Kâbil.. neye mukabil?

20 Haziran 2021 Pazar

Giydiği elbiseyi, gömleği taktığı kravatı şansa bırakmıyor. Uyuma dikkat ediyor. İyi de ediyor.

Giyeceği kefeni de arada aklına getiriyorsa ne mutlu ona ve bizlere.

*

Antalya Diplomasi Forumu’nda “8 milyar insanın kaderi BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin insafına bırakılamaz!” dedi.

Bir gün önce 83 milyonun ve Mehmetçiğin kaderini Afganistan’da Taliban’ın insafına bıraktığını unutmuştu. TBMM’nin varlığı aklına bile gelmedi.

Kabil Havalimanı Bekçili’ğine “lojistik ve maddi destek karşılığı” talip oldu. 

Taliban farsça “talep eden” demek, talebenin çoğulu. 

Ustalaştı biliyorduk. Yeniden çıraklığa, neden talip oldu ki? 

Taliban şeriatından da öğreneceği şeyler mi var?

Yoksa 130 milyon $ bekçilik bedeli mi ağır bastı? (www.airport-tecnology.com)

“Kabil Havaalanı” Afganistan’ın kapısını tutmak demek. Zira burası askeri üs aynı zamanda.

*

Dünya onu “Ümmetin Önderi” ve “Asrın Lideri” diye tanımıştı. Ülkemizin yüksek çıkarları için acaba fedakarlık dozunu mu kaçırıyor?

“BOP Eşbaşkanlığı” bile kursağında kalmıştı. 

Belli ki “Türkiye Orduları Başkomutanlığı” kesmiyor. 

Şimdiki hedefi Afganistan sayesinde “Nato Mareşalı” olmak değildir İnşallah. 

*

Kayıp 128 milyar Dolar ve Post-Sedat Peker Siyaseti dileyelim de 

ülkemizi daha da “trajik derinlik”lere sürüklemesin. 

Suriyelilerden sonra yeni komşumuz Afganlılılar olacak belli ki. 

Afganistan’ı AKP’nin ilk dönemindeki Kabil Büyükelçisi Müfit özdeş’ten sorduk.

Libya’dan Somali’ye , Kuzey Irak’tan, İran’a hep netamali coğrafyalarda görev yapan Müfit Özdeş anlatıyor:

“Afganlıları sevdim. Yıllarca süren acımasız boğazlaşmanın belki de kaçınılmaz sonucu, temelde düzgün, dürüst, sözüne sadık insanlardır. Gaddarlıkları yadsınmaz ama, bazı başka din kardeşlerimiz gibi kimseyi sırtından vurmazlar. Yalan söylemeyi adet haline getirenleri, hırsızlık yapmakta beis görmeyenleri çok azdır. Palavraları da yoktur.”

Dileyelim, havaalanı bekçiliğimizden etkilenmezler.

*

Kadınlar sokağa ancak torba gibi yüzleri dâhil her yanlarını kapatan “burkalar” içinde çıkabiliyormuş.

Ama erkek erkeğe sevgililik de varmış. Bisikletlerde alenen birbirlerini kucaklarında gezdirmekte bir sakınca görmezlermiş. 

Devam ediyor:

Kanaatkâr, cefakâr insanlardır. 1 dolar yevmiye ile, bir avuç kemikli, yağlı eti doğradıkları bir soğan ile kavurup veya haşlayıp, içine de bir pide ufalayıp öğle yemeği yerler. 

Artan parayı akşam eve götürürler. Şikâyet de etmezler. Kişilik sahibidirler. Bazı konularda çok tutucudurlar. Afganlı değilse, hiçbir yabancıyı kolay kolay içlerine almazlar.

Saygıda, sevgide kusur etmezler ama ölünce mezarlıklarına bile sokmazlar. 

Türkiye ile ilişkileri hep iyi ve dostane olmuş, araya nifak girmemiştir. Büyükelçi Özdeş, Afganistan ve Afganların en kısa sürede kalıcı esenliğe erişmesini yürekten dilediğini belirtiyor.

*

ABD Afganistan’dan tümüyle elini çekeceğini ve Taliban’la bir anlaşmaya varıldığını açıklamıştı. Ama bu açıklamalar tıpkı Suriye ve Irak açıklamaları gibi havada kaldı.

Kabil Havaalanı bekçiliğimiz ise yeni bir gelişme. 

Hamdolsun “soykırım”ı ağzına almayan Başkan Biden, “Alın bakalım Taliban da müslüman siz de. Anlaşın bakalım!” diyerek bu kez ateşten topu Reyiz Türkiyesi’nin eline tutuşturmak ister mi?

Büyükelçi Özdeş’in yanıtı mı?

- “Somali’de ‘Sözde uluslararası camia, bozuk makineyi tamire kalkıp da dağıttığı parçaları birleştiremeyen acemi ustalara benzemişti. Afganistan’da daha beteri oldu. 11 Eylül saldırısından sonra şeytan saydıkları Taliban’ı yeniden muhatap aldılar. Bunun Afganistan’a, Pakistan, komşu ülkelere ve bize kadar uzayacak elbette bir maliyeti olacak”

Bize çıkacak faturayı Kabil Havaalanı’ndaki bekçilik performansımız belirleyecek.

İLHAN SELÇUK

Yarın İlhan Selçuk’suz Cumhuriyet’in 11. yılı

Kalp ameliyatına girerken nalları dikme yazısı yazmıştı:

“Gerçekte “nalları havaya dikmek” eğlencelidir, matraktır; ama, bizim temel felsefede böyle şey yok..

Ne var?

Ne olacak:

Enelhak...

Hiçbir din felsefesinin erişemediği bir öz...

Varlığın, evrenin, ruhun, maddenin, yerin, göğün, yaratanın, yaratılanın özdeşleştiği buluşmanın, birleşmenin, birliğin, tümleşmenin, eriyip kaynaşmanın dile daha yetkin ve güzel yansımasını düşünmek bile olanaksız...”

Saygı ve özlemle anıyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tanrı’ya bin şükür! 15 Aralık 2024
Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları