“Kaybedeceksek de taraftarımızın gurur duyacağı biçimde kaybedeceğiz” demişti Paris Saint Germain maçı öncesi teknik direktör Fatih Terim...
Öyle de oldu; Galatasaray, ‘gücünün yettiği’ yere kadar oynadı, yüreklice mücadeleye girişti, pozisyon buldu ama rakibinin ‘niteliksel’ ağırlığına boyun eğdi.
İlk 15 dakika hariç PSG’yle kafa kafaya oynadılar desek abartmış olmayız. Birkaç gün önce Fenerbahçe karşısında akordu bozuk piyano gibi sallanan takımın aradan 72 saat geçmeden böylesine farklı bir kimliğe bürünüşü gerçekten ilginç. Acaba 4-5-1’den 3-5-2’ye geçiş mi bu silkinişte rol oynadı? Yoksa gerçekten yine Fatih Hoca’nın dediği gibi Şampiyonlar Ligi ‘başka bir dünya’ mı bilemedik, ama G.Saray seyircisi, 1-0’a rağmen umutsuz ayrılmadı gecenin bir yarısı Telekom’dan. En azından Real Madrid-Brugge maçının 2-2 bitmesi bir avantaj oldu Sarı- Kırmızılılar için; fark açılmadı grupta çünkü.
Gecenin ayrıntılarına gelirsek; Neymar ve Cavani’yi oynatamamak PSG için dezavantajdı. Belki de Fransızların gol vuruşlarındaki sıkıntısı, bu ikilinin yokluğundan kaynaklandı. Bir de Muslera’nın neredeyse sıfır hatayla oynayışı. Golde hatalı mıydı, bilinmez ama orada gol pasında elini biraz daha uzatabilse gecenin kahramanı olurdu Uruguaylı kaleci.
Seri’nin orta alana dönüşü, G.Saray’ın o ağır görüntüsünü biraz olsun silmiş; hızlı oynadılar, merkez stoper Donk’un da oyuna katılımı, Sarı-Kırmızılıları bir adım öne çıkardı ligin ilk 6 haftasına göre. Bazen 5’li defansa dönüşse de 3-5-2 dedik ya; ileri ikilideki Falcao’yla Babel, eğer uyum sorununu aşarlarsa iş yapar. Hatta sonradan giren Andone bile bu taktikte oynar. Eğer Babel, dün gece hareketli olabilse; inanın Falcao, gol vuruşunu yapardı. İkinci yarıda Seri’nin kaleciden seken frikiki, Falcao’nun 1-2 adımla golü kaçırışı, Feghouli’nin paralel pasının ‘ah vah’ sesleri arasında skora dönüşememesi ve özellikle uzatmada bile beraberlik arayışı tribünler için gol kadar değerliydi.
Son düdük çaldığında Galatasaray belki 1 puanda kalıyordu, ama mücadele ruhunun geri dönüşü camianın geleceğe umutla bakabilmesini sağladı.