AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım
Ahmet Saltık
Son Köşe Yazıları

AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

08.05.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Toplumsal şiddet, toplumda bireyler, kümeler veya kurumlar arasında güç ilişkileri temelinde ortaya çıkan fiziksel, psikolojik ya da yapısal zarar verme eylemlerinin tümünü kapsayan şiddet türüdür (Galtung; 1969, 1990). Yazar şiddeti salt doğrudan-fiziksel olarak değil, aynı zamanda yapısal ve kültürel biçimleriyle de tanımlar. Toplumsal şiddet, bu üçlü şiddet kuramı ile incelenebilir.

Doğrudan şiddet: Fiziksel saldırılar, kolluk şiddeti, gözaltında kötü işlem (muamele) vb.

Yapısal şiddet: Adaletsiz yasalar, gelir eşitsizliği-derin yoksulluk, fırsat eşitsizliği, sistemli ayrımcılık.

Kültürel şiddet: Medya, din, ideoloji ya da eğitim yoluyla bu adaletsizliklerin meşrulaştırılması.

Halk psikolojik travma alıyor: Sürekli korku, umutsuzluk, depresyon yaygınlaşır. Aile, komşuluk, arkadaşlık bağları zayıflar (toplumsal çözülme). Baskı altındaki toplumlarda yatırım ve üretim düşer (ekonomik gerileme). Sanat, düşünce, akademi susar; otosansür yaygınlaşır (kültürel baskı).

İktidar ve şiddet uygulayanlara da sonuçlar ağırdır. Ahlak çöküntüsüyle zorbalık sıradanlaşır, şiddeti içselleştiren kişiler vicdan ve moral çöküntüsü yaşar. Baskıcı sistemler an gelir, içte-dışta meşruluklarını yitirir. Uzun erimde korkuya dayalı iktidar birden (ani) kırılma ile çökebilir; Arap Baharı gibi (siyasal kırılganlık). Demokrasi çiğnemleri (ihlalleri), yaptırımlara ve uluslararası yalıtıma yol açar.

SİYASET BİLİMİ KAPSAMINDA NELER ÖNEREBİLİRİZ?

Hakikat ve adalet komisyonları: Güney Afrika, Şili, Arjantin’de yitik insanların bulunması. Geçmişteki şiddetin araştırılması ve kabulü barışçıl geçişin ilk adımıdır. Sivil Toplumun güçlendirilmesi için insan hakları kuruluşları, sendikalar, bağımsız medya ve akademi desteklenmelidir. Şiddetin meşrulaştırılmasına medya okuryazarlığı, eleştirel düşünce eğitimi, dayanışma bilinci yaygınlaştırılarak direnmelidir.

Demokratik geçiş süreçleri ile baskıcı rejimlerden çıkışta karşıtları yok etmeden uzlaşma ve yeniden yapılandırma gerekir. Günümüzde Türkiye, yalnızca ekonomik bunalım ve demokratik gerilemeyle değil, aynı zamanda sistemli bir toplumsal şiddet sarmalıyla yüz yüze. Bu şiddet doğrudan copla, basınçlı-boyalı suyla, gazla... açık alanlarda, gözaltında, cezaevinde görülse de; gerçekte çok daha derin, yaygın ve görünmez biçimlerde yaşamımıza işliyor. Bu hukuksuz ve orantısız şiddet, hem toplumu hem yapanı zehirliyor. Galtung’a göre şiddetin üç biçimi var: Doğrudan, yapısal ve ekinsel (kültürel). Ülkemizde yıllardır yaşadığımız, giderek artan ve yaygınlaşan bu tablo, 3 şiddet biçiminin iç içe geçerek kurumsallaştığını kanıtlıyor. Doğrudan şiddet, polis müdahalesi ve gözaltında, cezaevinde somutlaşırken; Yapısal şiddet; hukuk sisteminin yozlaşması, eğitim-sağlık gibi temel hizmetlerde büyüyen eşitsizliklerle oluşur. Ekinsel şiddet, adaletsizliklerin medya, din ya da milliyetçi söylemle meşrulaştırılmasıdır; kabul edilemez. Bu şiddet biçimleri halkı psikolojik olarak yaralamakla kalmaz, toplumsal bağları da çözmeye başlar. İnsanlar arasındaki güven azalır, umutsuzluk ve kayıtsızlık yaygınlaşır. Travma psikoloğu Herman’a göre uzun süre baskı altında yaşayan bireyler, yalnızca psikolojik olarak değil, toplumsal olarak da yalnızlaşır. Bu durum, şiddete itiraz edil(e) meyişi normalleştirir (öğrenilmiş çaresizlik!) ve despotluğa zemin hazırlar.

Ancak bu diktatörlük yalnızca halkı değil, şiddeti uygulayanı da yıkıma sürükler. Arendt’in “Kötülüğün Sıradanlığı” usumuza geliyor. Ceberrut ve itaate-boyun eğmeye dayalı rejimde insanlar, yaptıkları şiddeti sorgulamaz olur, bu da toplumsal ahlakı çürütür. İktidar zamanla meşruluğunu yitirir; içeride korku, dışarıda yalnızlaşarak yönetmeye çalışır. Bu politika asla sürdürülebilir değildir.

Baskıyla kurulan her düzen, tarihsel olarak ya içeriden çürüyerek ya da dışarıdan kırılarak çökmüştür.

İlk adım, bu şiddetin görünür kılınması. Hakikat ve adalet komisyonları, geçmişte yaşananların belgelenmesi ve kamuya açıklanması etkilidir. G. Afrika’da ırkçı Apartheid sonrası bu çabalar, toplumsal barışa evrilmiştir. Geçmişte yaşanan hak çiğnemlerinin açıklanması, mağdurlarınyakınlarının iyileşmesi, yaşayan eylemcinin (failin) yaptırım görmesi için gereklidir. 2. adım, sivil toplumu ve eleştirel düşünceyi güçlendirmektir. Sendikalar, dernekler, bağımsız medya ve akademi; demokratik toplumun direnç odaklarıdır. Toplumsal dayanışma, korku zincirini kırmada yaşamsaldır. Şiddetin “kültürel meşrulaştırılması”na karşı durmak gerekir. Din, milliyetçilik, aile şiddetin gerekçesi değil, barışın kaynağıdır. Eleştirel düşünce, medya okuryazarlığı, yurttaşların eşitliği sağlanmalıdır. Toplumsal şiddet salt sokakta değil; zihinde, yasada, dilde, haberlerde yaşar. Savaşım salt meydanlarda değil; okulda, evde, ekranda, vicdanda sürdürülmelidir. Türkiye şiddetle değil, hak-adalet-özgürlük-eşitlikle yeniden kurulabilir.

Yazarın Son Yazıları

Kovite benzer yeni salgın tehlikesi var mı?

2020-23 Kovit-19 pandemisinden bu yana yeni salgınlara hazır mıyız?

Devamını Oku
04.12.2025
Gıda güvenliği ve acil önlemler

Artan gıda zehirlenmesi ölümleriyle yüz yüzeyiz.

Devamını Oku
20.11.2025
Türkiye siyasetinde yeni paradigma: “Terörsüz Türkiye” mavi boncuğu ve MHP’nin kökten dönüşüm kumarı

Türkiye bir yıldır, milliyetçi cephenin Kürt sorunu-terörle mücadele söyleminde kökten değişimle sarsılıyor

Devamını Oku
06.11.2025
Sofradaki çifte kriz: Gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehdidi

Türkiye, tarımsal özgücü (potansiyeli) yüksek bir ülke olmasına karşın, gıda-toplum beslenmesi alanında giderek derinleşen, yaygınlaşan ve sürdürülemez kerteye ulaşan çift yönlü bunalımla karşı karşıya.

Devamını Oku
23.10.2025
Fener Rum Patrikhanesi neden ekümenik olamaz?!

İstanbul Fener’de yüzlerce yıldır varolan Fener Rum Patrikhanesi (FRP), ülkemizin kültürel-tarihsel varsıllığının önemli bir öğesi.

Devamını Oku
09.10.2025
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin temel sorunları

2003’te başlatılan kökü dışarıda Sağlıkta Dönüşüm Programı, günümüzde yurttaşlar ve sağlık çalışanları için ciddi ve derinleşen sorunlar doğurdu.

Devamını Oku
25.09.2025
Şafak yakındır...

Ülkemiz, 3 Kasım 2002’de iktidara getirilen proje parti AKP eliyle çok yönlü ve derin bir karmaşaya adım adım sürüklendi.

Devamını Oku
11.09.2025
Susuzluğun eşiğinde: Türkiye ve dünyada su kıtlığı

Konya’da bir çiftçinin 80 yıllık kuyusunda su bitti!

Devamını Oku
28.08.2025
‘Komisyon’ meşru mu?!

TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu (kısaca komisyon), anayasal-siyasal açıdan derinlikli değerlendirme gerektiriyor.

Devamını Oku
14.08.2025
AKP-MHP-DEM taşeron ittifakı ve uçurumun kıyısındaki Cumhuriyet

Ülke afetten afete sürükleniyor; bir karabasan gibi hatta ta kendisi yaşadıklarımız.

Devamını Oku
31.07.2025
AKP-MHP-DEM ortaklığı: Türkiye’den siyasal tarihe dersler...

“Terörsüz Türkiye süreci bir pazarlık süreci değil. İmralı’dan yapılan çağrıda da böyle bir pazarlığın olmadığı açıkça belli” diyen Bakan Tunç...

Devamını Oku
17.07.2025
Türkiye; 3 Temmuz 2025: Tarihin günlüğüne notlar...

“Bu toplumun yetiştirdiği 35 pırıl pırıl insan, saatler boyu süren bir süreç içinde devletin gözleri önünde, ilan ede ede yakılıyor.”

Devamını Oku
03.07.2025
İran’a emperyal saldırı: Sıra Türkiye’de!

1978’de İran’da şiddet gösterileri başladı...

Devamını Oku
19.06.2025
Laiklik... Neden vazgeçil(e)mez? Nasıl yitirdik, nasıl geri kazanmalı?

M. Luther’in Katolik Kilisesi kapısına 95 maddelik ültimatomunu çakmasıyla Protestanlık doğdu.

Devamını Oku
05.06.2025
Lozan Antlaşması’nın iptali için dava açılabilir mi?

Lozan Antlaşması (LA), 24 Temmuz 1923’te bağıtlanmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumda siyasal ve hukuksal meşruluğunu belgeleyen, sınırlarını, egemenliğini tanımlayan kurucu antlaşmadır.

Devamını Oku
22.05.2025
AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

AKP, şiddetin iktidarı: Toplumsal baskı ve sessiz yıkım

Devamını Oku
08.05.2025
Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Ulusal egemenliğin gasbı: 105. yıl ‘Türkiye Cemahiriyesi!?’

Devamını Oku
24.04.2025
Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı

Devamını Oku
10.04.2025
Çürüyen AKP rejimi ve meşru direniş

Çürüyen akp rejimi ve meşru direniş

Devamını Oku
27.03.2025
14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

14 Mart’ın 198. yılı: Çökertilen sağlık sistemi

Devamını Oku
13.03.2025
Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Artan aşı reddi ve devletin ivedi yükümü

Devamını Oku
27.02.2025
2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

2024 nüfus verileri ve demografi politikamız

Devamını Oku
13.02.2025
32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

32. Adalet ve Demokrasi Haftası kapanırken...

Devamını Oku
30.01.2025
Beştepe’de bir mitralyöz

Beştepe’de bir mitralyöz

Devamını Oku
16.01.2025
AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

AKP=RTE’nin 22 bin 104 TL planı ve sakladıkları

Devamını Oku
02.01.2025
Sağlık bakanının öfke patlaması!

Sağlık bakanının öfke patlaması!

Devamını Oku
19.12.2024
Aile hekimleri ne istiyor?

Aile hekimleri ne istiyor?

Devamını Oku
05.12.2024
Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Efendiler, çalınanlar Hazine’ye geri konacak!

Devamını Oku
21.11.2024
‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

‘Erdoğan’ın çaresizliği’ tehdidi

Devamını Oku
07.11.2024
Yenidoğan Çetesi'nin anlamı

Yenidoğan çetesinin anlamı

Devamını Oku
24.10.2024
Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Genel Sağlık Sigortası (GSS)

Devamını Oku
10.10.2024
Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!

Devamını Oku
26.09.2024
Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Çürüme, çöküş ve Erdoğan’a çağrı

Devamını Oku
12.09.2024
Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Cumhuriyetin yargıcı mı, molla kadı mı?!

Devamını Oku
29.08.2024
Ahmet Saltık yazdı...

23 yıllık AKP darbeciliği ve yıkımı

Devamını Oku
15.08.2024
Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Heybeliada konferansımız: Lozan Barış Antlaşması’na tehditler

Devamını Oku
01.08.2024
Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na..

Devamını Oku
18.07.2024
TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

TTB-Türk Tabipleri Birliği’nde yeni dönem

Devamını Oku
04.07.2024
‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

‘Kurban’(!?) Bayramı çağrışımları...

Devamını Oku
20.06.2024
Nüfus artışı sorunu!?

Nüfus artışı sorunu!?

Devamını Oku
06.06.2024