Geçen hafta sonu Torino’da Voleybol Kadınlar Şampiyonlar Ligi finali vardı. İtalya’nın kuzeyini etkileyen yağmur nedeniyle salon tamamen dolmasa da coşkulu bir voleybol gecesi yaşandı 20 Mayıs’ta. Kadınlar finalinde iki Türk, erkekler finalinde ise iki Polonya ekibi mücadele etti. Vakıfbank, İtalyan yıldızı Egonu’nun yıldızlaştığı maçta Eczacıbaşı Dynavit’i 3-1 yenip kupayı alırken, kulüplerin omuzlarında yükselen Türk voleybolunun geldiği nokta alkışı hak eder cinstendi. Şampiyon Vakıfbank, Avrupa ikincisi Eczacıbaşı ve Şampiyonlar Ligi’ne son dörtte veda eden lig şampiyonu Fenerbahçe Opet’i kutlamak gerek. Büyük yatırım yapıyorlar. Eczacıbaşı, ülkede kadın voleybolunun lokomotifi. Son dönemde Faruk Eczacıbaşı ve Erdal Karamercan’ın motivesiyle sürekli zirvede kendine yer buluyorlar. Keza, 2000’lerde Aziz Yıldırım, şimdilerde Ali Koç’un futbol dışı branşlara verdiği önem Fenerbahçe’yi tepede tutuyor.

Devlet bankası Vakıfbank’ın, milyon Avro’ların döndüğü transfer piyasasında sürekli yıldız isimler alarak piyasayı yükseltmesi ise branşı cazip hale getiriyor! Gelgelelim bu finalde devlet ayağı eksik kaldı. Nasıl Mersin Milletvekili Nureddin Nebati hâlâ ekonominin başındaysa (dövizin çıldırışından belli), Süleyman Soylu İstanbul Milletvekilliğini icra etmeyip İçişleri Bakanlığı rolünü oynuyorsa, Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu da gelir, seremonide iki kulübün kaptan ve başkanlarının elini kaldırırdı. Ama “devlet” ayağı eksik kaldı.

BORÇLU BAŞKANA KIYAK!

Adı lazım değil, bir federasyon başkanı var. Kardeşi FETÖ’den sabıkalı, ama oralı olmuyor. Suç şahsidir deyip geçersek, aynı kişinin İstanbul’da bir AVM’nin sahibi olduğunu biliyoruz. Parasında pulunda değiliz, ancak Anadolu yakasındaki bu AVM için kullanılan yüklü banka kredisinin geri ödemeleri aylardır durmuş. Çiftçiye kredi vermeyen, hayvan çiftlikleri işletenlerin geri ödemelerinde geciktiği gün hacze giden söz konusu banka, acaba bu federasyon başkanının borcu için niye işlem yapmaz bilinmez. Gerçi benzeri “kıyak” Kemer Country’nin alımı sırasında da eski bir federasyon başkanına yapılmıştı, şimdilerde neredeyse milyar dolarlık rantın sahibi oldu. Ne diyelim, devlet bankalarının gücü, çiftçiye, emekliye, emekçiye yetiyor, ama çakarlı araçlarla dolaşan federasyon başkanlarına yetmiyor! Yani “devlet” bankası yarın öbür gün koltuğunu kaybetme olasılığı bulunan bir federasyon başkanına, “Borcunu öde” diyemiyor! Ne dersiniz, bu bir istikrar olabilir mi?