Arif Kızılyalın

Rambo Değil Sneijder!

19 Ekim 2014 Pazar

Bir futbolcu, tek başına tüm maçın seyrini değiştirir; tekniği, taktiği çöpe atıp günün, gecenin senaryosunu yeni baştan yazabilir mi?
Evet, adınız Wesley, soyadınız Sneijder ise sadece 90 dakikanın değil takımınızın, kulübünüzün, rakibinizin, hatta sezonun kaderini 3-4 dakikada sil baştan çizebilirsiniz.
Öyle de yaptı bu 1.70’lik Hollandalı. Baktı, hocası Prandelli ile arkadaşları işin içinden çıkamayacak, aldı sazı eline, bir sağdan, bir soldan yaptığı sıra dışı vuruşlarla derbiyi Sarı- Kırmızıya boyadı, kongre rüzgârları ile sarsılan camiasına rahat bir soluk aldırdı, Galatasaray’ı da zirve yarışına ortak etti.
Gerçekten dün gece bir Sneijder vardı, bir de Sneijder’den ötesi...
İsterseniz ötesine göz atalım kısaca. Bir derbi düşünün tribünleri dolduramamış, gündem oluşturamamış, gazetelerde, TV’lerde 1. haber olamamış; hatta biletleri bile elde kalmış...
Teknik direktörler, ya kaybedersem telaşında, futbolcuların çoğu, işin bitse de gitsek” boyutunda...
Hani deseniz ki, Oynamadan birer puanı üleşin, maçı hiç başlatmayalım...kabul edecek ikisi de. Zaten ilk 11 ve yabancı tercihleri, hem Prandelli’nin, hem İsmail Kartal’ın kafalarında nasıl bir 90 dakika oynadıklarının kanıtı. Haydi diyelim, Ribas’ı, Sow’u kesen Fenerbahçe 0-0’a geldi, oyunu yavaşlatıyor, peki G.Saray’a ne demeli? 4-1-4-1’in en ucundaki Burak ile savunma arasındaki mesafe nerden baksanız 40 metre, bir de kadroda Dzemaili olunca kur oyunu, kurabilirsen! Koskoca 45 dakikada ile uzatmalarda Olcan ve Sneijder yoklamasa Volkan’ı top ortada kalacak...
Buna karşılık Fenerbahçe’nin Alper ve 3 kez Emenike ile hücum denemesini yazmışız notlarımıza. Bir de Emenike ile Chedjou arasında eğer Kamerunlu topa vurmasa penaltı tartışması yaratacak pozisyon var ama kimse doğru dürüst itiraz etmiyor. Yani öylesine uzaklar maçın havasından...
Maçın devre arasında, Böyle oynarlarsa başladığı gibi biteryorumları hâkim. Gel gör ki 2. yarı başlarken bir şeyler oluyor. Daha 46. dakikanın ilk saniyelerinde Olcan’ın kaptığı top Sneijder’in önünde kalıyor ama Volkan başarılı. Maç yine kilitlenecek derken Alves, ilgisiz bir pozisyonda Dzemaili’nin omzuna basıyor, hakem Cüneyt Çakır’ın kararı net; kırmızı kart...
İşte o dakikadan sonra ipler sanki Galatasaray’ın elinde, Olcan’ın direkte patlayan şutu Umut’u da oyuna alan ev sahibini umutlandırıyor ama Kuyt iki kişilik oynayınca güçler yeniden dengeleniyor sanki, hele kornerden Kadlec’in atamadığı bir gol var ki TT Arena’nın tribünleri buz kesiyor, hatta taraftar artık evinin yolunu tutma aşamasında, Kartal, Kuyt’u; Prandelli, Melo’yu kulübeye çekiyor...
İşte o anda bir isyan başlatıyor G.Saray’ın 10 numarası. Selçuk ile Hamit’in ayağına doladığı topu alıyor kaleye 35 metrede, 3-5 adım sürüp sol 90’a yolluyor, Volkan’ın çabası boşuna. Ağları sarsıyor meşin yuvarlak. “Gol” sesini duyup tribüne geri dönenler o harika vuruşu göremedikleri için saç baş yoluyor. Aradan 3 dakika geçmiyor ki, Hollandalı bu kez sağ 90’ı gözüne kestirip vuruyor. Bir gol daha...
Artık Seyrantepe’ni adı ‘Bayramtepe’... Hatta öyle ki uzatmanın sonralarında Hasan Ali’nin çizgi dışından çekip aldığı ve ortası ile Alper’e attırdığı Fenerbahçe golünü bile önemseyen yok. Çünkü Sneijder, her şeyin önüne geçmiş... Orta yaşlı bir seyirci bağırıyor, “Rambo’sun sen Rambo... O tek başına tüm Vietnam yok ederdi, sen Fenerbahçe’yi dağıttın.”
Doğru söze ne denir?
Gerçekten de Rambo karakterini hem yazan, hem oynayan Sylvester Stallone gibiydi Sneidjer; tek başına gecenin tüm yükünü üstlendi, koltuğunu bırakan Ünal Aysal Başkan’a da belki en güzel “elveda hediyesi”ni verdi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları