Arif Kızılyalın

Rıdvan Hoca ve Arda’ya Mektup

10 Haziran 2017 Cumartesi

“Sevgili Rıdvan Hoca (Dilmen).. Sizi Bolu, hatta Sarıyer günlerinden beri izleyen bir futbol meraklısıyım. Tanrı vergisi özel futbol becerileriniz nedeniyle hep ayrıcalıklı bir yeriniz vardı. Üstelik futbolculuk yıllarınızda sosyal demokrattınız, kitap okurdunuz, gazete, dergi karıştırırdınız...
Fenerbahçe Teknik Direktörü olduğunuzda da yürüyüşünüzün uzun soluklu olacağını düşünmüştüm. Ne yazık ki değişken parametlerin, ayak oyunlarının olduğu zeminde kalmak istemediniz, yorumculuğu seçtiniz.
Ardından adınızın Bochum dosyasında geçtiği iddia edilerek çirkin iftiralar atılmak istendi üzerinize. “Yapmaz” dedik. Nitekim savlar asılsız çıktı.
Sonraları bir iktidar merakı başladı sizde. Kimse buna laf edemez. Kimi Recep Tayyip Erdoğan’ı sever; kimi Necmettin Erbakan’a, Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e ya da Kemal Kılıçdaroğlu’na hayrandır.
Hatta, güçlü dostlarınızı da devreye sokup yaptığınız siyasi tabanlı evet kampanyasına da bir şey dememeli toplum; sizin tercihiniz! Dün, liberal demokrattınız, bugün muhafazakâr görüşü savunabilirsiniz; dünya değişiyor sonuçta.
Ne var ki geçen günlerde İzmir Marşı üzerine kelam eylediniz çıktığınız TV kanalında. “Marş siyasi” dediniz.. İçimizi acıttınız. Oysa Milli Marşımız, İzmir Marşı, Akdeniz Marşı, Gençlik Marşı, 10. Yıl Marşı bu ülkenin çimentosudur. Hele İzmir Marşı... Bildiğim kadarı ile Egelisiniz. Hani, şu Büyük Taarruz sonrası Atatürk ve silah arkadaşlarının, “Ne pahasına olursa olsun İzmir’e yetişin” dediği bölgenin çocuğusunuz, Fahrettin Altay’ların atlarını çatlatana kadar koşturup, hemşehrilerinizin canını, malını, namusunu kurtardığı toprakların evladısınız. Bence, İzmir Marşı sizin önsözünüz olmalı Rıdvan Hocam. Her sabah kalkıp aynaya bakarken “Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa.. Sen de yaşa Fahrettin Altay..” demelisiniz. Çünkü İzmir Marşı’nı kanları ile yazan Gazi Mustafa Kemal’ler, Fahrettin Altay’lar ve diğer vatan kahramanları olmasa, Rıdvan Dilmen, muhtemelen İngiliz-Yunan bir toprak ağasının kölesi olarak doğacaktı 1962 Nazillisinde!

***

Sevgili Arda Turan..
İkinci mektup sana; Çok değerli THY emekçisi Adnan Bey ve kıymetli eşinin biricik oğlusun. Onları hiç üzmeyen değerli bir evlatsın. Türkiye sevginden zerre kuşkum yok, olamaz da, 23 Nisan’ı da bilirsin, 19 Mayıs’ı da, 29 Ekim’i de... Ancak geçenlerde -adrenalin- etkisi ile bir açıklama yaptın, “Milli takımı bıraktım, kuş gibi hafifledim..” dedin.
Bu ne demek Arda?
Senin gibi dünya çapında bir sporcu değildim, sakatlık, iş güç, okul derken küreğe veda ettiğim gece üzerinde ay-yıldız logo bulunan formayı bir daha giyemeyeceğim için günün ilk ışıklarına kadar ah eyledim dünyaya.
Ama sen, “milli takımı bıraktım, rahatım” diye gülümsüyordun. Ağabeyin Saffet Sancaklı’nın dediği gibi sen milli formayı bırakamazsın bu bir. Bugün Fatih Hoca, yarın bir başka hoca, “gel” dediğinde gelmek zorundasın, zaten geleceksin bu da iki.. Unutma ki, o forma bize Çanakkale kara savaşlarının emanetidir. Çünkü 1915 ikliminde Mehmetçik ölüme beyaz kefenin üzerine doladığı ay-yıldızlı bayrakla gitmiştir, o kutsal giysi de bize Conk Bayırı’ndan, Bomba Tepe’den, Settül Bahir’den miras kalmıştır.
Gel en iyisi özür dile. Ya da akıllı bir futbolcusun, “Ben bıraktım, hafifledim derken şu turkuaz ve siyah formayı kast etmiştim, yoksa 1923 forması benim kutsalımdır, ölene kadar da gururla taşıyacağım” diye işi espriye vur, şu tartışmayı bitir. Yoksa ülkede insanlar bu kısır çekişmeler yüzünden milli takımla ilişkilerini kesmek üzereler!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları