NATO’daki ‘veto’ hayali

NATO’daki ‘veto’ hayali

17.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çoğu yetkin gözlemcinin belirttiği üzere NATO’nun Rusya kuşatmasının ürünü olan Ukrayna savaşında ne olup bittiğini kavramak ve olayları yerli yerine oturtabilmek için, Türkiye’nin gelecekteki biçimlenmesinde yaşamsal önemi olan NATO’yu göz ardı etmemek gerekir. Nitekim ABD, Finlandiya ve İsveç’i de NATO’ya alma niyetini açıklayınca, Kuzey Atlantik İttifakı bir kez daha gündeme geldi. Washington’ın niyetini açıklaması üzerine Tayyip Erdoğan da bu isteğe karşı duracağını, diğer İskandinav ülkeleri gibi terör örgütlerinin misafirhanesi konumunda olduğunu ileri sürdüğü İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmadığını açıkladı.

NATO’da kararların oybirliğiyle alınmasından hareketle, kuruluşta üyelerin bir tür veto hakkı bulunduğu yanılgısına kapılanlar bu açıklamayı  gereğinden fazla önemsediler.

***

Oysa NATO’da oybirliği ilkesi kâğıt üzerinde var olmakla birlikte gerçekte yoktur.

Nitekim, “NATO’nun önemli ülkeleri bizim arkamızda, Türkiye’nin bizimle iyi geçinmesi kendi yararına olur” şeklinde küstahça bir açıklama yapan İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, uygulamada Türkiye’nin böyle bir vetosu olmadığı gerçeğine dayanıyordu.

Amerikan dış politikasının en önemli askeri ve siyasal enstrümanı olan NATO’da Türkiye’nin fiili veto hakkı hiçbir zaman olmamıştır.

Buna karşın yine de Türkiye bu hayale iki defa kapılmıştır. Bunlardan birincisi Yunanistan’ın, Ecevit’in Kıbrıs Harekâtı sırasında çekilmiş olduğu NATO’nun askeri kanadına dönmesi sırasında olmuştu. Ankara’nın Dışişleri’nin bastırmasıyla, Yunanistan’ın askeri kanada dönülmesi konusunda koşul ileri sürme girişimi, ABD’nin Türkiye’deki en üst düzeydeki adamı Kenan Evren kartını kullanarak etkisizleştirilmiştir.

Kenan Evren, Amerikalı patronlarına “baş üstüne” diyerek bu konudaki çekincelerini geri çekmiştir.

İkinci olay ise bizzat Tayyip Erdoğan iktidarında olmuştur. 2009’da ABD, Danimarka’nın PKK’ye destek verdiği ileri sürülen başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO genel sekreteri olmasını istemiş, Tayyip Erdoğan buna karşı çıkmış, sonra  Rasmussen genel sekreterlik koltuğuna oturtulmuş, buna da kimsenin gıkı çıkmamış, Türkiye bu konuda “ikna edilmişti”!

Bu defa da öyle olacak gibi görünmektedir. ABD, Finlandiya ile birlikte İsveç’i NATO’ya alacaktır. Çünkü Ann Linde’nin de belirttiği gibi NATO’nun önemli ülkeleri, bu konuda böyle istemektedirler.

Ve NATO’nun önemli üyeleri bir tanedir. O da ABD’dir.

O yüzdendir ki iktidara, bir nevi veto hakkı olduğu yanılgısına kapılarak sonra gülünç duruma düşebileceği girişimlerden uzak durmasını salık veririz. Ankara’nın bu konuda kapıları tümüyle kapatmadığını açıklaması yerinde olmuştur.

***

NATO-Türkiye ilişkileri çoğu zaman bizim gerçek olmayan varsayımlarla beslenen yanılsamalarımıza  dayalı olarak gelişmiştir. NATO’nun “topyekûn karşılık”tan, “esnek mukabele”ye geçtikten sonra, Türkiye’ye bir Sovyet saldırısı söz konusu olduğunda, nükleer silahların ancak saldırının Avrupa’nın göbeğine kadar yayılması halinde kullanılmaya başlanacağı dönemde bile Türkiye, kendisini nükleer şemsiyenin otomatik güvencesi altında sanma yanılgısı içinde yüzüyordu.

NATO ile ilgili büyük bir kof hayal de örgütün Avrupa’nın öbür ülkeleriyle birlikte Türkiye’de de demokrasinin savunucusu olduğu yanılsamasıdır.

Olaylar göstermiştir ki NATO başlangıçtan itibaren, Türkiye’de toprak ağaları ve irtica ile el ele komünizmle mücadele etiketi altında, demokrasiye karşı siyasal İslamı desteklemiştir. Diğer ülkelerde de benzeri girişimlerden kaçınılmamıştır. Nitekim İtalya’yı kasıp kavuran Gladyo’nun arkasında NATO’nun olduğu artık herkesin görüş birliğine vardığı bir gerçektir. 

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023