Ahmet Kurt
Ahmet Kurt ahmetkurt@turkbasket.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yatalım mı?

06 Mayıs 2011 Cuma
\n

Şöyle bir tabloyu gözünüzün önüne getirin: Galatasaray C.C. son maçına en zayıf kadrosuyla çıkmış kayba oynuyor”, buna karşın Turgay Demirelin hakemleri maçı kaybetmesine izin vermiyorlar. Zırt pırt çaldıkları düdüklerle Antalyanın canını alıyorlar... Galatasaray yöneticisi kenardan yırtınıyor: Yahu bırak! Kazanmak istemiyoruz biz bu maçı.” Hakemler içeride çırpınıyorlar: Yok efendim! Emir büyük yerden. Kazanacaksınız...

\n

Nereden çıktı bu senaryodiye sormayın bana. Böyle başa böyle tıraş. Bize özgü bu abuk subuk play-off sisteminde böyle şeyler çok rahatlıkla olabilir. Çünkü (örneğin) son maçtaki yenilgi Galatasarayın işine gelebilir. İşte tablo: Galatasaray bu yenilgiyle ikincilikten üçüncülüğe düşer; seriye 1-0 geride başlayacağı 7’nciliği garanti olan Olinden kaçıp seriye 1-0 önde başlayacağı Beşiktaş ile eşleşir. Böylece hem play-offta 2 maç kazanmış gibi olur hem de Oline karşı yitirdiği saha avantajını Beşiktaş karşısında geri kazanmış olur. Ayrıca... Laf aramızda... Turgayın da cezası böylece kesilmiş olur. Antalya kazanınca Turgayın kankası Nihat İziçin takımı Tofaş play-offun dışında kalır. Kih kih kih!.. Yok hayır! Tofaş ile bir alıp veremediğimiz yok. Hak eden girsin play-offa. Ama... Birileri diyor ki: Tofaş zaten hak etmiyordu play-offu çünkü eğer Olin, Galatasaray ile eşleşebilmek için ligde Tofaşa yatmamışolsa, iş bu son maça kalmazdı. Yine birileri diyor ki: Turgay sezon başından bu yana Tofaşı içeri atmak için çırpınıp durdu. Doğruysa bunlar... Yuh onlara!

\n

Neyse! Rahat olun. Galatasaray yatmayacakAntalyaya. Çıkıp arslanlar gibi savaşacak ve göreceksiniz kazanacak Antalya maçını. Ben bu senaryoyu, bizim play-off sistemindeki yanlışlığa dikkat çekmek için kurguladım. Ayrıca... Bence, amaç şampiyonluksa böyle bir hesap içine gireni de kimse suçlayamaz. Sistem buysa, al o zaman! Şampiyonluğa giden en dikensiz yolu seçmek bir kulübün en doğal hakkı değil midir? Maçı bilerek yitirmek ayıptır elbette ama kadroyu en güçlülerden kurmamak neden ayıp olsun ki? Ben olsam yabancılarımı play-offa saklar, genç bir kadroyla çıkardım sahaya. O kadroyla kazanmaya oynardım. Oldu oldu! Olmadı... Cık cık, Vah vah... Hiç istemezdim ama... Yenildik işte. Neyse! Sen yine de yan cebime koy şu yenilginin büyük avantajlarınıder, geçip giderdim...

\n

Ahlaksız mıyım acaba ben? Spor etiğine sığmaz mı bu düşünce şekli? Bence, takım sponsorlarında bilerek yenilmek başka bir şeydir ama bir koçun maça çıkacak kadroyu seçme özgürlüğünü tartışabiliriz. Bireysel sporlarda bilerek kendini sıkmamak serbestken takım sporlarında bu neden suç sayılsın ki? Seçmelerde dördüncü olan bir atlet finallerde uçuyor ve hepsini geride bırakıyorsa bu sporcu şike mi yapmış sayılmalı? Öyle ya! Madem geçebiliyordu o rakipleri, elemelerde de geçseydi ya... Demek ki bilerek, isteyerek geçilmiş seçmelerde. Vay ahlaksız vay(!)

\n

Durun! Hemen sinirlenmeyin. Bu yalnızca küçük bir parantezdi. Belki ben de bir takımın başında olsam Oktay Mahmuti gibi düşünür, maçı kazanmaya çalışırdım. Benim ince hesaplarımın başka takımların ve sporcuların kaderlerini etkilemesini istemezdim... Evet! Oktay aynen böyle düşünüyor ve doğru da yapıyor. Eğer birileri bu hesapları yaparak maç yitirip yer seçtiyse ve eğer başka birileri de (hakemleri eliyle) bu tezgâha katkıda bulunduysa... Yuh onlara!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dik duruş! 21 Eylül 2024
Sorumluluk! 11 Mayıs 2020
Mücbir sebep! 24 Mart 2020

Günün Köşe Yazıları