Tarihi tecrübelere dayanarak ‘Hayır’
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Tarihi tecrübelere dayanarak ‘Hayır’

24.01.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Halkoylamasına sunulacak anayasa değişiklikleri, Meclis’teki çoğunluk partisinin, hükümetin ve devletin başında aynı kişinin olmasını öngörüyor. Bu, tek adam iktidarı ve partiyle devletin bütünleşmesi demek.Önümüzdeki halkoylamasında AKP ve MHP’ye oy veren seçmenlerin bir kısmı eğer “hayır” oyu verecekse ya da sandığa gitmeyecekse, bu nedenden gitmeyecek. Hayır oylarının önde gelmesi, AKP ve MHP seçmenlerinin bir kısmının parti ve devlet bütünleşmesinin ve bir kişinin elinde bu kadar büyük güç toplanmasının herkes için tehdit oluşturacağının bilincine vararak oy kullanmalarına bağlı olacak.
Rejim değişikliği veya sistem değişikliği mi olacağını tartışmanın anlamı yok. İkisi de aynı kapıya çıkıyor. Devletin bütün kurumlarının ve siyasal yetkilerinin bir kişinin eline teslim edilmesinin herkes için bir tehdit oluşturacağını önümüzdeki iki ay zarfında ısrarla her türlü kanaldan ifade etmek gerekiyor. Sadece siyasal ve kültürel konularda değil, iktisadi gelecek açısından da bu güç yoğunlaşması geleceğin belirsizleşmesi ve keyfi yönetimin yarattığı istikrarsızlığı artırma tehdidini içinde barındırıyor.
İktidarın bütünüyle kendisine teslim edildiği kişinin iyi veya kötü olmasının, niyetinin şöyle veya böyle olmasının çok ötesinde bir tehdit söz konusu. Bu tehdit, gücün bu denli yoğunlaştığı, merkezileştiği ve daha fazla özerkleşerek mutlaklaştığı bir yönetim yapısında, sadece muhaliflerin değil, kendini iktidarın yanında görenlerin de her an keyfi bir uygulamanın, keyfi bir kararın mağduru olma endişesi içinde yaşamaya mahkûm olmalarıdır. Önerilen anayasa değişikliği, bu anlamda, hukuk devletinin temelini oluşturan temel güvencelerin herkes için pamuk ipliğine bağlı olması anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı ve parti başkanı olarak iki koldan üst yargı kurumlarının üyelerinin tamamını zaman içinde kendisi atayacak olan bir kişinin karşısında hukuk devletinin kurallarını kim koruyacak? Meclis’in mostralık bir kuruma dönüştüğü sistemde, denetim nasıl yapılacak?
Parti ve devlet bütünleşmesinin, bütün güç ve yetkilerin tek bir merciide toplanmasının temel hak ve hürriyetleri nasıl kısıtladığı, iktidarın hoşuna gitmeyen kişi ve çevrelerin nasıl sürekli tehdit altında yaşamak zorunda bırakıldığı konusunda ülkemizde büyük bir tarihi tecrübe var. Bunun askeri darbe sonrası yaşanan diktatörlük dönemleri, tek parti rejimi ya da çoğunluk partisi diktası biçiminde tecelli etmiş farklı versiyonlarını biliyoruz. Herkesin siyasal meşrebine göre kendini mağdur hissettiği versiyon farklı olsa da, bu tekinsizlik ortamının, mağduriyet ve baskıların üzerinde yükseldikleri zemin hep aynıydı. Keyfi yönetimlerin ortak paydası, bütün güç ve yetkilerin bir merciide toplanmasıydı. Bunun seçimle onaylanıyor olması, güç yoğunlaşmasından kaynaklanan keyfi yönetim riskini ortadan kaldırmıyor. Değişiklikler, Türkiye’de farklı biçimlerde tecrübe edilmiş olan bu güç yoğunlaşmasının yeni bir versiyonunu getiriyor.
7 Haziran seçimlerinde, AKP’nin ilk kez Meclis’te çoğunluğu kaybetmesine neden olan birçok etmen arasında, bu partiye oy vermiş olanların bir kısmının cumhurbaşkanının parti başkanı gibi meydanlara inmesi, başkanlık rejimi için kampanya yapmasına karşı duydukları tepki de vardı. “Seni başkan yaptırmayacağız” sloganı etkili olmuş ve AKP seçmeninin bir kısmı bu projeye karşı çıkan partilere oy vermiş, bir kısmı sandığa gitmemişti. Sonra “ya ben ya kaos” stratejisinin nasıl hayata geçirildiğini ve ürkütülen seçmenin geri kazandırıldığını biliyoruz.
Şimdi 2015 yaz ve sonbahar aylarını kat be kat aşan bir kaos ortamında ve idarenin temel hak ve özgürlükleri keyfi biçimde kısıtlama imkânına sahip olduğu OHAL yönetimi koşullarında anayasa değişikliğine “hayır” oyu vermesi için AKP ve MHP seçmenlerini ikna etmek çok daha zorlu bir çaba gerektiriyor. “Hayır” oyu vermeye zaten kararlı olan seçmenlerin omuzlarında büyük ve ağır bir sorumluluk var. AKP ve MHP seçmenlerini, önerilen değişikliklerin sadece muhalifler değil, iktidarın bugün makbul gördüğü kesim, kişi ve çevreler için de büyük bir güvensizlik getirdiğini anlatmak. Bunu yapmak için elimizde farklı birçok tarihi tecrübe var. Yeter ki bütün bu tecrübelerin ortak paydasını açık ve net biçimde ortaya koymaktan imtina etmeyelim.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018