Ahmet Güvener

Duran Toplar

04 Kasım 2014 Salı

Çok uzun zamandır yazılır çizilir. Türk futbolunun en büyük zaafı duran toplar diye. Gerçek bu mudur? Duran toplarda daha başarılı nasıl olabiliriz? İşte bugün bu soruların cevabını arayacağız. Ne yazık ki tutulan istatistikler duran toplardan atılan golleri belirtmekle birlikte, gole dönüşmeyen duran toplarla ilgili elimizde istatistikler yok. Bu nedenle zaafımız olup olmadığını söylemek güç.
Değişik liglerde ve turnuvalarda atılan gollerin yüzde kaçının duran toplardan olduğuna baktığımızda şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: En yüksek oran Premier Lig’de. Yüzde 34.5. Şampiyonlar Ligi’nde bu oran yüzde 17.5, Süper Ligimizde ise yüzde18.5. Sonuç olarak aşağı yukarı dünyada atılan her 5 golün birisi duran toplardan. Öncelikle gittikçe uzmanlaşan ve küreselleşen dünyamızda profesyonel takımların bir antrenörlerini bizatihi duran top organizasyonlarına ayırması gerektiğini düşünüyorum. Bu antrenör hem takımının hem de rakiplerinin duran top organizasyonlarındaki hata ve sevaplarını inceleyecek, çareler üretecek. Bu uzman antrenörün bir diğer görevi de internet üzerinden diğer ülkelerdeki maçları izleyerek takımı için değişik ofansif ve defansif duran top taktikleri üretmek olmalı.
Öncelikle köşe vuruşlarına bakarsak, defansif anlamda alan ve adam savunması üzerinde tartışmalar sürüp gidiyor. Hangisi veya her ikisi de uygulanırsa uygulansın, üzerinde çalışılması gereken iki konu var. Birincisi savunma oyuncularının sahada aldıkları konum. Bu konu teknik adamların alanına giriyor. Bir diğer konu ise odaklanma. Savunma oyuncularının hem topu hem de savundukları adam/ alanı aynı anda izlemeleri zor bir bilişsel işlev. İşte burada spor psikologlarının devreye girmesi gerekiyor. Çünkü odaklanma onların uzmanlık alanı.
Serbest vuruşlarda savunmanın konumu biraz vuruşun yapılacağı yere bağlı. Doğrudan kaleye kullanılacak vuruşlarla özellikle yanlardan orta şeklinde yapılacak vuruşlarda savunmaların farklı görevleri var. Orta şeklinde kullanılacak serbest vuruşlardaki savunma köşe vuruşlarındaki savunmayla çok benzeşir. Doğrudan kaleye kullanılacak vuruşlarda ise oluşturulacak baraj çok önemli. Burada vuruşu kullanacak oyuncunun özelliğine göre baraj kurulmalı. Yani sağ taraftan kaleye doğrudan sağ ayakla vuruşu yapacak bir oyuncuya kurulacak barajla sol ayakla vuruşu yapacak oyuncu için kurulacak baraj farklılıklar içerir.
Görüldüğü gibi kaleye doğrudan kullanılacak serbest vuruşlarla orta şeklinde kullanılacak vuruşlar savunmalar için ayrı taktikleri gerektiriyor. Ofansif anlamda özellikle doğrudan vuruş beklenen durumlarda bunun tersini yapmak savunmalarda çok ciddi şaşırmalara neden olur. Ama ne yazık ki ne Türkiye’de ne de yurtdışında bu tip şaşırtmacalı vuruşlara pek rastlamıyoruz. Yine doğrudan kaleye kullanılacak vuruşlarda vuruşları oyuncunun maç öncesi zihinde defalarca canlandırması çok yararlıdır, bu da yine spor psikologlarının alanına girer. Kısacası duran top organizasyonları çok çalışma, araştırma, bilimsel yaklaşım ve emek ister. Duran toplarda varsa zaafımız tembelliğimizde yatmasın. Unutmayalım, Türk takımları diğer ülke takımlarından ortalama 5-10 km. az koşuyor. Nedeni ise tek: Daha az çalışmak!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hakem lobisi 9 Temmuz 2016
Kardiac Kids 17 Kasım 2015
Yeter artık (29.09.2015) 29 Eylül 2015

Günün Köşe Yazıları