Avrupa’ya veda
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Avrupa’ya veda

20.08.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Almanya’yla kriz, akıllara ziyan bir durum. Hesapsız, plansız, her anlamda Türkiye’nin çıkarlarını zedeleyecek bir hadise.
Şimdi sakin sakin yapılan işin neden yanlış olduğunu anlatmak istiyorum.
Darbeye katılan isimlerin iadesinin Almanya’dan talep edilmesi, Ankara’nın hakkı. Bu konuda kimsenin itirazı yok. Ancak Türkiye, olağanüstü hal çerçevesinde 15 Temmuz’dan bu yana o kadar vahim uygulamalara imza attı ki, artık dünya skalasında bir baskı rejimi olarak görülüyor. Darbecilerin dayak yemiş fotoğraflarının Anadolu Ajansı tarafından servis edilmesinden tutun da gazeteci ve milletvekillerinin hapse atılmasına kadar birçok örnek nedeniyle, uluslararası hukuk artık Türkiye’ye suçlu iadesi açısından safe country’ yani ‘güvenli ülke’ olarak bakmıyor. Yargısına da, mahkemesine de güven duyulmuyor.
Bu yüzden Almanya ve birçok ülke, Türkiye’de PKK ve FETÖ davalarından aranan bürokrat, gazeteci ve diğer isimlerin iltica taleplerini kabul ediyor. Türkiye ise bu konuda kızgın. Halen Türkiye cezaevlerinde 55 Alman vatandaşı var ve bunlardan 22 tanesi FETÖ ve PKK’ye destek suçuyla aranıyor. Sadece 4 tanesi çifte vatandaş.
Fakat tabii ki Adil Öksüz söz konusu olduğunda, kimse olaya sadece bir insan hakları meselesi olarak bakamaz. Darbenin en kritik ismi olan Adil Öksüz’ün kimliği, o gece Akıncılar üssündeki görevi ve darbe öncesi yapılan toplantılardaki rolü belli. Haliyle bu şahıs Almanya’daysa, Ankara yaygara koparmakta haklı.
İyi de, Adil Öksüz sahiden orada mı? Bir lokantada görüldüğü söyleniyor. Ne bir foto, ne detaylı bilgi var. Darbe sürecinden bu yana FETÖ yapılanmasıyla öğrendiğimiz en önemli şey, nasıl bir gizlilik içinde hareket ettikleri. 30 yıl ‘kripto’ yaşam süren askeri yetkililer var. Erdoğan’ın dibinde görev yapıp gerçek kimliğini gizleyenler var.
Hal böyleyken, hele de Adil Öksüz gibi birinin, “Canım döner çekti. Hadi şurada yiyiverelim” diye köşedeki Türk lokantasına uğraması, bana pek mümkün gelmiyor. Hatırlarsanız daha önce de Londra’da benzer bir vaka yaşanmış, sonra Adil Öksüz olduğu sanılan o vatandaş çıkıp “Ben Adil Öksüz değilim” diye röportaj vermişti. Şimdi aynı durum olmasın?
Velev ki elinizde ciddi bir istihbarat var. Bunun yöntemi, gidip araştırmak, günlerce titizlikle takip etmek, resimlemek, sonra da MİT üzerinden Alman gizli servisiyle irtibat kurup anlaşmaktır. Türkiye geçmişte böyle hareket ederdi. Ben bu kadar hassas bir konuda, ‘Orada görülmüş’ diye Dışişleri üzerinden ‘nota’ verildiğini ve bunun gazetelere servis edildiğine ilk kez tanık oluyorum. Sağlam bilgi ve foto varsa, sözlerimi geri alıyorum. İş sadece duyumsa, vahim bir hata.
Almanya’yla arayı bozmanın başka sakıncaları da var. Hepimiz Türkiye’nin Avrupa rotasının bittiğinin farkındayız. Ancak kâğıt üzerinde Türkiye’nin AB süreci hâlâ sonlandırılmış değil. Bu, ekonomik ve siyasi konumlanma açısından önemli. Müzakere sürecinin askıya alınması, her şey bir yana, Türkiye’ye ‘yatırım ortamı’ açısından oldukça külfetli olacak, yabancı yatırımcının zaten azalan iştahını iyice kesecektir.
Şu zamana kadar AB sürecinin tamamen askıya alınmamasındaki yegâne neden, Berlin’in tutumuydu. Avrupa Parlamentosu iki kez karar geçirdi, Almanya sayesinde AB Konseyi bunu dikkate almadı. Geçen ilkbaharda, Hollanda krizi ve Nazi atışmaları sonrasında yine bazı Avrupa ülkeleri Türkiye’nin müzakere sürecinin bitirilmesi için kapalı kapılar ardında bir lobi faaliyeti başlatınca,
“Durun, dokunmayın. Böyle kalsın” diyen yine Almanya’ydı.
Ama bu durum artık değişiyor. Artık Berlin’in “AB müzakere sürecine dokunmayalım” tezini savunması mümkün değil. Bırakın müzakereleri, artık ‘gümrük birliğinin güncellemesi’ gibi mütevazı bir hedef bile zor. Önümüzdeki nisanda, AB sürecinin resmen askıya alınması şaşırtıcı olmaz. Gümrük Birliği’nin genişlemesi meselesi ise geçmiş olsun...
Haliyle ben artık bu işin düzelmesini mümkün görmüyorum. Bu gerilim, Almanya seçimlerinden sonra da devam eder.
Ve öyle görünüyor ki, Almanya’yla birlikte Avrupa’ya da veda etmiş oluyoruz. 

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018