Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bu Olmadı Pehlivan!
Rahmetli Abdülkadir Yücelman, “Al makineni, Bolu’ya gidiyorsun” dedi bir kış günü. Serbest Güreş Milli Takımımız, Aladağ’da kamp yapıyordu. Önce İstanbul-Bolu otobüs, oradan Bolu-Aladağ minibüs, 5 kilometreyi de yürüyerek, kampa ulaştığımda saat akşamüstünü bulmuştu. Sanıyorum, milli takımlar Polonya’daki Avrupa Şampiyonası’na hazırlanıyordu. Muharrem Atik Hoca ve en az 3-4 güreşçiyle röportaj yapmam gerekiyordu onca yolu kat ettikten sonra.
\nTesisler müthişti; bir dağ evi, bungalovlar, gölet, kortlar habire fotoğraf çektim, ama havanın karardığının farkına varamadım. Antrenman salonunun önünde dolanırken kara yağız delikanlı bir güreşçi geldi. Fevzi Şeker’di; müsabakalardan tanıyordum. Yine de yan yana gelince çok heybetli gözüktü gözüme. “Hocaya söyledim, gazeteci kardeş sen kal bu akşam, yarın biz seni yollarız Bolu’ya, oturur akşam uzun uzun konuşuruz, boş oda çok” dedi. Güreşçilerle bir gece geçirecektim. Antrenman bitti, akşam karanlığı çöküp, ‘dağ evi’ görünümündeki kamp tesislerindeki salonda bir araya geldik.
\nFevzi Şeker’le de uzun uzun bir röportaj yaptım. Yalan söylemeyeyim 74’ten 68’e inerse Avrupa şampiyonluğuna daha yakın olduğunu belirtiyordu. Şömine başında fotoğraflar... Derken sabah oldu. Bir gün önce yemyeşil olan kamp tesisi beyaz örtüye bürünmüştü. Değil İstanbul, Bolu’ya inmek bile mucizeydi. Biz de oturduk hep beraber kahvaltı ettik takımla. Ballar, kaymaklar, sütler, yumurtalar, ne ararsanız vardı. Yol açılacak diye beklerken antrenmanı da seyrettim. 1 saatlik teknik çalışmanın ardından sert bir idman, öğle yemeği, akşamüstüne doğru yine antrenman. Odama çekilmiştim ki, Fevzi Abi gelip, “Gazeteci, gel futbol oynayacağız, sana da ayakkabı bulalım, oyna” dedi. Galiba morarmadık yerim kalmamıştı, çünkü hepsi kaya gibiydi, çarpıp düşüyordu insan. Maç sonrası, yine uzun bir gece sohbeti ve ertesi gün İstanbul. O kampın ardından Fevzi Şeker, Poznan’da Avrupa şampiyonu olmuştu, hem de 74’ten 68’e inip. Sonra hep dost kaldık. Birbirimizi gördüğümüzde sarılır, hal hatır sorardık.
\nDerken perşembe akşamı Anadolu Efes maçı için İsrail’deyken telefonum acı acı çaldı. Açtım, “Fevzi Hoca’yı kaybettik” diyordu bir dostum. “Yahu taş gibi adam, sporcu, şampiyon, kaza mı?” derken, “Hayır, futbol oynadı antrenmanın üstüne, fenalaşmış, kurtaramadık...” Ah be ‘kirli’ futbol, artık seni sevmeyeceğim; hem de hiç!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!