Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Ben Demedim mi?'
Demeye Bayılırım
Önce güncel bir fıkra ile başlayalım:
Cin fikirli, bir lümpen liberal, yolda gezinirken, yerde bir eski yağ lambası bulmuş, eğilmiş, antika parçayı eline almış, üzerindeki tozları temizlemek için ovuşturmaya başlamış, derken içinden yabancı bir cin çıkmış ve bizimkine sormuş:
- Dile benden ne dilersen?
- Özür dilerim, demiş bizim lümpen liberal.
Bu kadar!
***
Gelelim esas konumuza:
Sevgili Okurlarım,
Köşe yazarlarında en çok rastladığım tümcelerden biri şöyle başlar:
“Ben size söylemedim mi, demeyi hiç sevmem, ama...”
Ve sonra, bu “ama”nın ardından, yazı sahibi olacakları önceden haber verdiğini anlatmaya başlar, yani amiyane tabiriyle “kardeşim sana dememiş miydim”i anlatmaya koyulur.
Benim de başıma, söylemesi ayıptır ama çokça gelir bu olay. Zaman zaman gazeteleri okur ya da televizyona bakarken keyifle kahkaha patlatır ve kendi kendime mırıldanırım:
- Ben dememiş miydim?...
Doğrusu pek severim böylesine haklı çıkmayı, ama ne yazık ki, bunu yazılarda pek yapamam. Yapamamamın nedeni, herkesin “böbürleniyor” diyecek olmasından çekinmem değildir de, böyle söyleyince sanki karşımdakinin aptallığını yüzüne vuruyormuşum gibi bir duyguya kapılmamdır. Bu da bana biraz ayıp gibi gelir. Başka bir deyişle severim sevmesine bu duygumu açıklamayı, ama karşımdakine ayıp olur diye çekinirim, yani kısacası “hissimi takrire manidir hicabım”.
***
Son zamanlarda gerek AB cenahından, gerekse bizim AB uzmanları cephesinden büyük düş kırıklığını dile getiren mesajlar iletiliyor kamuoyuna, hepsi de Tayyip Erdoğan önderliğindeki AKP’nin AB’ye üyelik yolundaki politikasında tavsama olduğundan, AKP’nin AB politikasını savsakladığından söz ediyorlar.
Şaşkınlıkları ve düş kırıklıkları karşısında, gerçekten kahkahalar arasında boğulurken,
- Yahu ben size bütün bunları söylememiş miydim? demekten kendimi alamıyorum.
Gerçekten de, Tayyip Erdoğan’ın, görünürde, Türkiye’ye müzakere sürecinin kapısını açan, ama aslında, aynı anda AB kapısını kapayan 17 Aralık 2004 metnini Brüksel’de imzaladığından beri hep aynı noktayı ısrarla altını çizerek, kamuoyunun ve uzman geçinen şaşkınların gözüne sokmaya çalıştık:
- Tayyip Bey’in AB’ye üyelik diye bir kaygısı yok, olsaydı, Türkiye’ye kapıyı kapatan o metni imzalamaz, üyelik yolunu kapayan o koşullar yerine, diğer üyelere uygulanan prosedürü talep ederdi.
Peki, Tayyip Bey’in amacı neydi?
Tayyip Bey’in amacı, üyelikle sonuçlanması şart olmayan bir müzakere süreci almak, bu vesileyle Türkiye’yi AB’ye sokacak lider izlenimi yaratırken, bir yandan da, laik demokratik (yarı demokratik diye de okuyabilirsiniz) rejimi dinci ve demokrasinin yüzde yüz karşıtı bir İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürme yolunda dengeleri değiştirirken, AB’nin de bu konuda desteğini sağlamaktı.
***
Yoksa, Türkiye’ye dinci rejimi yerleştirmek isteyen Tayyip Bey, amacının AB üyeliğiyle bağdaşmayıp, çeliştiğini bilmiyor muydu? Elbette ki, biliyordu.
Yoksa cin AB’nin yöneticileri, Tayyip Bey’in asla vazgeçmeyeceği dinci yönetimini aralarına almayacaklarını bilmiyorlar mıydı? Elbette ki biliyorlardı.
Zaten onların da amacı, Türkiye’yi kendi içlerine almadan, ama müzakere sürecinden yararlanarak, istediklerini Ankara’ya kabul ettirmek, (mesela Kıbrıs) bir yandan da, üyelik dışında tutarken Türkiye’yi özel bir statü ile AB çıkarlarına hizmet edecek bir biçimde, birliğe bağlı ve bağımlı hale getirmekti. Alan razı satan razı bir oyun oynanıyor ve kimi uzmanlar da, kemali safiyetle buna inanıyorlardı.
Dört yıldır anlatmaya çalıştığımız gerçek, şimdi kimi AB yöneticileri ile kimi uzmanlarımızın açıklamaları ile bir kez daha kanıtlandı, şimdi saflar şaşkın.
Ben ise keyiften uçuyor ve çok özür dilerim, ama kahkahayla gülerek, soruyorum:
- Yahu bunları ben size daha önce bin kere söylememiş miydim?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza