Hayvan yasası

02 Temmuz 2021 Cuma

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal açıklamış, “Hayvanları Koruma Yasası” teklifi TBMM’ye gelmiş.

Mahir Ünal, yeni yasanın ana fikrini şöyle açıklıyor: Hayvanları bir mal veya eşya olmaktan çıkarıp, canlı statüsüne sokmak.

Haberi okuyunca içim ışıdı. “Ne güzel dedim kendi kendime, evreni; insanı ve hayvanıyla birlikte kucaklayarak, yaşamak ne güzel...”

Hayvanları değil öldürmek, onlara kötü davranmak da hapisle cezalandırılabilecekti bundan böyle.

Sonra kendi kendime hayıflandım:

- Keşke Haydut da bu günleri görseydi.

Kafamdaki bir lahzalık kısa devre bitince uyandım:

- Kendine gel oğlum, dedim, kendine gel!

Nitekim, biraz sonra, birincisi kadar ilginç olan öbür haberi de gördüm:

1 Temmuz itibarıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi kesinleşiyordu.

Türkiye, Avrupa Konseyi’nin 2011 İstanbul Toplantısı’nda kabul edildiği için İstanbul Sözleşmesi diye anılan ve Şubat 2012’de parlamentosunda onayladığı kısaca kadına yönelik şiddete karşı İstanbul Sözleşmesi olan sözleşmeden, Mart 2021’de, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekileceğini duyurmuştu. 

***

Anayasanın 90. maddesi gereği TBMM’nin oybirliğiyle onayladığı ve artık kanunlarımızın da üstünde bir yere oturmuş olan bir uluslararası sözleşmeden salt cumhurbaşkanı kararnamesi ile çekilinilebilip, çekinilemeyeceği konusunu bırakalım bir yana, tartışmalar da henüz sıcak olduğuna göre lafı uzatmanın da anlamı yok. Türkiye’nin AKP ve MHP’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin nedeni, ülkemizde iktidarın kadınların mal ve eşyadan sayılmaktan çıkarılabilmesi ve erkeklerle eşit haklara sahip canlılar oldukları gerçeğini içine sindiremediğinden, onların şiddet ve cinayet tehdidi ile karşılaşmaları halinde yaptırımlar alınması konusunda iktidarları zorlayan kararları kabul edemeyecek olmalarıdır.

Önce neden oybirliğiyle kabul ettiler de sonra mızıkladılar, derseniz yanıtı basittir:

Sayın iktidarımız kadını mal ve eşya durumundan çıkarıp, erkekle eşit bir canlı olarak kabulden bu sözleşmeyi ya onaylamadan önce okumadı ya da okuduğunu anlamadı.

Her ikisi de birbirinden vahim olan bu iki olasılığın hangisinin gerçek olduğunun önemi yok.

Önüne gelen yasa önerisi konusunda okumadan karar veren bir milli irade ile önüne geleni okusa da anlayamayan bir milli iradenin varacakları yerler aynıdır.

***

Ama bu durumda, şu soru ciddi olarak beliriyor:

- Kadını erkek ile eşit bir canlı olarak kabul etmeyen bu zihniyet mi hayvanlara canlı muamelesi yapacak ve onun haklarını koruyacaktır?

Devam edelim, kadınların şiddete maruz kalmaları, ölümle tehdit edilmeleri ve de canice öldürülmeleri karşısında kılını kıpırdatmayan bu siyasal irade mi hayvanları hapis cezasını da içeren önlemlerle kötü davranış ve öldürülmeye karşı koruyacaktır? Göreceksiniz ki bu işte bir sahtekârlık var. Ya yasa hayvanlara eziyet eden, bunları öldürenlerin yararlanacakları boşluklarla çıkarılacak ya da uygulamada, gereği düşünülerek hayvana kötü davrananı, öldüreni sıyıracak yollar bulunacaktır.

Şurası iyi bilinmelidir ki keyif için hayvanların öldürülmesi uygulamasını sürdürecek olan AKP - MHP iktidarının mensupları bir hayvanı öldüren yurttaşı, hapisle cezalandırıp üstelik bir de içeri atsalar kendi tabanları tarafından tükürükle boğulurlar.

Nitekim, TBMM önündeki metni ya da Zülal Kalkandelen’i ya da benzeri gerçek hayvan dostu yazarların makalelerini dikkatle okuyun, tuzakları daha şimdiden görebilirsiniz.

Hayvanları AKP’nin şerrinden yasalar bile koruyamaz.

Ya da başka deyişle, hayvanları AKP’nin şerrinden koruyabilecek yasa yoktur.

Aynı gerçek, insanlar için de geçerlidir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları