Konyalı yetişmeseydi Aksaray’ı, Akşehir’i, Alanya’yı nasıl öğrenecektik! / Ali İhsan Beyhan yazmasaydı Niğde’yi, Bor’u bize kim tanıtacaktı? / Yedekçioğlu Kâzım Bey olmasaydı Kayseri deyimlerini, fıkralarını, sözcüklerini kim derleyip toplayacaktı?

İyi ki Eflatun Cem Güney çıkmış da Hekimhan’dan, masallarımızı, âşıklarımızı tanımışız. / Ne mutlu ki Vehbi Cem Aşkun yazmış da Sivas âşıklarını öğrenmişiz. / Bir Şadan Gökovalı çıkmış da Ege efsanelerini, kadim medeniyet toprağını anlamışız. / Muhsine Helimoğlu Yavuz çıkmış gelmiş de Ayrancı’dan, Diyarbakır Efsanelerini öğrenme olanağını bulmuşuz.

İyi ki Ali Rıza Yalgın çıkmış da bize Torosların Yörüğünü, kara donlu Türkmen’in dilini öğretmiş. / Muharrem Barut çıkmış da Erciyes’in yalnızca karlı bir dağ değil; ruhu olan bir yücelik olduğunu bize anlatmış. / Ensar Aslan çıkıp gelmiş de Ardahan’dan; Arpaçay Efsanelerini, Işık Şenlik Türkçesinin kıvraklığını öğretmiş bize. 

Bu öyle bir konu ki geliştirilse ‘Doktora Tezi’ olur. 

Bugünkü yazınız, belleğimdeki bilgileri yazıya dökme olanağı sundu.

Sağ olun. Sağlıklı günler diliyorum. Derin özlem duygusuyla.”

MUSTAFA KEMAL!

Mustafa Kemal, derin sezgisiyle özverili insanlarımızın özünden gelen atılım ruhundan esinlenerek yurdumuzu paylaşma hevesiyle işgale kalkan başta iç düşmanlar, Yunan İngiliz, Fransız, İtalyan kuvvetlerini doğduklarına bin pişman edercesine kovmuş, öyle bir karmaşa ortamını cennete çevirerek özgürce yaşadığımız bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atmıştır. 

O yüce komutanın tarihlere kazınan “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” özdeyişi, yıllarca zorbaların baskılı yönetimlerine katlandıktan sonra kurtuluşu direnmekte bulan ulusların yurttaşlarına da bağımsızlık yollarını açmıştır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları