Bu soruya yanıt vermek güç. Geçen haftaki fısıltı gazetesi haberlerine göre ‘durum iyi değil’di. Hatta 2-3 takımı küme düşürecek belgelerden, itiraflardan, bulgulardan, tapelerden söz etti ‘çok bilen’ polis-adliye muhabirleri. Hatta onlara inansak, F.Bahçe, Beşiktaş, İstanbul BŞB., Sivasspor, Eskişehirspor, Bucaspor, Mersin İdmanyurdu küme düşüyor; Giresunspor, Kartalspor falan da 3. ligin yolunu tutuyordu.

Hafta sonuna doğru duyumlar yön değiştirdi. Özellikle pazar günü yayımlanan bazı gazetelerde, 5 ünlü hukukçudan oluşan Etik Kurulu’nun doğru dürüst bir belgeye rastlayamadığı, şikeyi ispat edemediği haberi ön plana çıktı. Çünkü şikeli maçın TFF lügatındaki karşılığı, ‘sonucu önceden belirlenen maç’tı ve F.Bahçe’nin son 5 haftalık maratonu ile Beşiktaş-İstanbul Belediye maçı ‘kıl payı’ yön değiştirmişti...

Doğal olarak hepimizin kafası karıştı. Hatta şöyle söyleyeyim: TFF’nin birçok yöneticisinin ayağı bile geri geri gidecek İstinye’deki toplantı odasına yürürken bugün. Öyle ise... Evet, öyle ise TFF ne yapacak? Ne mi? Gayet açık. Futbol deyimi ile basacak topun üzerine. Diyecek ki, “Ey Türkiye, burada yargısız infaz yapamayız. Geriye dönük uygulama hakkı saklı kalmak kaydı ile ligleri başlatacağız ve yargı sürecini bekleyeceğiz. Sonuçta bizler futbolun sahipleriyiz ama bu ülke hukuk devleti. En doğru kararı da yüce Türk mahkemeleri verecektir. Yargılanma sürecinin sonunda, federasyon olarak oturur nihai kararımızı da veririz...”

Çünkü, Etik Kurulu’nun kararı ne olursa olsun belirleyici değildir, sadece görüştür. Görüş üzerine de birilerini suçlayamazsınız. Hele savunmalarını almadan ‘şike’ gibi aşağılayıcı bir yaftayı boynuna takamazsınız kişilerin de camiaların da! Eğer bunun dışında bir karar alırsa TFF büyük yanlış yapar. Kazara da birilerini küme düşürür, birilerini Ergenekon benzeri yargılanmadan ‘suçlu’ gösterirse işte o zaman kaybederiz Türk futbolunu külliyen...