Arzu Süzmen

Napolyon ile Josephine'in Aşkı Podyumda

25 Temmuz 2016 Pazartesi

Tarih özellikle moda söz konusu ise gerçekten tekerrürden ibaret. 2016 Sonbahar Couture koleksiyonlarında görülen Fransız İmparatorluk Dönemi silüetlerinin etkileri, rahatlıkla bunun kanıtı olabilir.

Napolyon Bonaparte’ın İmparatorluk Dönemi'nde (1769-1821) yaygın olan silüetler, Maison Margiela Artisanal 2016 Sonbahar Couture koleksiyonun esin kaynağı oldu. John Galliano’nun tasarımcısı olduğu markanın defilesinde adeta Napolyon Bonaparte ve büyük aşkı Josephine de gardropları ele geçirilip podyuma taşınmış gibi bir his vardı.

 İmparatorluk Dönemi'nde İmparatoriçe Josephine moda alanındaki tercihleri ile günümüzün stil ikonları gibi moda trendlerini belirliyordu. Barok ve Rokoko dönemlerinin gösterişli giysileri, yerini ince-uzun siluetler yaratan daha sade, kadınlara özgürlük ve hareket serbestliği getiren kıyafetlere bırakmıştı. Antik Yunan giysilerindeki drapeler, dökümler, yüksek belli uzun beyaz elbiseler tekrar moda olmuş ve bu neoklasik stil, yeni bir dönem başlatmıştı. Bu stile "ampir stil" adı veriliyordu.

Göğüs altında belirginleşen bel çizgisi sayesinde giysilerde bel kısmından ziyade göğüs kısmı vurgulanıyor ve ince şifon gibi hafif transparan kumaşların giysilere seksapel kattığı düşünülüyordu. İpek ve şifondan yapılan kostümlere hem aksesuar olarak, hem de bedenleri ısıtmak için kaşmir ve ipekten Hint desenli şallar eşlik ediyordu. Ampir stil için kadın dostu da diyebiliriz zira aşırı sıkı korselerden daha hafif korselere geçiş yapılmıştı. Ayrıca erkek ceketlerinden esinlenerek tasarlanan kısa, kadife ceketler (spencer ceket) sayesinde kadın giyimine maskülenlik de katılmıştı. Gece kıyafetlerinde ise kısa karpuz kollar, düşük yakalar, dekolte, eldiven ve kuyruklu elbiseler tercih edilmekteydi. 

John Galliano’nun Favori Dönemi

Maison Margiela Artisanal 2016 Sonbahar Couture koleksiyonunda Fransız İmparatorluk Dönemi'nden esinlenen İngiliz tasarımcı John Galliano, uzun zamandır tasarımlarında bu dönemin stillerinden referans alıyor. 1984 yılında ünlü moda okulu Central Saint Martins’den mezun olurken sergilediği “Les Incroyables” koleksiyonu da bu dönemden esinlenerek hazırlanmıştı.

 

Galliano, giysilerdeki geleneksel formları sorguladığı Maison Margiela Couture defilesinde turuncu yağmurluğu baş aşağı sergilerken, dönemin erkek giysilerinin tamamlayıcısı binici botlarını ve üç kenarı kalkık Napolyon şapkasını aksesuar olarak kullandı.

 

İmparatorluk dönemi giysilerini podyumda ve sokak stillerinde daha çok göreceğiz gibi görünüyor. Dönemin giysilerini tekrar anımsamak isteyenler Aşk ve Yaşam, Emma, Aşk ve Gurur, Mansfield Parkı, Savaş ve Barış gibi filmler ve Jane Austin romanları eşliğinde tarihi bir yolculuğa çıkabilir.

Sizce de Napolyon'un Josephine'e şu sözlerini anımsamak güzel olmaz mı: "Bir tek günüm bile geçmedi yüreğimde sevgin olmadan..."

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları